Kohinoor Elması taç giyme töreninde sergilenmez. Hala sömürgecilik var.

0
Pırlantalı mor kadife ve ermin taç seti.
Kohinoor Elması, merhum Ana Kraliçe’nin taç giyme töreni için ilk kez kullanıldığı tacının ön yüzünde yer almıştır. Kraliçe Camilla, taç giyme törenlerinde taşı takmayacak. | Getty Images vesilesiyle Tim Graham Fotoğraf Arşivi

Camilla, Ana Kraliçe’nin tacını takmamayı seçti, sadece haksız yere elde etmiş olduğu mücevheri hala bahsetmeye kıymet.

Kral Charles III ise. ve Kraliçe Camilla Cumartesi günü Westminster Abbey’de resmen taç giyecek ve bir tek Sussex Düşesi yitik olmayacak.

Tartışmalı Kohinoor elması – Camilla’nın takması ihtiyaç duyulan mor tacın ortasındaki 105 karatlık maytap – görünmeyecek. Kraliyet ailesinin mücevheri Cumartesi günkü taç giyme töreni kutlamalarının haricinde tutmak için iyi sebepleri var. Kraliyet Mücevherlerinin Kraliyet Mücevheri, geniş çapta İngiliz sömürge fetihlerinden elde edilmiş haksız kazançlar olarak görülüyor ve geçen yıl Kraliçe II. (Narendra Modi’nin şu anki Hindistan hükümeti elması geri istemek mevzusunda tereddüt etti, sadece ötekiler bunu yapıyor.) İngilizler hemen hemen onlara kulak asmadı.

Kohinoor’u kırpıştırmak (kimi zaman Koh-i-noor olarak yazılır) yanlış türde bir dikkat çekmiş olabilir, sadece bir sömürge geçmişini basitçe saklamaya çalışmak, kraliyet ailesi söz mevzusu olduğunda işe yaramaz: Geçen yıl Kraliçe’nin vefat etmesiyle gördüm İngiliz krallığının sembolizminin ve sömürgeciliğin etik ve kültürel yanlışlarının kapsamlı bir halde tekrardan değerlendirilmesi, bilhassa yağmalanmış eserlerin korunması kanalıyla, açıkça ve zımnen göz yummaya devam ediyor. Bir tartışmadan kaçınmaya çalışsalar bile, bir başkasına kapıldılar. Çok önemli bir Cenup Afrika maden elmasından yontulmuş Cullinan elmasları, taçlandıran görkemin bir parçası olacak ve elbet Cenup Afrikalılar da onları geri istiyor.

Kohinoor, 1840’larda sömürge İngiliz Doğu Hindistan Şirketi onları ve öteki mülkleri ve toprakları Hintli bir çocuk kralın – o sırada bir tek 10 yada 11 yaşlarında olan bir Sih imparatoru – en korkulu şekillerde kaptığı vakit İngilizlerin eline geçti. İngilizler annesini hapse attı ve ona mücevheri teslim etmekten başka umar bırakmadı.

Rastlantı değildi: Vox, İngilizlerin hükümdarlığı esnasında Hindistan’dan tahmini olarak 45 trilyon dolar (bugünkü para birimiyle) yağmaladığını bildirdi. Sanata, eserlere, mülke ve canlara mal oldu. Şu anda Haydarabad şehri olan bir madende bulunan Kohinoor, Şah Cihan’ın (Tac Mahal ile meşhur) mücevherli tahtına oturmuş olduğu ve sonunda Afganlar tarafınca yağmalandığı için kargaşa ve bunalımlı bir tarihe haiz. Afganistan tarafınca). İngilizler senelerdir meşhur taş için avlanıyor, bir tek doğru işareti bekliyorlardı. Erişkinlik öncesi bir çocukta buldular.

O zamandan beri, İngilizler taşa sarıldılar – hatta kati olarak Batı zevklerine hitap eden bir halde parıldayana ve parıldayana kadar onu kestiler. Kraliçe Victoria’nın broşu olarak göründükten sonrasında, Kraliçe Anne’nin mor benekli tacında sonlanmış oldu.

İmparatorluk Çağı ve Nazi rejimi esnasında yağmalanan nesneler, son yıllarda kültürel sıcak patates haline geldi: öteki hükümetler tarafınca haklı olarak kendilerine ilişik olanı iade etmeleri için baskı yapılmış oldu, ABD ve Avrupa’daki müzeler bunu halletmeye başladı, (namı öteki Geri Dönüş) Nijerya’nın Benin Bronzları, İtalyan Orpheus ve Sirenler, ve öteki antikaların yanı sıra Kamboçya’nın Khmer sanatı.

Sadece İngilizler, Yunanistan’a Elgin Mermerlerinin Osmanlıların (kendileri de sömürgeciler) izniyle Parthenon’dan çıkarıldıktan sonrasında karlı bir halde elde edildiğini savunarak özür dilemiyor. Mısırlılar, 1802’den beri British Museum koleksiyonunda bulunan Rosetta Stone’un iadesi için kampanya yürüttüler. Orada da zar yok.

İngilizlerin, kültürlerinin bir kısmını geri isteyen ülkelere kıymetli eserleri geri verme mevzusunda niçin isteksiz olduklarını anlamaya çalışırken, Rudyard Kipling’in Beyaz Insanın Yükü’ndeki sözleri geliyor akla. Ülkenin eylemleri fukara bir kahverengi ulusun kendi halkının yada kendi varlıklı kültürünün yetenekli bir vekili olduğuna inanmadığını gösterir.

Bildiğimiz kadarıyla İngilizler İmparatorluğu seviyordu ve bugün de seviyor. Kohinoor üstüne yetkili kitabı tarihçi William Dalrymple ile beraber yazan Anita Anand, Smithsonian Magazine’e verdiği demeçte, Kohinoor elması uzun süredir “güzellikten fazlaca gücün sembolü” olmuştur. Kohinoor en azından bir süre daha İngilizlerle duracak; Onu bu ayın sonlarında Londra Kulesi’nde bir “fetih sembolü” olarak sergilemek için şimdiden planlar yaptılar.

Etkili bir halde yağmalanmış bir mücevherin bir taca yerleştirilmesi son aşama semboliktir – Britanya İmparatorluğu’nun kanlı fethinin mirasının, kahverengilerin ve siyahların boyun eğdirilmesinin ve bir kültürü sürdürmeye destek olan eserlerle paçayı sıyırdı. Bunu Taç Giyme Günü’nde saklamak bunu değiştirmez.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir