PTI’nin Mohsin Naqvi’nin atanmasına karşı yapmış olduğu itiraz reddedildi

0
Pakistan'ın üst mahkemesinin tarihsiz bir fotoğrafı.  — AFP/Dosya
Pakistan’ın en yüksek mahkemesinin tarihsiz bir fotoğrafı. — AFP/Dosya

bu Pakistan Tehreek-e-Insaf (PTI) Mohsin Naqvi’nin Pencap’ın geçici başbakanı olarak atanmasına itiraz eden dilekçe, Yüksek Mahkeme Yazı İşleri Bürosu tarafınca Salı günü dilekçede kullanılan “skandal dil” de dahil olmak suretiyle bir takım itiraz temelinde reddedildi.

Ulusal Meclis’te Karşıcılık lideri ve Pakistan Seçim Komisyonu (ECP) üyeleri olarak Raja Riaz’ın atanmasıyla beraber geçici başbakanın atanmasına itiraz eden müdafa, PTI Genel Sekreteri tarafınca taşındı. Esad Ömer 27 Ocak’ta taşındı.

Anayasa’nın 184(3) maddesi uyarınca taşınan dilekçede, Naqvi’nin hukukun üstünlüğünü, hükümetlerin emek harcama mekanizmasını, bürokrasiyi, hukukun gereklerini ve/yada Anayasa’yı sağlama mevzusunda siyasal, yönetimsel ve hukuki tecrübesi olmadığı ileri sürüldü.

Nüfus müdürlüğü tarafınca bugün erken saatlerde gösterilen bir belgede, ofis dilekçenin “keyifli olmadığını” gözlemledi.

Ülkenin en üst yargı merciinin savunmayı geri çevirmek için gösterdiği gerekçeler, çoğunlukla dilekçeyi geçersiz kılan teknik hususlara işaret ediyor.

Yazı İşleri Müdürlüğü tarafınca dile getirilen ilk kaygı mevzusu, dilekçenin altında dile getirilmiş olduğu Madde ile ilgilidir.

184(3) Maddeleri uyarınca, Yüksek Mahkeme, Temel Haklardan herhangi birinin uygulanmasına ilişkin kamu önemine haiz bir probleminin söz mevzusu bulunduğunu düşünürse, herhangi iki ya da daha çok hükümet

Bununla beraber, sicil dairesi, savunmanın “mevcut davada, Temel Haklardan herhangi birinin uygulanmasıyla ilgili olarak hangi soruların kamu açısından mühim olduğuna işaret etmediğini … Yargıtay” başlıklı maddede yer almıştır.

Ek olarak, düzenlenen tebligatta, davalıya gönderilen tebligatın “uygun şekilde çizilmemiş” olması sebebiyle – niçin dosyalandığı belirtilmediği ve davalıya dilekçenin bir nüshasının verilmediği göz önüne alındığında – dilekçenin değerlendirilemeyeceği öne sürülmüştür. .

Yüksek mahkeme ek olarak, mevzuyu çözebilecek başka bir foruma başvurulmadığı ve PTI’nin öteki tüm forumlardan kaçınmak için sunmuş olduğu dilekçede herhangi bir gerekçe sunulmadığı için mahkemenin dilekçeyi dikkate almamak zorunda kaldığını iddia etti.

Belgede dikkat çekilen bir öteki husus da bu şekilde bir başvurunun yapılmış usulüne ilişkindir.

Yazı İşleri Müdüründen alınan belgede, “Bu Anayasa Dilekçesinin 15. sayfasında verilen sertifika, 1980 tarihindeki Yüksek Mahkeme Kuralları’nın XXV. Pakistan Tehreek-e-Insaf Genel Sekreteri’dir ve söz mevzusu siyasal parti adına dilekçeyi vermektedir.”

Ek olarak, PTI kıdemli lideri tarafınca taşınan dilekçe, aynı savunmada birden fazla mevzuya atıfta bulunulduğu için de eleştirildi.

SC belgesinde, “Bir Anayasa Dilekçesinde yanlış anlaşılan oldukça çeşitli dualar yapılmıştır.”

Dilekçenin öteki teknik sorunlarla ilgili olarak küçümsendiği mahkeme sonucu, dilekçenin yalnız “skandal dil” içermediğini, ilgisiz taraflara da gösterildiğini, geçici şefin kendisinin 7 numaralı davalı olarak uygulandığını söylemiş oldu.

Belgede “anayasanın 248. maddesine gore parti olarak kabul edilemeyeceği” iddiası vardı.

Atıfta bulunulan madde şöyledir: “Cumhurbaşkanı, Vali, Başbakan, Federal Bakan, Devlet Bakanı, Başbakan ve İl Bakanı, yetkilerinin kullanılması ve görevlerinin yerine getirilmesi sebebiyle hiçbir mahkemeye karşı görevli değildir. ilgili makamlar yada bu yetkilerin kullanılması ve bu görevlerin yerine getirilmesi esnasında meydana getirilen yada yapıldığı iddia edilen herhangi bir fiil için.”

Anayasanın kendisi, bir başbakanın mahkeme tarafınca görevli tutulamayacağını belirttiğinden, adını cevap verenler listesine eklemek dilekçeyi geçersiz kıldı.

Unutulmamalıdır ki, PTI tarafınca taşınan dilekçe Cuma günü, geçici başbakanın “belirli sadece lüzumlu entelektüel ve göreceli deneyime ve atanan geçici başbakanın başbakanlık makamı için lüzumlu uzmanlıkla daha donanımlı olmasını sağlayacak özelliklere haiz olması icap ettiğini” iddia etti.

PTI’nin dilekçesinde, Naqvi’nin siyasal, anayasal ve bürokratik düzenlemelerdeki deneyimsizliğinin atanmasını şüpheli hale getirmiş olduğu iddia edildi.

Bu dilekçe bununla beraber ECP’ye ve Naqvi’yi atama şekline karşı çıkmış ve seçim kurulunun Nakvi’yi seçmesinin nedenlerini açıklamadığını belirtmişti.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir