İsveç’te bir adam, 2020’de Kur’an-ı Kerim’i yakarak sertliği teşvik etmekten suçlu bulunmuş oldu
Bir adam, 2020 senesinde Kur’an-ı Kerim’i yakarak etnik nefreti kışkırtmaktan suçlu bulunmuş oldu ve Perşembe günü İsveç mahkemesi tarafınca mahkum edildi; böylece İslami mukaddes kitaba saygısızlık suçlaması, ülkenin hukuk sisteminde ilk kez yargılandı.
Mahkumiyet, bu senenin başlarında dünya genelinde öfkeye yol açan ve İsveç danışma teşkilatının terör alarmı seviyesini yükselterek ülkeyi “öncelikli hedef” olarak belirleyen bir takım Kur’an-ı Kerim yakma vakasının peşinden geldi.
İsveç hükümeti saygısızlıkları onlarca kere kınamasına karşın herhangi bir eylemde bulunmaktan kaçındı ve onlarca kere ülkenin kapsamlı ifade özgürlüğü yasalarını altını çizdi.
Sadece ilk kez bir mahkeme, İsveç’in merkezindeki Linkoping bölge mahkemesinde 27 yaşındaki bir erkeği, eyleminin “din olarak İslam’ı değil Müslümanları hedef aldığını” söyleyerek “etnik bir gruba karşı kışkırtma” suçundan suçlu buldu. ve “objektif ve görevli bir tartışmayı teşvik etmiş olduğu söylenemez”.
2020 senesinde adam, Linkoping camiinin önünde Kur’an-ı Kerim ve domuz pastırmasını yakarken, barbekünün altındaki bir tabelaya Peygamber Muhammed (PBUH) hakkında aşağılayıcı bir ifade yazarak kendisini filme aldı.
Adam videoyu artık X olarak malum Twitter’da ve YouTube’da yayınlamış ve yanmış Kur’an-ı Kerim ile pastırmayı Linkoping camisinin dışına bırakmıştı.
Aşırı sağcı gruplar içinde popüler olan ve Müslümanların dinsel temizliğine çağrıda bulunan videoda “Kebabı Kaldır” şarkısı kullanıldı. AFP bildirdi.
Mahkemeye gore, “müzik, 2019’da Yeni Zelanda’nın Christchurch kentindeki Avustralyalı beyaz ırk üstünlüğünü korumak için çaba sarfeden bir kişinin iki camide 51 kişiyi öldürdüğünü canlı yayınladığı saldırıyla kuvvetli bir halde bağlantılı”.
Adam, eyleminin bir din olarak İslam’a yönelik bir eleştiri bulunduğunu ileri sürerek herhangi bir yanlış yaptığını reddetmişti. Sadece mahkeme bu iddiayı reddetti.
Mahkeme, yapmış olduğu açıklamada, “Mahkeme, bu tür içeriğe haiz bir film için seçilen müziğin, Müslümanlara yönelik, inançlarına gönderme icra eden bir tehdit olmaktan başka bir halde yorumlanamayacağı sonucuna varmıştır.” dedi.
“Filmin içinde ne olduğu ve yayınlanma şekli öyledir ki, sanığın aslolan amacının tehdit ve aşağılama ifade etmekten başka bir şey olamayacağı açıktır.”