Kurultay’nin bir kabahat yasasını yürürlükten kaldırma girişimi, DC eyaletiyle konuşuyor

DC’nin ceza kanunundaki güncellemeleri tersine çevirme çabaları, şehrin ne kadar azca özerkliğe haiz bulunduğunu gösteriyor.
Kurultay, 30 yıl sonrasında ilk kez, federal milletvekillerinin bölge siyaseti üstünde ne kadar kontrole haiz bulunduğunun altını çizen bir hareketle, Washington DC Şehir Konseyi tarafınca onaylanan bir yasayı yürürlükten kaldırmak için oy kullanmak suretiyle. Geçen yıl belediye meclisinden geçen yasa, DC’nin ceza kanununu güncelledi ve bunların bir çok bir yüzyıldan uzun süredir değişmedi. Ve DC Kent Meclisi lideri o zamandan beri tasarıyı Kurultay’nin değerlendirmesinden çekmeye çalışsa da, Temsilciler Meclisi aslına bakarsan bir tane düzenlemiş olduğu için Senato bir ret oyu ile devam etmeyi planlıyor.
Milletvekillerinin şehrin ceza adaleti reformlarını tersine çevirme çabası, DC’nin statü eksikliğinin onu iyi mi federal hükümetin kaprislerine açık bıraktığına tekrardan dikkat çekti. Ve DC’yi bir eyalet haline getirememenin maliyetini hatırlatıyor. Mahalli düzeyde bu, şehrin yasalarının, bütçesinin ve federal vergilerinin Kurultay tarafınca denetim edilmesi, sadece Kurultay’de kent sakinleri için oy olmaması anlamına gelir. Daha genel olarak, bu, Demokratların Meclis ve Senato’daki oylarını artıramadığı anlamına gelir; bu, kent tipik olarak Demokrat liderleri seçtiği için muhtemelen DC eyaleti ile neticelenecektir.
ACLU DC’nin Kurultay eylemlerinden görevli yöneticisi Monica Hopkins, “Bu, Teksas’tan Massachusetts’e yasalarının uygulanmaması icap ettiğini söylemek şeklinde olur” diyor. “DC’nin göreve aday olan politikacılara mesajlar için bir platform olarak kullanıldığına dair bu karardan daha net bir yer yok.”
DC yasasını yürürlükten kaldırma çabaları, tedbiri Demokratları hem kent hem de ulusal düzeyde “suça karşı yumuşak” olarak göstermek için kullanmaya çalışan Meclis ve Senato’daki Cumhuriyetçiler tarafınca yönlendirildi. Bu hem de, nüfusun ortalama yüzde 50’sinin siyah olduğu bir şehirde seçilmiş yetkililerin desteklediği politikaları tersine çevirmeye çalışan, çoğunluğu beyaz olan bir Kurultay’nin son vakası, birçok mahalli aktivistin hem demokratik olmadığı hem de ırkçı olduğu sebebi öne sürülerek reddettiği bir hareket.
Başkan Joe Biden beklenmedik bir hareketle, Meclis ve Senato’dan geçerse DC’nin önerisini bozan sonucu imzalayacağını söylemiş oldu. Temsilciler Meclisi’nde 30’dan fazla Demokrat tedbiri destekledi ve giderek artan sayıda Demokrat da aynısını Senato’da hayata geçirmeye hazırlanıyor. Kabul edilir ve imzalanırsa, karar bu yasanın uygulanmasını engelleyecek ve kent yetkililerini tekrardan değerlendirmeye zorlayacaktır.
Çözümün muhtemelen başarı göstermiş olacağı gerçeği, uzun süredir devam eden devlet olma çağrılarını tekrardan harekete geçirdi. Bununla beraber, bölünmüş bir Kurultay altında, DC eyaleti olma yetkisi verme girişimlerinin kısa sürede boşa çıkması beklenmiyor.
Niçin Cumhuriyetçiler – ve bazı Demokratlar – DC ceza adaleti reformlarını sürdürüyor?
Anayasa’da öngörüldüğü şeklinde Kurultay, DC’nin yasaları ve hatta bütçesi üstünde mühim yetkilere haizdir. Onlarca senelik aktivizmden sonrasında, DC sakinleri, Kurultay’nin kent üstündeki enerjisini başarı göstermiş bir halde sınırladılar, sadece federal yasama organları, DC’nin çıkardığı herhangi bir yasayı araştırma ve engelleme girişiminde bulunmaya devam ediyor. Bunun için Meclis ve Senato üyelerinin kolay çoğunluğunun bu yasayı tersine çevirecek bir sonucu desteklemesi gerekiyor. Başkan sonrasında fiilen yürürlüğe girmesi için bu sonucu imzalamalıdır.
Şehrin ceza kanunundaki güncellemeleri geri almaya çalışmak, Cumhuriyetçilerin suçla ilgili yinelenen mesajlarının bir parçası, ara seçimlerde bir miktar başarı ile kullandıkları retorik. Esasen, GOP mesajı şudur: Her yerde Demokratlar, Amerikalıları daha azca güvenli hale getiren gevşek kabahat politikaları istiyor ve bundan dolayı seçmenler Cumhuriyetçileri desteklemeli.
Kısmen bu kadar kuvvetli zira pandemi esnasında çeşitli yerlerde belirli suçların oranları arttı. Geçen senenin bu zamanlarına gore DC’deki toplam sertlik suçu azalırken, cinayetlerde yüzde 34’lük bir artış ve otomobil hırsızlıklarında büyük bir artış oldu. Cumhuriyetçiler sonunda bu mevzuya müdahil olarak New York ve Wisconsin şeklinde yerlerde kurultay sandalyeleri kazanmayı ve tutmayı başardılar.
DC çözünürlüğü bu stratejiye uygundur. Başlangıçta Temsilciler Meclisi’nde Temsilci Andrew Clyde (R-GA) tarafınca tanıtılan bu, DC dahil Demokratlar tarafınca yönetilen şehirlerin güvensiz bulunduğunu bir kez daha öne sürmeyi amaçlıyor. Clyde yapmış olduğu açıklamada, “DC Konseyi’nin Ceza Yasasını köktencilik bir halde elden geçirmesi, Washington sakinlerinin ve ziyaretçilerinin refahını tehdit ediyor ve ülkemizin başkentini şiddetli suçlular için güvenli bir sığınak haline getiriyor” dedi.
Demokratlar, bilhassa 2024’te yaklaşan başka bir kampanya varken, bu hücum hattına karşı duyarlı. Biden ve öteki Demokratların karara verdiği destek, suça karşı kendi “sert” duruşlarını güçlendirmeyi amaçlıyor şeklinde görünüyor. Demokratlar ek olarak, bazı sertlik olaylarının gruplarını etkilemesinden sonrasında mevzuya odaklanmalarını artırdı, mesela: Mesela, DC’deki evinde Minnesota Temsilcisi Angie Craig’e kısa sürede meydana getirilen bir hücum.
Bununla beraber, bu münakaşanın bir parçası olarak korku tellallığının ve siyasal havanın kullanılması, DC’nin Ceza Kanununda yapmış olduğu değişikliklerin bir süredir geçerliliğini yitirmiş olan yasaları modernize etmeyi amaçladığı gerçeğini gölgeliyor.
Slate’den Mark Joseph Stern’in açıklamış olduğu şeklinde, yasa tasarısı otomobil hırsızlığı şeklinde çeşitli suçların cezalarında değişimler içeriyor, sadece bunu, bu cezaları yargıçların hâlihazırda yasalaştırdıklarıyla uyumlu hale getirmek için yapıyor. Mesela, mevcut ceza kanunu silahlı otomobil hırsızlığı için 40 yıl hapis cezası öngörüyor, sadece şu anda yürürlükte olan en ağır ceza ortalama 15 yıl. Stern, güncellenen Ceza Kanunu’nun soygun şeklinde suçları daha net bir halde değişik kategorilere ayıracağını, bundan dolayı yankesicilik şeklinde bir suçun silahlı soygun şeklinde bir suçtan değişik şekilde ele alınacağını açıklıyor.
The Sentencing Project’in yönetici direktörü Amy Fettig’in PBS’ye söylediği şeklinde, güncellenen cezaların bir çok, Georgia ve Tennessee de dahil olmak suretiyle, Cumhuriyetçilerin yönettiği öteki eyaletlerden hâlâ daha sert.
Altı yılda geliştirilen değişimler, geçmişte bu mevzuda daha güvercin olan Belediye Başkanı Muriel Bowser’ın itirazları üstüne Belediye Meclisi tarafınca onaylandı. Yasa geri çekilmiş olduğu için Belediye Meclisi Başkanı Phil Mendelson, yetkililerin tedbiri gözden geçireceğini ve milletvekillerinden gelen geri bildirimleri değerlendireceğini söylemiş oldu.
Bu çöküş, dikkatleri DC eyaletliğine tekrardan çekti
Tüm bu yenilgi, yeni ceza adaleti reformlarının uygulanmasını engellemenin yanı sıra, Temsilciler Meclisi’nin onu destekleyen yasayı geçirdiği 2020 ve 2021’de en mühim zaferlerini kazanan DC eyaletine odaklanmayı tekrardan alevlendirdi.
DC Vote icra direktörü Bo Shuff, bu haftaki kararla ilgili olarak, “Kurultay’nin oylayacağı tek şey, mahalli karar alma sürecini 700.000 şahıs tarafınca bozmak olacaktır.”
Daha ilkin Biden yönetimi, kongrenin DC siyasetine karışma çabalarına karşı çıktığını söylemiş oldu. Duruştaki belirgin değişim, 173’ü karara karşı oy kullanan birçok Demokrat Meclis’i şaşırttı.
Geçmişte, Kurultay’nin, bölgenin Medicaid alıcıları için kürtaj işlemlerini kapsamasını yasaklamak ve eğlence amaçlı esrar satmak için kurulmuş bir vergi ve düzenleme sistemi oluşturmasını yasaklamak da dahil olmak suretiyle, şehrin önerilerine müdahale etmiş olduğu başka zamanlar da olmuştur. Daha ilkin, Kudüs Demsas’ın Vox için bildirdiği şeklinde, DC’nin eyalet olmaması, bir eyalet değil, bir bölge olarak kabul edildiğinden, CARES Yasası kapsamında daha azca fon alması anlamına geliyordu. Şehrin 700.000’den fazla nüfusu, Wyoming ve Vermont da dahil olmak suretiyle birçok eyaletten daha fazladır.
Eyalet olmak için hem Meclis hem de Senato’nun DC’nin lehine bir yasa tasarısı geçirmesi gerekecek. Şu anda Temsilciler Meclisi’ni elinde tutan Cumhuriyetçiler ve bilhassa Demokratlara Kurultay’de daha çok oy vereceği için bu tür önlemleri desteklemedikleri için bu kısa vadede pek ihtimaller içinde değil. Ek olarak, bu önlemin Senato’da Cumhuriyetçilerin desteğini gerektirecek 60 oyluk bir filibuster barajını aşması gerekecek. Vox’tan Ian Millhiser’in açıklamış olduğu şeklinde, DC eyaleti muhaliflerinin bu çabaya yasal olarak meydan okuması da olası.
Kurultay yeni bir eyaleti son olarak 1959’da, yasama organı Hawaii’yi oyladığında onaylamıştı. Eyalet aktivistleri, ceza yasası mevzusundaki anlaşmazlıkların, DC’nin niçin bir eyalet olması ve kendi politikaları üstünde daha çok kontrole haiz olması gerektiğine dair net bir argüman sağladığını belirtiyor.
Shuff, “Eyalet hareketi için bu, Kurultay’nin ve ülke çapındaki insanların DC halkı için ne kadar çirkin bir halde kararlar alabildiğinin hakikaten açık bir örneğidir.” Dedi.