James Webb Teleskobu 19 galaksinin yeni fotoğraflarını getiriyor
James Webb Uzay Teleskobu tarafınca çekilen bir takım yeni ve büyüleyici görüntü, Samanyolu’nun tanıdığından çekilen 19 sarmal gökadanın fotoğrafları yardımıyla bilim adamlarına yıldızların yaşam döngüsü hakkında yeni anlayış kapıları açtı.
Detaylı fotoğraflar Yakın GalaxieS’de (PHANGS) Yüksek Açısal çözünürlükte Fizik projesinin uzmanları tarafınca gösterildi.
Bilim adamlarına bakılırsa, 19 galaksi içinde uzak galaksi, Dünya’dan ortalama 60 milyon ışıkyılı uzaklıktaki NGC1365, en yakın galaksi ise ortalama 15 milyon ışıkyılı uzaklıktaki NGC5068’dir.
Işığın bir yılda kat etmiş olduğu 5,9 trilyon mil mesafeye ışık yılı denir.
Dikkat çekici James Webb Uzay Teleskobu 2021 senesinde fırlatıldı ve 2022 senesinde faaliyetlerine başladı. Derin uzaydan almış olduğu görüntülerle bilim adamlarının evrenin kökenine dair anlayışlarını büyük seviyede değiştirdi.
Yakalanan sarmal galaksiler Samanyolu şeklinde yaygın bir türdür.
Ekibin görüntüler üstünde veri işlemesine liderlik eden Oxford Üniversitesi’nden gökbilimci Thomas Williams şunları söylemiş oldu: “Bu veriler bizlere yıldız oluşumunun en erken aşamasına dair yeni bir görüş açısı kazandırdığı için önemlidir.”
Williams şunları kaydetti: “Yıldızlar, Hubble Uzay Teleskobu’nun duyarlı olduğu görünür dalga boylarındaki ışığı tamamen engellemiş olan tozlu bulutların derinliklerinde doğarlar, sadece bu bulutlar JWST dalga boylarında parlar.
“Bu aşama hakkında pek bir şey bilmiyoruz, hatta gerçekte ne kadar sürdüğünü bile bilmiyoruz ve dolayısıyla bu veriler galaksilerdeki yıldızların yaşamlarına iyi mi başladığını idrak etmek için yaşamsal ehemmiyet taşıyacak.”
Gökbilimci ek olarak şunları açıkladı: “Genel olarak kabul edilen fikir, galaksilerin içten dışa doğru oluştuğu ve dolayısıyla yaşamları süresince giderek yetiştikleri yönündedir. Sarmal kollar, yıldızlara dönüşecek gazı süpürme görevi görür ve çubuklar da, yıldızları oluşturacak şekilde hareket eder. aynı gazı galaksinin merkezindeki kara deliğe doğru yönlendirin.”
Bu fotoğraflar, bilim adamlarının, yıldızların ve bitkilerin oluştuğu kaynak olan gaz ve tozdan oluşan bulutların yapısı ile alakalı suali fazlaca detaylı bir halde cevaplamasına olanak sağlamış oldu.
Baltimore’daki Uzay Teleskobu Bilim Enstitüsü’nün baş araştırmacısı ve gökbilimcisi Janice Lee şunları söylemiş oldu: “Görüntüler yalnız güzel duyu açıdan büyüleyici değil, bununla beraber genç yıldızlar tarafınca salınan enerji ve momentum olan yıldız oluşumu ve geri bildirim döngüsü hakkında da bir öykü konu alıyor” yıldızlar arasındaki boşluğa.”
Lee ek olarak şunları ekledi: “Aslına bakarsak hem küme hem de kiloparsek (kabaca 3.000 ışıkyılı) ölçeklerinde patlayıcı aktivite ve toz ve gazın temizlenmesi varmış şeklinde görünüyor. Genel yıldız oluşum döngüsünün dinamik süreci, yıldız oluşumu için bile açık ve niteliksel olarak erişilebilir hale geliyor. Bu da görüntüleri birçok değişik düzeyde ilgi çekici kılıyor.”
Alberta Üniversitesi gökbilimcisi Erik Rosolowsky, “Hubble’ı kullanarak galaksilerden gelen yıldız ışığını görebiliyorduk, sadece ışığın bir kısmı galaksilerin tozu tarafınca engellendi” dedi ve şunları ekledi: “Bu sınırlama, yıldızların iyi mi oluştuğunun bazı kısımlarını anlamayı zorlaştırdı.” galaksi bir sistem olarak iş koşturmacasındadır.
“Webb’in kızılötesi görüşü yardımıyla, bu tozun arkasını ve etrafını saran tozun içindeki yıldızları görebiliriz.”