Nalet ihtimaller içinde yeni bir DOJ raporu, Minneapolis polisini uygar hak ihlalleriyle suçluyor
George Floyd’un öldürülmesinin arkasından Hakkaniyet Bakanlığı Minneapolis’te soruşturma başlattı. İşte buldukları şey.
Cuma günü Hakkaniyet Bakanlığı, Minneapolis Polis Departmanı (MPD) tarafınca meydana gelen insan hakları ihlallerine ilişkin detaylı bir rapor yayınladı.
George Floyd’un 2020’de polis tarafınca öldürülmesiyle ortaya çıkan ve 19 Haziran’dan bir tek birkaç gün ilkin gösterilen rapor, MPD’nin ve Minneapolis şehrinin “Bir davranış kalıbı yada davranış pratiği uygulamak” olduğuna inanmak için “makul niçin” olduğu sonucuna varıyor. bu dezavantajlı”. insanoğlu Anayasa ve federal yasa kapsamındaki hakları hakkında.” Bunlar, Siyahlara ve Yerli Amerikalılara karşı aşırı güç kullanımı ve ayrımcılığı ihtiva eder.
Minneapolis, polis teşkilatını elden geçirme planını görüşme etmek için Hakkaniyet Bakanlığı ile anlaştı. Polis Komiseri Brian O’Hara Cuma günü düzenlemiş olduğu basın toplantısında, “Bu şehirdeki polis teşkilatı ile alakalı anlatıyı değiştireceğiz.”
Duyuru, şehrin insan hakları departmanıyla anlaşmaya varmasından aylar sonrasında geldi. Mart ayında Minneapolis, soruşturması MPD’nin “Minnesota İnsan Hakları Yasasını ihlal eden bir ırk ayrımcılığı modeli yada uygulaması” uyguladığını tespit ettikten sonrasında bu departmanla anlaştı. Kent ek olarak bu vesileyle polis enerjisini raporun bulguları doğrultusunda elden geçirme sözü verdi (bir eyalet mahkemesi şu anda tavsiye edilen anlaşmayı inceliyor).
Her iki gözden geçirme da bir muvafakat sonucu, yasal bir anlaşmazlıktaki bir tarafın davranışlarını belirli şekillerde değiştirmeyi kabul etmiş olduğu bir yasal antak kalma ve arkasından mahkeme tarafınca atanan bir gözlemcinin bunu yaptıklarından güvenli olmak için izlemesi şeklinde olabilir.
DOJ’un kapsamlı ve lanetleyici yeni raporunu okurken, niçin bu kadar sert bir eylemin lüzumlu olabileceği netleşiyor. Memurların sivillere, çoğu zaman ırkçı bir tavırla ve çoğunlukla şiddetli bir halde, hesap vermeden saldırmış olduğu ağırlık basma şeklinde bir sistemi konu alıyor.
Rapor, MPD görevlilerinin yine yine gereksiz ve hatta uygunsuz güç kullandığını tespit ediyor. İntihara eğilimli insanlara, silahsız acil durum çalışanlarına ve köpeklere ateş eden memurları konu alıyor. Polis memurlarının, direnmeyen küçükler de dahil olmak suretiyle insanları zorla gözaltına aldıklarını konu alıyor.
Bir olay incelemesinde, rapor polisin şeker hastası bulunduğunu söyleyip yardım için yalvardıktan sonrasında tutukladıkları bir hanıma tıbbi yardım teklif etmeyi reddettiler. Rapora bakılırsa, kaldırımda inleyerek güç bela tepki vererek ve göremediğini tekrarlayarak yatarken, MPD yetkilileri onu adaleti engellemekle suçlayacaklarını söylediler. Hanımı bir hemşireye özetlemek gerekirse muayene ettirdiler. Halihazırda kelepçeli olmasına ve zorlukla hareket edebilmesine karşın, onu “The Wrap” (tüm vücut deli gömleğini düşünün) adlı bir cihazla zapt ettiler.
Rapor ek olarak MPD içinde açık bir ırk ayrımcılığı modelini ortaya koyuyor ve MPD görevlilerinin Siyahları Beyazlardan 6,5 kat ve Yerli Amerikalıları Beyazlardan 7,9 kat daha çok durdurma olasılığının bulunduğunu gösteriyor. — Nüfusun ilgili oranları göz önüne alındığında orantısız bir halde yüksektir. Rapor polisi belgeliyor siyahları tanımlamak için onlarca kere aşağılayıcı ve ırkçı bir dil kullanıyor.
Bir vakada, bir polis memuru Somalili-Amerikalı bir genci “seni tutuklamak istediğim için” tutukladı. Genç, “Sen bir ırkçısın kardeşim” diye yanıt verdiğinde, işyar, “Evet ve bununla gurur duyuyorum” dedi. Black Lives Matter’ı terör örgütü olarak etiketleyen ve destekçilerini “dünyadan defolup gitmelerini” sağlamakla tehdit eden başka bir yetkili hakkında dava açılmadı ve halen MPD için çalışıyor.
George Floyd’u öldüren polis memuru Derek Chauvin, rapor süresince birçok kez karşımıza çıkıyor. Bir keresinde 14 yaşındaki direnmeyen siyahi bir çocuğun boynuna 15 dakika diz çöktü ve bu sırada anası ona durması için yalvardı. Her halükarda, birkaç sonuçla karşı karşıya kaldı – raporun açıkça ortaya koyduğu şeklinde, MPD memurlarının, ya gücü kullanan memurlar için ya da onu kullananlar için, aşırı güç kullanımı alışılmadık bir durum değil.
Raporda, “2016 ile bugün içinde,” diyor, “o dönemde müdahale etmeme politikası ihlalleri sebebiyle cezalandırılan tek memurlar, Derek Chauvin’in George Floyd’u öldürmesini engellemeyen memurlardı.”
Rapor, Floyd’un ölümünün yol açmış olduğu polis şiddetiyle ilgili ülke çapında devam eden soruşturmanın son bölümünü temsil ediyor. Michael Brown’ın 2014’te polis tarafınca öldürülmesinden sonrasında da dahil olmak suretiyle son on yıllardaki benzer noktalarda, federal hükümet hileli polis departmanlarını düzeltmek için rıza kararlarını kullanarak bazı başarılar elde etti. DOJ, Minneapolis ile bir anlaşmanın bozuk polis teşkilatının elden geçirilmesine yol açabileceğini düşünüyor.
Minneapolis, polis vahşeti ile ülke çapında daha geniş bir çatışmanın merkezinde yer aldı.
MPD, Floyd’un 25 Mayıs 2020’de öldürülmesinin arkasından ulusal denetim altına girdi.
Korkulu bir videoya kaydedilen katliam, ülke çapında ve dünya genelinde polis vahşeti ve ırkçılığa karşı protestoları ateşledi. Son yıllarda Breonna Taylor, Eric Garner, Michael Brown ve öteki yüzlerce siyah Amerikalı’nın polis tarafınca öldürülmesinin yanı sıra, Floyd’un ölümü de polis teşkilatının lağvedilmesi, fonlarının kesilmesi ve reforma doğal olarak tutulması çağrılarının ateşlenmesine destek oldu.
Floyd’un öldürülmesinden sonraki yıl, ABD eyaletlerinin yarısından fazlası polis düzeltim yasalarını, güç kullanımıyla ilgili politikaları değiştirerek, suiistimali bildirme ve daha fazlasını kabul etti. Brennan Center’a bakılırsa, Austin ve Los Angeles dahil olmak suretiyle minimum 14 kent, polis bütçelerini kısma ve parayı barınma, sertlik önleme ve öteki cemiyet programlarına yönlendirme sözü verdi. Minneapolis’te Belediye Meclisi üyeleri, Haziran 2020’de polis enerjisini “ortadan kaldırma” ve şehirde güvenliği çoğaltmak için yeni, dönüştürücü bir model oluşturma sözü verdi.
Sadece daha yakın zamanlarda, Amerikan şehirlerindeki polis varlığını azaltma çabaları direnişle karşılaştı. Pensilvanya’dan Virginia’ya kadar Demokrat adaylar, fon kesme kavramıyla ilişkilendirilmekten kaçınmak için büyük çaba sarf ettiler; Los Angeles ve New York’taki belediye başkanı adayları, suçla savaşım platformlarında yarıştı. Birçok kent polis bütçelerini 2020’de kestikten sonrasında 2021’de artırmaya başladı.
Minneapolis Polis Departmanını dağıtma girişimi, 2021’de seçmenlerin, polis teşkilatını bir “Kamu Güvenliği Departmanı” ile değiştirecek olan kent tüzüğünde yapılacak bir değişikliği reddetmesiyle başarısız oldu. Aynı yıl, kent yeni polis memurlarının işe alınması için ek 6,4 milyon doları onayladı.
Bu senenin Mart ayında Minneapolis, Taser kullanımının kısıtlanması ve bazı düzmece trafik duraklarının yasaklanması da dahil olmak suretiyle bir takım reformu onayladı. Sadece kent polisinin Haziran 2020’de vaat etmiş olduğu gözden geçirme hemen hemen gerçekleşmedi.
Sıradaki ne?
Şu anda Minneapolis’te bir değişim olursa, büyük olasılıkla bir rıza kararnamesi şeklini alacaktır.
Ian Millhiser’in Vox için açıklamış olduğu şeklinde, rıza kararnameleri, ABD’daki toplu hapsetmelerdeki artışa katkıda bulunmuş olduğu için bazı ceza adaleti reformcuları tarafınca saldırıya uğrayan, “suçlara karşı sert” bir yasa olan 1994 tarihindeki Şiddete Dayalı Kabahat Kontrolü ve Yasa Uygulama Yasası’ndan dünyaya geldi. haiz olmak. Şu anda tartışmalı olsa da, yasada şöyleki bir bölüm var: DOJ’nin yasa uygulayıcı kurumları yasa dışı davranışları sebebiyle soruşturmasına ve dava açmasına olanak tanır. Bu vasıta, etkili bir halde kullanılırsa, federal hükümetin ülke genelinde ırkçı kanun uygulamalarını engellemek için kullanabileceği kuvvetli bir vasıta haline geldi.
Rıza kararnameleri tipik olarak Hakkaniyet Bakanlığı ile ilgili polis teşkilatı içinde (bu durumda) görüşme edilen ve bir hakim tarafınca onaylanan uzun, detaylı anlaşmalardır. Yargıç, sonucu uygulama yetkisine haizdir ve çoğu zaman polisin antak kalma şartlarına uyup uymadığını rapor etmesi için bir gözlemci atar. Senelerce yerinde kalabilir; Mesela Los Angeles Polis Departmanı, ortalama on iki yıl süresince bir rıza sonucuna doğal olarak tutuldu.
Yürürlükteyken, rıza kararnameleri genel olarak uygar hak ihlallerini azaltmada etkilidir. 2017 senesinde meydana getirilen bir araştırma, rıza düzenlemelerine doğal olarak olan 23 polis departmanını inceledi. Federal müdahaleden sonrasında bu departmanlara yönelik uygar haklar davalarının yüzde 23’ten yüzde 36’ya düştüğünü tespit etti. Bu etkilerin kalıcı olması gerekmez ve Rıza Kararnamesi’nin yürürlükten kaldırılmasından sonrasında dava sayısı da artma eğilimine girdi.
Bazı rıza kararnameleri, uzun vadeli değişimlerle sonuçlandı, sadece bir çok vakit mevcut çalışanları görevden aldı. 2020’de NAACP’den Monique Dixon, Millhiser’e Cincinnati’nin 2002 Onay Kararnamesi’nin kısmen departmandaki yüksek ciro sebebiyle başarı göstermiş düzeltim için altın standart bulunduğunu söylemiş oldu. Departmanın kültürü değişti, dedi, “şundan dolayı memurların bir çok ayrıldı ve yeni memurlar yeni politikalar altında geldi.”
Minneapolis’te kuvvetli polis birliği bu şekilde bir kültür değişimini önleyebilir. Şehrin aslına bakarsanız polis sendikasıyla bir sözleşmesi var ve Millhiser’in işaret etmiş olduğu şeklinde, “Bir kent, mevcut herhangi bir sözleşmeden doğan yükümlülükleriyle çelişen bir mahkeme sonucuna rıza gösteremez.”
Onay kararları bununla beraber bir yargıcın uygulamasına da bağlıdır ve Trump’ın dört yılını mahkeme sistemini aşırı sağcı yargıçlarla doldurarak geçirdiği bir ülkede yaşıyoruz. Trump’ın Başsavcısı Jeff Sessions rıza kararnamelerine o denli karşıydı ki onları neredeyse yasaklıyordu ve hakkaniyet görevlilerinin de aynı şekilde hissetmesi tamamen mümkün.
Rıza Kararnameleri, Millhiser 2020’de şunları yazmıştı:
her derde ilaç değildir. Daima başarı göstermiş olmuyorlar ve başarsalar bile, kararname kaldırıldığında polis yetkilileri geri adım atabiliyor. İyi polisliğin önündeki tüm engelleri kaldıramazlar ve eyaletlerin ve şehirlerin sınırı olan kaynakları iyi mi tahsis etmesi gerektiğine dair sıkıntılı siyasal konuşmalarda bir kestirme yol değildirler. Sadece federal sivil haklar avukatlarının elinde kuvvetli bir araçtır. … Ve eyalet ve mahalli yönetimlerin bu işi yapmakta isteksiz yada yetersiz olduğu durumlarda, federal hükümetin bir polis teşkilatını tekrardan şekillendirmek zorunda olduğu birkaç mekanizmadan biri de bunlar.
Yakında bu mekanizmanın Minneapolis için ne kadar iyi çalışacağını neredeyse kati olarak öğreneceğiz.