Sivil harp kurbanları için niçin bir anma gününe ihtiyacımız var?

0
Bir mezarlıkta birbirinin aynısı mezar taşları sıraları.
Orduda vazife yaparken ölenleri onurlandırmak için her yıl kutlanan Anma Günü esnasında Arlington Ulusal Mezarlığı’nda gömüt taşları ve Amerikan bayrakları görülüyor. | Getty Images vesilesiyle Anadolu Ajansı

Savaşmayanlar çağdaş savaşın yükünü çekiyor fakat onları iyi mi anacağımızı bilmiyoruz.

Sonrasında Anma Günü olarak malum ilk anma günü, 30 Mayıs 1868’de bir İç Harp generalinin Amerikalıları Birlik askerlerinin kurbanlarını anmaya çağırmasıyla gerçekleşti. Orijinal adı “Dekorasyon Günü” idi bundan dolayı mezarlar çelenkler ve bayraklarla süslenmişti. Ve o denli oldukca gömüt vardı ki – Birlik tarafında 300.000’den fazla ve Konfederasyon tarafında neredeyse bir o denli adam ölmüştü. Genel olarak, İç Harp’ın her iki tarafında, Kore Savaşı sırasındaki öteki ABD çatışmalarının toplamından daha çok insan öldü.

Sadece anmanın kutlamaya gölge düşürmesi oldukca uzun sürmedi. Bir yıl içinde New York Times, geçit törenleri ve konuşmalar ölüleri anmaktan daha mühim hale gelirse, tatilin artık “mukaddes” olamayacağını söylüyordu. Bilhassa 1971’de Kurultay’nin Anma Günü’nü Mayıs’ın son Pazartesi günü olarak belirlemesinden ve tatilin orijinal amacına giderek daha yüzeysel bir merhaba vererek onu yaz için muhteşem bir başlangıç ​​noktası haline getirmesinden sonrasında olan tam olarak buydu.

Anma Günü’nü kendileri için bir anma anı olarak görenler ile üç günlük sosisli sandviç ve hamburger yiyenler arasındaki yar, daha önceki savaşların gazileri öldükçe ve ABD’nın tamamen gönüllü ordusu ile sivilleri arasındaki yar genişledikçe muhtemelen gelecekte daha da artacaktır. ABD’deki erişkin nüfusun yüzde 1’inden azı orduda vazife yapıyor ve hâlâ askere gidenler, askerlik hizmeti geçmişi olan bir avuç ufak bölgeden ve aileden geliyor. (Gittikçe azalan bu sayı içinde kendi ailemi de sayabilirsiniz: adam kardeşim Irak’ta vazife yapmış emekli bir Yüzbaşı.)

Devamlı genişleyen bir müdafa bütçesiyle – şu anda 800 milyar doları aşıyor – ABD askeri ayak izi neredeyse asla küçülmüyor, sadece Lincoln’ün “nihai tam adanmışlık ölçüsü” söylediği şeyi yerine getirmesi istenebileceklerin sayısı daha çok.

Sadece Anma Günü ile ilgili daha büyük bir yar var: (Pentagon’un bir tabirini kullanırsak) muharebede savaşırken ölenler ile dünya genelinde muharebede zayiat olarak ölen oldukca daha büyük sayı arasındadır.

Siviller muharebede öldüğünde

Bizim için geçmiş yalnız yabancı bir ülke değil, kanlı bir ülkedir. Kişilerarası düzeyden internasyonal düzeye kadar, çatışma insanlık tarihinin büyük bir bölümünde durağan(durgun) olmuştur. 1500 ile 1800 yılları aralığında büyük güçlerin muharebeye karışmadığı bir yıl neredeyse yoktu.

20. yüzyılın başlarında harp birazcık daha ender hale gelse de, daha azca ölümcül olmadı. Tam tersine – geçmişte savaşlarda ölü sayısı esas olarak savaşçılarda yoğunlaşırken, 20. yüzyıl topyekun savaşın korkulu altın çağına şahit oldu, savaşı yapanlar ile uçlarda sivilleri yapanlar içinde oldukca azca fark gözetildi yada asla fark yapılmadı. . ve yeni silahlar kitlesel, gelişigüzel öldürmeyi mümkün kıldı.

Uzun süredir uygulanan muharebe ile daha da büyük bir dehşete dönüşecek olan harp arasındaki kavşakta yer edinen iç muharebeye geri dönün. Direkt öldürülenlerden harp sonucunda açlık ve hastalıktan ölenlere kadar minimum 50.000 siville karşı karşıya kalan çatışmada 600.000’den fazla asker öldürüldü.

Bu sayı korkunçtu, sadece yalnızca yaklaşan savaşlarda artacaktı.

Birinci Dünya Savaşı, dünya genelinde eşit sayıda savaşçı ve sivili öldürdü – her iki tarafta ortalama 10 milyon. 2. Dünya Savaşı’nda insanlık tarihindeki öteki tüm çatışmalardan daha çok savaşçı öldürüldü, toplamda ortalama 15 milyon. Sadece öldürülen her asker, denizci yada havacı için ortalama bir buçuk sivil ölecek ve bunun ortalama 40 milyon olduğu tahmin ediliyor.

Son olarak ölümler, bugüne kadarki ilk ve tek atom bombası saldırılarında 210.000 kadar insanoğlunun – neredeyse tamamı Japon siviller – öldüğü Hiroşima ve Nagazaki’de gerçekleşti. Bu yeni silahlar yalnız her zamankinden oldukca daha büyük ölçekte öldürme kabiliyetine haiz olmakla kalmıyor, hem de aslolan amaçları savaşçı olmayanların hayatlarını tehlikeye atmaktı.

Her neyse ki, ordunun şu anda haiz olduğu silahlar göz önüne alındığında, İkinci Dünya Savaşı en yüksek sayıda harp zayiatıydı. Takip eden on yıllarda, Kore ve Vietnam Savaşları şeklinde çatışmalarda ara sıra meydana gelen artışlar haricinde, hem savaşçılar hem de siviller için harp ölümleri keskin bir halde düştü. Bugün, dünyanın dört bir tarafındaki insanların muharebede ölme olasılığı atalarına bakılırsa oldukca daha azca; bu, türümüzün hafife alınan ilerlemesinin en yadsınamaz – zayıf da olsa – işaretlerinden biridir.

Gene de bu görece sulh çağlarında bile, harp patlak verdiğinde, ABD tarafınca yürütülse bile, aslolan yükü siviller çekiyor. Brown Üniversitesi’nin Harp Maliyetleri projesine bakılırsa, 11 Eylül sonrası çatışmalar muhtemelen her iki taraftaki savaşçılardan daha çok sivili direkt öldürdü ve açlık ve yıkımdan meydana gelen dolaylı ölümleri dahil ettiğinizde, bu boşluk yalnızca açılıyor.

Bir kaynağa bakılırsa, Ukrayna’daki muharebede askerlerin iki katından fazla Ukraynalı sivil öldürüldü. Anma Günü’nden sonraki sabah, Kiev’in Rusya tarafınca tekrardan bombalanmasının arkasından Ukrayna insansız hava araçları Moskova’nın sivil bölgelerine hücum etti. 32 yaşındaki iki çocuk anası Ukraynalı New York Times’a “Bu saldırılar oldukca yorucu bundan dolayı geceleri uyumuyoruz” dedi. “Uyurken bile karabasan görüyorum.”

Yeni bir tür Anma Günü

ABD’nin şehit askerleri onurlandırmak için Anma Günü varken, öteki ülkelerde Anma Günü, Zafer Bayramı var. Gene de muharebede öldürülen oldukca daha çok sayıda sivilin anısına yalnız bir avuç anıt var.

Nedenini düşlemek kolay olsa gerek. Vietnam Gazileri Anıtı’nı çevreleyen idrak değişikliğinin gösterdiği şeklinde – yurtsever olmayan bir vahşetten meşhur bir ulusal yas çalışmasına – muharebeye inanmasak bile muharebede ölen askerlerin fedakarlıklarını onurlandırabiliriz. Sadece silahsız ölenlerin, bebeklik ve çocukluk döneminde ölenlerin, savaşamadıkları ve korunamadıkları için ölenlerin ölümleri, savaşın sonunda ne işe yaradığını gösteriyor: bir israf. Ve işaretlenmemiş olanı iyi mi işaretleyeceğimizi bile öğrenemiyoruz.

ABD birçok yönden tarihsel bir kural dışı olmuştur, sadece kim bilir sivil vatandaşlarının savaşın belasından büyük seviyede kurtulmuş olmasından daha fazlası değildir. (Doğal ki, kendi vatanlarında uzun süre düşman savaşçı muamelesi gören Yerli Amerikalılar için aynı şeyi söylemek pek mümkün değil.) Amerikalılar savaştı ve Amerikalılar öldü, fakat her zamankinden daha uzak mesafelerde, her geçen gün büyüyen bir mesafe. her anma gününde.

Savaşın genel ölümü, kesinlikle kutlanması ihtiyaç duyulan büyük insani başarılarımızdan biridir. Kim bilir sivillerin ölümlerini askerlerle aynı şerefle onurlandırsaydık bunu daha da fazla hissederdik – burada başlayabilecek yeni bir tür anma.

Bu hikayenin bir versiyonu ilk olarak Future Perfect haber bülteninde gösterildi. Kaydolmak için buradan kaydolun!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir