Nakba nedir ve Gazze ikinci toplu göçe doğru mu gidiyor?
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Gazze’de devam eden çatışma esnasında, 1948’de İsrail’in kurulması sonucunda Filistinlilerin kitlesel olarak evlerinden sürülmesi anlamına gelen, Arapça’da “yıkım” anlamına gelen Nakba kelimesini kullandı.
Cuma günü Abbas, İsrail ordusunun bir milyondan fazla insanoğlunun şimal Gazze’yi boşaltmasını emretmesinin arkasından Filistinlilerin karşı karşıya kalacağı “ikinci bir Nakba”ya karşı uyarıda bulunmuş oldu.
Birleşmiş Milletler’e gore, uzun süredir kuşatım altındaki 2,4 milyonluk bölgede 423.000’den fazla insan evlerini terk etti.
1948’de İsrail ordusunun 400’den fazla kasaba ve köyü yerle bir etmesi sebebiyle 760.000’den fazla Filistinli ya firar etti ya da yeni devletin haiz olduğu topraklardan ayrılmak mecburiyetinde bırakıldı. Göç, bölgeye yayılan oldukca sayıda mülteciye niçin oldu.
İşte bazı arka planlar.
Çıkış
Nazilerin 2. Dünya Savaşı’ndaki soykırımından sonrasında bir Yahudi vatanına yönelik talepler, eski İngiliz Mandası altındaki Filistin’in bir bölümünde İsrail devletinin kurulmasına yol açtı.
İsrail, 14 Mayıs 1948’de Yahudilerin sevincine fakat Arap uluslarının öfkesine karşın resmen bağımsızlığını duyuru etti ve derhal cenk duyuru etti.
Esasen 1947’nin sonlarında, Filistin’in paylaşılması mevzusunda BM’de meydana getirilen bir oylamanın arkasından, Yahudi milislerle Filistinliler arasındaki çatışmalardan kaçan, çoğunlukla tanınmış kişilerin yer almış olduğu Filistinlilerin ilk ayrılma dalgası yaşanmıştı.
Göç, Nisan 1948’de Kudüs civarlarındaki Deir Yasin’de 100’den fazla Filistinli köylünün iki Yahudi paramiliter grup tarafınca katledilmesinin arkasından hızlandı.
İsrail ordusu, Filistinlileri yeni kontrolü altına almış olduğu bölgelerden, bilhassa de kuzeydeki Lod ve Ramle ile Celile şeklinde merkezi kasabalardan sürmeye devam etti.
İade hakkı
Aralık 1948’de BM, Filistinlilere geri dönme hakkı veren 194 sayılı Sonucu kabul etti.
“Evlerine dönmek ve komşularıyla sulh içinde yaşamak isteyen mültecilere mümkün olan en kısa sürede müsaade edilmeli” denilerek, mülklerini geri istemeyenlere tazminat ödenmesi gerektiği açıklandı.
Sadece İsrail, Filistinli mültecilerin bir kısmının geri dönmesine müsaade edilmesinin bile İsrail’in bir Yahudi devleti olarak sona ermesine yol açacağını söyleyerek bu hakkı kategorik olarak reddediyor.
1950’de, İsrail kurulduğunda yurt dışına kaçan ya da yaşamak için yurt dışına giden Filistinlilerin ya da Arapların İsrail topraklarındaki tüm varlıklarını devletin vesayeti altına alan Devamsızların Iyelik Yasası’nı kabul etti.
İsrail ek olarak bağımsızlığını kazandıktan sonrasında 850.000’den fazla Yahudinin Arap ülkelerinden zorla uzaklaştırıldığını söylüyor.
BM’ye gore şu anda Batı Şeria, Gazze Şeridi, Ürdün, Lübnan ve Suriye’de 5,9 milyon Filistinli sığınmacı yaşıyor.
Ev hayalleri
Göçün üstünden 75 yıl geçmesine karşın Filistinliler içinde geri dönüş düşsel hâlâ sürüyor.
Bu anılar, 1948’den sonrasında topraklarında kalan ve bugün İsrail vatandaşlığına haiz olan Filistinlilerin torunları olan İsrailli Araplar tarafınca canlı tutuluyor.
Sığınmacı kamplarında ise artık ayakta olmayan bir evin paslı anahtarı ya da buruşuk arazi tapuları, nesiller boyu aktarılan bu hayalin simgeleridir.
Göstericilerle İsrail güçleri içinde tertipli olarak ölümcül çatışmaların yaşandığı Nakba’nın yıldönümünü her 15 Mayıs’ta kutlayan birçok Filistinli, kaybedilen ev ve topraklara atıfta bulunan büyük bir anahtar taşıyor.