Su kaynaklarının tükenmesi; Gazzeliler su gereksinimlerini karşılamak için iyi mi günlük savaşım veriyor?
Acımasız İsrail rejiminin Gazze’deki masum insanlara elektrik ve su ablukası uygulayarak onların sefaletini daha da artırmasından bu yana, insanoğlu her gün gereksinimlerini karşılamak için çabalıyor, oldukça sayıda şahıs güneydeki banyoların önünde sıraya giriyor ve bir çok da banyo yapmıyordu. günler.
Yıkıcı kuşatım, Filistin direniş grubunun İsrail’in masum sivillere yönelik devam eden baskısına ağır güçle karşılık vermesinin peşinden uygulandı. Hamas’ın saldırısı, işgal altındaki ülkenin tarihinde benzeri görülmemiş bir saldırıya işaret eden üç yönlü bir saldırıydı.
Sıhhat Bakanlığı, İsrail’in Gazze’deki vahşetinin devam ettiğini, Gazze’deki gelişigüzel bombalama ve top atışlarında ölü sayısının 2 bin 670’i şehit ettiğini, 9 bin 200’den fazla Filistinlinin yaralandığını söylemiş oldu.
Ayrıca Gazze Şeridi’nde, işgal altındaki İsrail güçleri Pazar günü bir kara saldırısına hazırlanıyordu ve ülke, sekiz gün önceki sürpriz saldırısına misilleme olarak Hamas’ı yok etme sözü verdi.
İsrail ordusunun Cuma günü bölgenin kuzeyinde yaşayanları “kendi güvenlikleri için” güneye gitmeleri mevzusunda uyarmasının peşinden Ahmed Hamid, eşi ve yedi çocuğuyla beraber Gazze Şehri’nden kaçarak Refah’a doğru yola çıktı.
Hamid, “Günlerdir duş almadık. Wcye gitmek için bile sıra beklemeniz gerekiyor” dedi. AFP.
“Yiyecek yok. Tüm ürünler mevcut değil ve mevcut olanın maliyeti de arttı. Bulduğumuz tek yiyecek ton balığı konservesi ve peynir. Kendimi bir yük şeklinde hissediyorum, hiçbir şey yapamıyorum.”
BM, İsrail’in Gazze’ye yönelik amansız hava bombardımanına başlamasından bu yana ortalama bir milyon kişinin yerinden edildiğini tahmin ediyor.
Hamas saldırısında İsrail tarafında 1.400’den fazla şahıs öldü.
55 yaşındaki Mona Abdel Hamid, Gazze’deki evinden ayrılarak Refah’taki akrabalarının evine doğru yola çıktı.
Kendini tanımadığı insanların olduğu bir evde buldu.
“Aşağılanma ve utanç duyuyorum. Sığınacak bir yer arıyorum. Oldukça fazla giysimiz yok ve bir çok artık kirli, onları yıkayacak suyumuz yok” dedi ve “elektrik yok, su yok” dedi. , web yok. İnsanlığımı kaybediyormuşum şeklinde hissediyorum.”
Ya iç ya da yıkan
50 yaşındaki Sabah Masbah, Cuma gününden bu yana kocası, kızı ve öteki 21 akrabasıyla beraber Refah’taki bir arkadaşının evinde yaşıyor.
“En fena ve en tehlikeli şey su bulamamamız. Şu anda hiçbirimiz yıkanmıyoruz bundan dolayı su oldukça azca.” AFP.
Filistinli mültecilere destek elde eden BM kuruluşunun işlettiği bir okulun yakınındaki Han Yunus’taki evinde Esam şunları söylemiş oldu: “Gazze Şehri bölgesinden, El-Rimal mahallesinden ve Tel el-Hava’dan yerinden edilmiş misafirleri kabul ettik.”
Sadece tam adını vermek istemeyen 23 yaşındaki şahıs “su bir problem” dedi.
“Her gün iyi mi su bulacağımızı düşünürüz… Yıkanırsak içmeyiz.”
UNRWA okullarına sığınanlar da çaresizce yiyecek ve su arıyor.
BM ajansının yazışma direktörü Juliette Touma şunları söylemiş oldu: AFP “İnsanlar evlerini terk etmeye devam ettikçe” daha çok insanoğlunun yerinden edilmesi muhtemeldir.
İnsanlık nerede?
İsrail, beklenen kara saldırısı öncesinde Gazze sınırına aralıksız güç ve tabanca yığıyor.
İsrail’in tahliye emrine karşın, bir sakinin bir doktorun evinin hedef alındığını söylediği Refah da dahil olmak suretiyle güneyde hava saldırıları düzenlendi.
Hamis Ebu Hilal, “Tüm aile yok edildi” dedi.
Alaa al-Hams, Refah’taki bir mahallede yeni bombardıman işaretlerine dikkat çekti.
“Büyük yıkıma bakıyorum. Burada terör var diyorlar. Bahsettikleri insanlık nerede?” dedi.
“Burada hepimiz sivil, herhangi bir örgütle ilgisi yok fakat öldüler… kimse hayatta kalmadı.”
Samira Kassab, bir zamanlar Refah’taki evi olan yerin kalıntıları üstünde duruyor ve soruyor: “Nereye gideceğiz? Arap ülkeleri nerede?
“Tüm hayatımızı yerinden edilmiş halde geçirdik. Tüm çocuklarımı barındıran evimiz vuruldu… Sokakta uyuduk ve geriye hiçbir şey kalmadı” dedi.
“İzole durumdayız. Kızım kanser ve onu hastaneye götüremiyorum. Ben de hipertansiyon ve şeker hastasıyım.”
Fakat meydan okurcasına eliyle zafer işaretini kaldırdı.
Torunlarıyla beraber şunları söylemiş oldu: “Ölsem bile ne olursa olsun ayrılmayacağım. Komşularımızdan ekmek dileniyoruz fakat bir kum tanesinden bile ayrılmayacağız.”