Rushdie, bıçaklandıktan sonrasında yazmanın ‘fazlaca zor’ bulunduğunu söylüyor

0
Rushdie, bıçaklandıktan sonra yazmanın çok zor olduğunu söylüyor

NEW YORK: İngiliz yazar Salman Rushdie onu bulduğunu söylemiş oldu “fazlaca zor” geçen yıl bıçaklandıktan sonrasında, yeni romanı “Zafer Şehri”nin yayınlanmasından ilkin gösterilen bir röportajda yazmak için.

Bir şehri yönetmek için ataerkil bir dünyaya meydan okuyan 14. yüzyıldan kalma bir kadının “destansı hikayesi” Salı günü ABD raflarına vuran Rushdie, saldırının kendisini zihinsel olarak yaraladığını söylemiş oldu.

75 yaşındaki gazeteci, “PTSD diye bir şey var biliyorsun” dedi. New Yorklu dergisi, 12 Ağustos’ta New York’un taşrasındaki Chautauqua’daki bir konferansta bıçaklanan vakadan bu yana yapmış olduğu ilk röportajda.

“Yazmayı fazlaca fakat fazlaca zor buldum. Yazmak için oturdum ve hiçbir şey olmuyor. Yazıyorum fakat bu boşluk ve önemsizliğin bir bileşimi, yazıp ertesi gün sildiğim şeyler. Hemen hemen o ormandan çıkmadım, hakikaten,” diye ekledi.

20 senedir New York’ta yaşayan, vatandaşlığa kabul edilmiş bir Amerikalı olan ödüllü romancı, bir gözünde görme kaybı ve bir elinin kullanılmasıtemsilcisi Ekim ayında söylemiş oldu.

Rushdie, gazeteci David Remnick’e “büyük yaraların iyileştiğini” sadece bazı parmak uçlarında his eksikliği sebebiyle fazlaca iyi yazamadığını söylemiş oldu.

Hindistan doğumlu yazar, kendisini “talihli” olarak tanımlayarak, “Daha iyiydim. Fakat olanları düşünürsek, o denli da fena değilim” dedi.

Rüşdi, İran’ın ilk dini lideri Ayetullah Ruhollah Humeyni’nin 1988’de gösterilen “Şeytan Ayetleri”nin sövgü niteliğini taşımış olduğu nedeni öne sürülerek öldürülmesi emrini vermesinden sonrasında senelerce saklanarak yaşadı.

Kelimeler ‘tek galipler’

Rushdie Son yıllarda gardını indirmenin bir hata olup olmadığını düşündüğü soruldu.

“Kendime bu suali soruyorum ve yanıtını bilmiyorum” dedi.

“Bir yazar olarak hayatımın dörtte üçü fetvadan sonrasında geçti. Bir bakıma hayatından pişman olamazsın.”

Lübnan kökenli New Jersey’li 24 yaşındaki Hadi Matar, saldırıdan derhal sonrasında tutuklandı ve hücum suçlamalarını reddetti.

Rushdie basitçe, “Onu suçluyorum,” dedi.

“Zafer Şehri”, aslen Sanskritçe yazılmış zamanı bir destanın çevirisi olduğu iddia ediliyor. Bu onun 15. romanı ve saldırıdan ilkin kaleme alınmış.

Merakla beklenen yapıt, bir tanrıça tarafınca esrarengiz güçlere haiz olan ve günümüz Hindistan’ında Zafer Şehri olarak çeviri edilen Bisnaga şehrini kuran yetim genç Pampa Kampana’nın öyküsünü konu alıyor.

Rushdie, kitabı kişisel olarak tanıtmamakla beraber, toplumsal medya vasıtasıyla yazışma kurmaya başladı ve çoğunlukla yeni romanıyla ilgili basın eleştirilerini paylaştı.

Pazartesi günü, Twitter’da bir gözünü gözlüklerinin üstündeki karartılmış bir mercekle kapatmış bir fotoğrafını paylaştı ve “@NewYorker’daki fotoğraf acıklı ve kuvvetli fakat kişisel olarak ben aslına bakarsak bu şekilde görünüyorum. “

Kendisini saklanmaya zorlayan fetvaya maruz kaldığından beri ifade özgürlüğünün ikonu olan Rüşdi, hâlâ kelimelerin gücünün açık sözlü bir savunucusudur.

Yayıncı Penguin Random House’un özetine gore, yeni emek harcaması “ataerkil bir dünyada hanımefendilere eşit temsilcilik verme” misyonundaki bir karı kahramanı mevzu alıyor.

Kitap, Pampa Kampana’nın bir kent yaratmasının ve onun çöküşünün öyküsünü konu alıyor.

Bir ‘zafer’

Önümüzdeki 250 yıl süresince, Pampa Kampana’nın yaşamı Bisnaga’nınkiyle derinden iç içe geçmiş durumda; bir poşet büyülü tohumdan kelimenin tam anlamıyla ekilmesinden en insani yollardan ağlatısal yıkımına kadar: yayıncının özeti, iktidardakilerin kibri.

Roman şu ifadeyle bitiyor: “Kelimeler galip gelir.”

ABD’li yazar Colum McCann yazdı New York Times arkadaşı Rushdie’nin yeni romanında “oldukça derin bir şey” söylediğini.

McCann, “Çekince karşısında, ölüm karşısında bile, öykü anlatıcılığının hepimizin haiz olduğu tek para birimi bulunduğunu söylemeyi başarıyor” dedi.

Atlantic dergisi bunu “var olduğundan değil, tamamen büyüleyici olduğundan bir zafer” olarak nitelendirdi.

1947’de Mumbai’de doğan Rushdie, ilk romanı “Grimus”u 1975’te yayımladı ve altı yıl sonrasında kendisine Booker Ödülü kazandıran “Geceyarısı Evlatları” ile dünya genelinde ün kazanmıştır.

“Zafer Şehri” Perşembe günü İngiltere’de gösterime girecek.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir