Yargıç Afridi, seçim tarihinin suo motu arkasındaki mantığı sorguluyor

İSLAMABAD: Yargıtay (SC) yargıcı Yahya Afridi, üst mahkemenin dört yargıcından biri. ayrışmış kendilerini daha büyük kürsüden, başvurmak için itirazlarda bulundular Suo motu Hayber Pakhtunkhwa ve Punjab’daki seçimlerle ilgili olarak baş yargıç tarafınca yargı yetkisi.
Yüksek mahkeme yargıcı, 23 Şubat’taki duruşmada mahkeme kararıyla beraber Pazartesi günü kamuoyuna açıklanan ek notunda, dava Punjab ve KP’deki yüksek mahkemede derdest olmasına karşın suo motu bildiriminin alınmasının ardındaki mantığı sorguladı.
Yargıç Afridi ek olarak, Baş Yargıç Umar Ata Bandial başkanlığında beş yargıçlı yeni bir kurul oluşturulduğu davayı dinleyen dokuz üyeli kuruldan da çekildi.
“Ondan sonra kaydedilecek olan detaylı nedenlerle, bu dilekçelerin ilk bakışta 1973 Pakistan İslam Cumhuriyeti Anayasası’nın 184(3) maddesinin kapsamına girmiş olduğu görülmektedir. Sadece, yetkinin kullanılması adli açıdan uygun olmayacaktır. 2023 tarihindeki 11096 Sayılı Mahkeme İçi Temyiz, 10468/ Sayılı Mahkemeye Saygısızlık Dilekçesinde, dilekçelerde öne sürülen hususların şu anda Lahor Yüksek Mahkemesi (LHC) önünde karara bağlanmayı beklediği göz önüne alındığında, anayasanın yukarıda belirtilen hükmü uyarınca bir karar vermek W/2023 ve Peşaver Yüksek Mahkemesi 407-P/2023 sayılı Yazılı Dilekçede.”
Madde 184(3) kapsamındaki yargı yetkisinin, herhangi bir mevzunun başka bir mahkeme yada forum nezdinde “beklemede olmasından etkilenmediğini” belirtmekle beraber, LHC sonucu ve taraflarca alınan “garip ve çekingen olmayan tartışmalı siyasal duruşlar”, bu mahkemeyi haklı kılar uygunluk ilkesini desteklemek için “adli engelleme” göstermek.
Yargıç ek olarak, bunun Yargıtay’ın yargısal önleyici karar verme istekliliği üstünde herhangi bir negatif yansımayı önlemek için bulunduğunu da sözlerine ekledi.
“Bu yüzden, mevcut dilekçelerin bu mahkeme tarafınca incelenmesi esnasında herhangi bir bulgu yada yorumun iletilmesi, yalnızca ilgili yüksek mahkemelerde derdest olan söz mevzusu dilekçe/temyizde tarafların itiraz edilen iddialarına halel getirmekle kalmayacak, daha da önemlisi hiyerarşik yargı alanını rahatsız edecektir. Anayasa’da öngörüldüğü şeklinde yüksek mahkeme. Bununla beraber, yüksek mahkemenin adaletin güvenli, olgun ve saygılı bir halde idaresinde hak etmiş olduğu adli uygunluğu da bozacaktır. Dolayısıyla bu üç dilekçeyi reddediyorum.”
“Önümüzde bekleyen mevcut üç dilekçede Anayasa’nın 184(3) maddesi kapsamındaki yetkilerin kullanılmasının uygun olmayacağına karar vererek, söz mevzusu dilekçeleri dinlemeye devam etmemin bir yarar sağlamadığını görüyorum. Sadece söz mevzusu dilekçeleri dinleyerek mevcut kürsüde kalmama karar vermeyi kıymetli başsavcıya bırakıyorum.”