Niçin her nesil insanların eskiden daha iyi bulunduğunu düşünüyor?
Zaman içinde daha da fena insanoğlu haline geldiğimize dair raporlar kötü halde abartılıyor.
Neredeyse her nesil moralin düştüğünü düşünüyor. Eski Yahudilikte hahamların bir sözü vardı: “Erkekler eşekler için her neyse, şimdiki nesiller için de önceki nesiller odur.” Victorialılar, Endüstri Devrimi’nden ilkin yaşayan insanların daha saygılı, kibar ve dürüst bulunduğunu hayal ettiler. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonrasında Avrupalılar, Victorialıları etik üstünlüğün muhteşem örnekleri olarak gördüler.
Ve bu yüzyılda, anketler dünyanın minimum 60 ülkesindeki insanların moralin düştüğüne inandığını gösterdi.
Sadece, ‘de gösterilen yeni bir makaleye bakılırsa, bu düşünce bir tek bir yanılsamadır. Tabiat.
Baş yazarı psikolog Adam Mastroianni, yazının, insanların devamlı olarak insanlığın iyi mi yokuş aşağı gittiğine dair melemelerini duymasına verdiği kendi duygusal tepkisinden kaynaklandığını söylüyor: “Geceleri kapıları kilitlemeden bırakabiliyordunuz,” “Kullanılmış “Yapabilirsin” birinin sözüne itimat”, “Bugünlerde çocuklar!” – bunu destekleyecek gerçek bir kanıt olmadan.
Gülerek, “Bir yaşam boyu ekşimişlik biriktirdim!” dedi bana. Fakat cidden, ekledi, “İnsanlar eskisinden daha azca dost canlısı olduğunda, bu bir yıkım.” Kişilerarası terbiye, toplumumuzu bir arada tutan yapıştırıcıdır; Yapıştırıcıyı kaybederseniz, her şey dağılır. Eğer hakikaten durum buysa, o süre bu yüzyılın hikayesidir ve toplumsal bilimciler bunun temeline inmeye çalışmalıdır.”
Mastroianni, Harvard psikoloğu Dan Gilbert ile beraber şunu bulmaya karar verdi: Moral hakikaten düştü mü? Ve değilse, insanoğlu niçin o şekilde bulunduğunu düşünüyor?
hayır moralim bozulmadı
Her şeyden ilkin, “terbiye”ın değişik insanoğlu için değişik şeyler ifade ettiğini açıklığa kavuşturalım.
Mastroianni ve Gilbert, köleliğin kaldırılması yada hanımefendilere ve LGBTQ kişilere hakların verilmesi şeklinde kapsamlı değişikliklerden bahsetmiyor. (Bu standarda bakılırsa, ABD Birleşik Devletleri de dahil olmak suretiyle bir çok cemiyet, şüphesiz etik olarak gelişmiştir.) Kelimeyi günlük nezaket, dürüstlük ve temel insan terbiyesi anlamında kullanıyorlar.
Bu, 1949’dan beri mevzuyla ilgili birçok ankette kullanılan tanımla aynı hizada. Yalnızca ABD anketlerinde Mastroianni ve Gilbert, toplam 220.772 Amerikalıya sorulan 177 sual buldu, mesela: “Sizce toplumumuzun son birkaç on yılda değiştiğini düşünüyor musunuz?” davranışlarında daha azca dürüst ve etik, daha dürüst hale geldi ve etik mi, yoksa bir değişim olmadı mı?” Soruların yüzde 84’ü için, cevap verenlerin çoğunluğu moralin düştüğünü belirtti.
Bu bir Amerikan istisnası değil. Düzinelerce başka ülkede meydana getirilen anketler de benzer sonuçlara ulaştı. Bundan dolayı, dünyanın her yerindeki insanoğlu, insanlığın zaman içinde daha azca kibar ve ahlaklı hale geldiğine inanıyor. Ve Mastroianni ve Gilbert’in kendi anketlerinde buldukları şeklinde, buna inananlar bir tek yaşlılar ya da muhafazakarlar değil. Liberaller, insanların eskiden iyi mi olduklarını ilk elden bile bilmeyen gençler şeklinde buna inanıyor.
Mastroianni ve Gilbert, katılımcılara sözde etik düşüşe neyin sebep bulunduğunu sorduğunda, her şeyi “günümüzün çocuklarına” atfetmediler. Bu bir tek yaşlı, iyi insanların ölmesi ve yerlerine genç, egoist insanların gelmesiyle ilgili değil, bununla birlikte insanların günlük etkileşimlerinde giderek daha azca iyi hale gelmesiyle ilgili, dediler.
Fakat bu doğru mu?
Yanıt, söyleyebileceğimiz kadarıyla, hayır.
Yüzyıllar süresince değişen moral seviyelerini nesnel olarak belirleyebileceğimiz bir terbiye termometresi şeklinde bir ölçü yoktur. Bu yüzden Mastroianni ve Gilbert bir sonraki en iyi şeyi düşündüler: onlarca yıl önceki anketler. Nesiller süresince cevap verenlerin iddia etmiş olduğu şeklinde moral seneler içinde düşmüşse, o süre insanların “Dün tüm gün size saygıyla davranıldı mı?” ve “İnsanlar genel olarak yardımsever mi yoksa kendi başlarının çaresine bakıyorlar mı?”
Sadece, araştırmacılar mühim bir değişim bulamadılar. ABD anketlerinde yada öteki ülkelerin anketlerinde yok.
Ek olarak, onlarca senedir insanları mahkûmun ikilemine yada birazcık para vermek şeklinde eli bol yada açgözlü bir karar verebileceğiniz kamu malları oyununa katılmaları için laboratuvara getiren ekonomistlerden de birçok veriye sahibiz. uzak durun ya da kendinize saklayın.
2022’de ayrı bir araştırma ekibi, 1956’ya kadar uzanan bu toplumsal ikilemlerin 500’den fazlasının bir meta-analizini yayınladı. İşbirliği oranlarının düştüğünü ve insanların zaman içinde daha açgözlü hale geldiğini tahmin ettiler. Bunun yerine, ortaklık oranlarının son altmış yılda ortalama yüzde 10 arttığını buldular.
Mastroianni, bu laboratuvar oyunlarının suni bir ortamda geçtiğini ve insanların gerçek dünyadaki davranışlarını tam olarak yansıtmayabileceğini kabul ediyor. Gene de bana, “Bugün insanların temelde bir nesil öncesine bakılırsa daha azca cemiyet yanlısı olduğu fikrine kesinlikle aykırı” dedi.
İnsanlar niçin yanlışlıkla insanlığın daha azca etik hale geldiğine inanıyor?
Tamam, şu demek oluyor ki günlük moral hakikaten azalmıyor. O süre insanoğlu niçin o şekilde bulunduğunu düşünüyor?
Mastroianni ve Gilbert, illüzyonu yaratmak için iyi malum iki ruhsal fenomenin beraber çalıştığını varsayıyorlar.
İlk olarak, önyargılı maruz kalma tesiri vardır. Daha önceki çalışmalardan biliyoruz ki, insanoğlu negatif bilgilere pozitif yönde bilgilerden daha çok ehemmiyet veriyor ve medya bu eğilimi fena haberlere odaklanarak pekiştiriyor. (Haber merkezlerinin söylediği şeklinde, “Kanasa, neden olur.”) Cemiyet hakkında çoğunlukla negatif verilere maruz kaldığımız için, etik davranışın dibe vurmuş olduğu izlenimiyle baş başa kalıyoruz.
İkincisi, önyargılı bellek etkimiz var. İnsanlar geçmişteki pozitif yönde ve negatif vakaları düşündüklerinde, negatif vakaları unutma yada pozitif yönde bir halde yanlış anımsama olasılıkları daha yüksektir. Negatif olayların da süre içinde duygusal güçlerini yitirme olasılığı daha yüksektir. Geçmişte bu kadar pembe bir moral görüşüne haiz olmamızın kısmen sebebi bu olabilir – fena zamanları tam anlamıyla unuttuk.
Bu iki önyargıyı bir araya getirdiğimizde, etik çürüme yanılsamasına iyi mi düşebileceğimizi görebiliriz. Hipotez ek olarak hem yaşlı hem de genç insanların etik düşüş algılayacağını ve insanların daha uzun süreler süresince daha büyük düşüş algılayacağını doğru bir halde tahmin ediyor.
Kısaca bir dahaki sefere birisi “bugünün evlatları” hakkında yakınma etmeye başladığında – yada daha da önemlisi, bir dahaki sefere bir politikacının “Ülkemiz şu anda çöp fakat beni seçerseniz ülkemizi tekrardan mükemmel yapacağım!” – Unutma, geri dönüşünle hazırsın ve kanıtın var.