Mean Girls ve The Color Purple: Müzikal haline gelen filmler, film müzikali olarak da çalışır mı?

0

Uzun bir süre, Broadway’den Hollywood’a giden boru hattı, birkaç kural dışı haricinde, tek yöne akıyormuş benzer biçimde görünüyordu. Bir müzikal sahneye çıkacak ve sonunda filme çekilecek. Yüzyıl ortasının Rodgers ve Hammerstein klasiklerinde olan da buydu. Atlıkarınca Ve Cenup Pasifik ve sonunda En İyi Film kazananı Müziğin sesi. Benim Adil Leydim Audrey Hepburn için Julie Andrews’u terk etti ve 1965’te Oscar’ı kazanmıştır. Bob Fosse tekrardan tasarlandı Kabare 1972’de beyaz perdeye uyarlandı ve Liza Minnelli’yle oynadığı versiyon, birçok açıdan Kander ve Ebb’in dizisinin kati yorumu haline geldi ve hem de Akademi Ödülü’nü de kazanmıştır.

Sadece film müzikalinin popülaritesi azaldı ve boru hattı öteki yöne akmaya başladı. Broadway, filmlerden uyarlanan müzikallerle aşırı yüklendi: Yasal sarı saçlı Ve Kunduz Festivali, Gri Bahçeler Ve Hanımefendi Doubtfire, Sapıkça Çizme Ve Tam Monty. Tiyatro fanatikleri için adeta salgın benzer biçimde geldi. Kalitesi ne olursa olsun -ki kalite açısından oldukça farklıydılar- filmlerden uyarlanan müzikaller çaresizliğin parıltısını taşıyordu. Lütfen tiyatroya gelin, diye bağırır benzer biçimde oldular, tıpkı o sevdiğiniz şeye benziyor fakat şarkılı.

Ve böylece başka bir fenomen ortaya çıkıyor: Bir filmden uyarlanan bir müzikalden uyarlanan film müzikali. Mel Brooks’un 1967’sinde de oldu Yapımcılar, sevilen Tony ödüllü bir müzikale ve peşinden 2005’te paniğe kapılan bir film müzikaline dönüştü. Sadece şimdi bunlardan ikisini süratli bir halde arka arkaya elde ettik: Mor renkNoel’de sinemalarda gösterime giren ve Tina Fey’in Averaj Kızlar12 Ocak’ta gösterime girecek. Kafa karıştırıcı bir halde, bu filmlerin her ikisi de sinemadaki öncülleriyle aynı adı taşıyor, sadece şüpheniz olmasın, şarkılar ve danslarla dolular.

Kağıtta, Mor renk Ve Averaj Kızlar Broadway kökleri ne olursa olsun bundan daha değişik olamazlardı. Alice Walker’ın romanına dayanan bunlardan biri, 20. yüzyılın başlangıcında Georgia’da babası ve kocası tarafınca tacize uğrayan siyahi bir karı olan Celie’nin (2024 filmimizde Fantasia Barrino-Taylor) hikayesidir. onlarca senedir kendine geliyor. Diğeri ise Illinois’deki bir lisedeki fena niyetli bir grupla ilgili. (Hakkaten vaka örgüsünü açıklamama gerek kalmış mıdır? Averaj Kızlar size bakılırsa?) Fakat birbirine bu kadar yakın olmaları, medyumlar içinde öykü aktarımının sınırlarını gösteriyor.

sıyırma Mor renk aşağı ve yeniden inşa etmek

Müzikal versiyonunun olduğu iddiasını öne sürebilirsiniz. Mor renk – Marsha Norman’ın bir kitabı ve Brenda Russell, Allee Willis ve Stephen Bray’in şarkılarıyla beraber – Steven Spielberg’in 1985 tarihindeki film versiyonunun bir uyarlamasından ziyade Walker’ın orijinal metninin bir uyarlaması, fakat bu birazcık abartılı zira bunlar derinlemesine birbirlerine borçlu.

İlk film ile dizi içinde direkt bir geçiş vardı. Broadway prodüksiyonunun yapımcılığını Spielberg yinelemesinin yapımcılığını ve müziklerini üstüne alan Quincy Jones ve orijinal filmimizde Sofia rolünü üstüne alan ve şu anda Danielle Brooks’un canlandırdığı Oprah Winfrey üstlendi. Artık Spielberg’in Amblin Entertainment’ı, Winfrey ve Jones’la beraber film müzikalinin yapımcılığını üstüne alıyor. Winfrey galada, son enkarnasyonun sadece Spielberg’in onayıyla gerçekleştiğini deklare etti: “Bu film, orijinal olmadan gerçekleşemezdi ve Steven Spielberg’in olmasına izin vermeseydi de gerçekleşemezdi.”

Hakkaten de, New York Times’tan Ben Brantley, ilk Broadway yapımını incelerken, bunun “Steven Spielberg’in 1985 film versiyonunun keyifli ve hokey sinematik çılgınlıklarını akla getirdiğini” yazdı.

Ilımsız bir tepkiyle karşılanan bu prodüksiyonu asla görmedim, sadece 2015’te büyük seviyede Cynthia Erivo’nun Celie rolündeki yüksek performansına dayanan mütevazı bir güzel duyu için gösteriyi hafifleten, beğenilen filmi gördüm. Neredeyse çıplak sahne, Erivo’nun saf duygularının ve şaşırtıcı sesinin odayı doldurmasına izin verdi. Birkaç dikkat dağıtıcı şey haricinde, Celie’nin kendine dair anlayışı geliştikçe kendisini iyi mi dönüştürdüğüne odaklanabilirsiniz.

19. yüzyıldan kalma elbiseler giymiş iki genç siyah kız bir ağaçta oturuyor.

Genç Celie (Phylicia Pearl Mpasi) ve Nettiw (Halle Bailey).
Warner Bros.

Beyazperde için ise yönetmen Blitz Bazawule tam tersi bir yöne gidiyor. Kredileri içinde Beyoncé’nin de yer almış olduğu Bazawule, Erivo versiyonunun minik ölçeğinden ipuçları almak yerine Siyah Kraldır, neredeyse parlak renkli bir müzikal fanteziye varan şeyler için elinden geleni yapıyor. Neredeyse her şarkıya, heybetli kostümler giymiş, detaylı koreografi meydana getiren dansçılardan oluşan bir koro birlikte rol alıyor.

Bu seçimlerden bazıları öbürlerinden daha iyi netice verir. Açılış sekansı “Gizemli Yollar” neşeli bir müjde enerjisi patlamasıdır. Meşale şarkıcısı Shug Avery’nin (Taraji P. Henson) coşkulu juke ortak performansı coşku verici. Sadece “Peki ya Aşk?” sorusunu bulduğumda hüsrana uğradım. — Celie’nin Shug’la olan aşk şarkısı — klasik bir film müzikali dünyasında geçiyor. Bilhassa, New York Times’ta kısa sürede çıkan bir habere bakılırsa, Fırtınalı hava Başrolünü 1943’ten Lena Horne’un paylaşmış olduğu. Görkemli fakat hem de şarkının anlattığı aşk hikayesine de zarar verdiğini iddia edebilirsiniz. Bu onların duygusal bağını bir halde daha azca somut, daha oldukça düşlem benzer biçimde hissettiriyordu.

Sadece bu, vakaları sahneden beyazperdeye taşımanın en büyük tuzağıdır. Sahnede, birinin tüm gücüyle kemerini takmasını izlemenin artan deneyimi, bir konunun enerjisini artırabilir. Seslerin seslerini canlı olarak duymak son aşama etkili olabilir. Acıyı yada mutluluğu vibratoda duyabilirsiniz. Ekranda, eğer etkisiz bir halde sahnelenirse, müzikle uğraşmak anların bir halde daha azca gerçek benzer biçimde görünmesine niçin olabilir. İnsanların şarkıya dalmaları organik değil ve onu aşkın hissettirmek için doğru dengeyi bulmanız gerekiyor. Bu yüzden beğeniler Kabare ve 2002’ler Chicago Şarkıları filmin öyküsel aksiyonundan çıkarın, bunun yerine onların bir tür teatral belirsizlik içinde yaşamalarına izin verin.

Filmden müziğe, filmden müziğe giden yol, bunu başarmayı daha da zorlaştırıyor. Her ikisinin de başarıya ulaşmış versiyonlarını gördük: Bu tarz şeyleri iyi mi bir araya getirirsiniz?

Şarkılarla tekrardan yaratım mı? Yoksa tamamen yeni bir şey mi?

Her ne kadar Spielberg’in 1985 yılında yapılmış filmini anımsatsa da Mor renkBazawule’un iddialı, kimi zaman de abartılı sahnelemesiyle beyazperdede bir müzikal olmanın ne demek bulunduğunu onurlandırmaya çalmış olduğu tartışılmaz. Fragman bunun reklamını yapmıyordu.

Her ikisinin de fragmanları Mor renk Ve Averaj Kızlar müzikal oldukları gerçeğini gizleyin. Bir şeylerin ters gittiğine dair haiz olabileceğiniz tek ipucu Averaj Kızlar logoda bir müzik notası var. Fakat sakın hata yapma, Averaj Kızlar bir müzikaldir. Öyleki ki bazı izleyicilerin, bir akıllı telefon ekranında çerçevelenen dışlanmış Janis (Auliʻi Cravalho) ve Damian’ın (Jaquel Spivey) gelecekle ilgili şarkı söylemesiyle açıldığında şok olacağını düşünüyorum.

Averaj Kızlar Broadway’de ezici olmasa da sağlam bir resepsiyonla karşılandı; eleştirmenler büyük seviyede besteci Jeff Richmond (Fey’in kocası) ve söz yazarı Nell Benjamin’in şarkılarındaki mizahı vurguladılar. Sahne prodüksiyonu bazı materyalleri güncelledi sadece çoğunlukla seyirciyi memnun etmek için aynı ritimleri tutturmak istedi.

Bir sınıfta üç genç kız.

Regina George (Renee Rapp) ve Plastikler.
muhteşem

Bu, film biçiminde müzikalin hâlâ sevilen orijinalin gereksiz bir tekrardan yapımı olarak okunacağı anlamına mı gelir? Fragman öyleki gösteriyordu. Sadece garip bir halde, Samantha Jayne ve Arturo Perez Jr.’ın yönettiği bu versiyonda müzikal numaralar, sahnede yapamayacakları bir halde beyazperdede çiçek açıyor. Gördüğüm orijinal yapımda, Averaj Kızlar: Müzikal kimi zaman 2004 filminin kaçak, bir araya getirilmiş versiyonu benzer biçimde hissettim. Peki niçin bu?

Gene son aşama açık bir şeyi söylemek gerekirse, aksine Mor renksürümü yok Averaj Kızlar Orijinalin, avmsinde hayvanlar benzer biçimde davranan gençlerin sanki burası onların sulama deliğiymiş benzer biçimde davranılmış olduğu fantastik sekanslarıyla gerçeğe bu kadar yaklaşmış. Aptallık, yönetmenlerin müzik sekanslarında daha saçma riskler almasına olanak tanıyor ve bu şarkıların, bu hormonal, entrikacı evlatların zihninde var olması mantıklı geliyor.

Evet, Averaj Kızlar liseyle ilgili vurgulanması ihtiyaç duyulan bazı noktalar var fakat hepsi latife amaçlı, bu da filmin müzik formatının aslen buna şaşırtıcı derecede iyi uyduğu anlamına geliyor. Sahnede, bir filmimizde olduğu benzer biçimde görsel bir latife yapamazsınız; Averaj Kızlar müzikal, kim bilir ekran en iyi seçenekti. Normal olarak eklenen bazı şakalar var, sadece müzikal yönü onu taze hissettiren ve yeni mükemmel oyuncu ekibine kendilerine ilişik bir şeyler kazandıran şey.

Gene de malzemenin aktarılması hâlâ birazcık yorucu geliyor. Sonuçta Fey’in 30 Kaya bir keresinde bir karakterin “bir filmden uyarlanan bir müzikalden uyarlanan bir filmimizde” en iyi hanım oyuncu ödülünü kazanmasıyla ilgili bir latife yapmıştı. Bunu söylemek ağız dolusu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir