İşte Blinken’in Çin gezisinin mevzusu

0
Siyah takım elbiseli ve kravatlı Antony Blinken ve Qin Gang, Amerikan ve Çin bayrakları önünde el sıkışırken.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve Çin Dışişleri Bakanı Qin Gang, 18 Haziran 2023’te Pekin’deki Diaoyutai Devlet Konukevi’ndeki bir toplantıdan ilkin el sıkışıyor. | Getty Images vesilesiyle Leah Millis/AFP

Dışişleri bakanının Çin gezisi diyalog kapısını aralıyor, sadece Tayvan mühim bir ihtilaf noktası olmaya devam ediyor.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken Çinli mevkidaşı Qin Gang ile görüşüyor – iki ülke içinde senelerdir tırmanan gerilimin peşinden pozitif bir adım ve bir ABD Dışişleri Bakanı beş senedir Çin’i ilk kez ziyaret ediyor.

Blinken’in ziyareti her iki tarafta da bir dileğin sinyalini veriyor bilhassa tecim, Tayvan’ın bağımsızlığı ve Ukrayna’nın işgalinin peşinden Çin’in Rusya ile ilişkileri ile ilgili olarak iki ülke arasındaki ilişkilerin kötüleşme eğilimi göz önüne alındığında diplomatik kanalları açık tutmak. Blinken’in başlangıçta Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile görüşmek suretiyle Şubat ayında Pekin’i ziyaret etmesi planlanmıştı, sadece ABD üstünde şüphelenilen bir Çin gözetleme balonunun varlığı bu planları boşa çıkardı ve iki ülke içinde daha çok kızgınlığı körükledi.

Pentagon’un ABD üstünden “kırılgan bölgeler” olarak adlandırdığı yerlerden geçen balonun keşfedilmesinin peşinden ABD, Blinken’in Şubat ayında Çin’e yapmış olduğu geziyi iptal etti ve balonu Cenup Carolina kıyılarında düşürdü. Çin, nesnenin ilk olarak sivil kullanım için bulunduğunu iddia ederek ve ABD’nin nesneyi yok etme operasyonunu “aşırı tepki” olarak nitelendirerek cevap verdi.

Son aylarda, ABD-Çin ilişkileri bilhassa gergindi ve üst düzey yetkililer arasındaki görüşmeler nadiren gerçekleşti. Sivil tarafta, Blinken’in ziyaretinin de gösterdiği şeklinde, bu durum değişti, sadece askeri konulardaki gerilim hala yüksek ve askeri liderler içinde herhangi bir görüşme yok.

Associated Press’e gore Çarşamba günü Qin ve Blinken içinde bir telefon görüşmesinde Qin, ABD’nin “Çin’in iç işlerine karışmayı ve rekabet adına Çin’in egemenliğine, güvenliğine ve kalkınma çıkarlarına zarar vermeyi bırakması” mevzusunda ısrar etti. Tayvan.

ABD ile Çin içinde Tayvan’ın bağımsızlığı mevzusunda açık bir ihtilaf çıkma olasılığı, bilhassa Çin askeri enerjisini, bilhassa de donanmasını geliştirirken, son yıllarda ilişkilerde büyük ehemmiyet kazanmıştır. ABD Hint-Pasifik Komutanlığına gore, bir Çin güdümlü roket destroyeri, bu ayın başlarında ABD’nin boğazlar arası bir özgür dolaşım operasyonu esnasında “güvenli olmayan” bir manevra olarak değerlendirdiği bir ABD Birliği destroyerini vurdu. Bu vaka, ABD ve bağlaşık askeri yetkililer ile onların bölgedeki Çinli mevkidaşları içinde yanlış hesaplama yada yanlış anlama sebebiyle çatışma hayaletini yükselten birçok yakın temastan yalnızca biri.

New York Times’a gore, Qin ve Blinken Pazar günü beş buçuk saatten fazla bir süre görüştüler, sadece her iki tarafın endişelerini yok etmede mühim ilerleme kaydedip kaydetmedikleri net değil.

Her iki tarafın da diyaloğa girmek için gerçek sebepleri vardır.

Hem ABD hem de Çin, üst düzey bağları tekrardan kurmakla ilgileniyor; ABD tarafında, Çin ve ABD kuvvetleri içinde Cenup Çin Denizi’nde açık çatışma olasılığı mevzusunda endişeler var. Ayrıca Çin, kendi “temel endişelerini” ilerletmeye ve zor durumdaki ekonomisine yönelik ABD yaptırımlarından kaçınmaya istekli.

Vox’a konuşan Neil Thomas, “Çin’in ABD ile üst düzey diyaloğu sürdürmesinin başlıca sebeplerinden biri, Biden yönetiminin ikili dış ilişkiler umudu görmemesi halinde Washington’ın Çin’in zor durumdaki ekonomisine yönelik yaptırımları ve ihracat kontrollerini mühim seviyede artıracağından korkmasıdır.” dedi. Asya Cemiyet Politikası Enstitüsü’nün Çin Analizi Merkezi’nde Çin siyaseti üstüne çalışan bir araştırmacı, e-posta kanalıyla. “Pekin, bilhassa Biden yönetiminin Çin’i ekonomik olarak denetim altına almasına yol açarsa, ikili ilişkilerdeki bir çöküşten dolayı Washington’dan daha oldukça kaybedecek şeyi var. Sadece Xi emin olmalı.”

Çin’in ekonomik toparlanması, Xi’nin “sıfır Covid” stratejisini takip eden aylarda durdu. Covid-19 salgını esnasında Çin hükümeti, ekonominin bazı kısımlarını da nüzul eden virüsün yayılmasını önlemek için katı tecritler uyguladı. Hükümet, bir takım protestonun peşinden Aralık ayında politikaları ansızın sonlandırsa da, iktisat yavaş yavaş toparlanarak her düzeyde ve tüm sektörlerdeki işletmeleri etkiledi.

Ek olarak ABD’nin ihracat kontrolleri, şirketlerin Çin’e yarı iletken teknolojisi satmasını engelliyor, bu da savunmadan suni zeka geliştirmeye kadar sektörleri engelliyor. Reuters’in Mart ayındaki bir raporuna gore Çin, kendi mahalli çip üretim endüstrisini kurarak bu problemi aşmaya çalışsa da, Çin yarı iletken teknolojisi hala ABD’nin oldukça arkasında kalıyor ve tedarik zinciri, hizmet ve ölçeklendirme sorunlarıyla karşı karşıya.

Sonucunda Xi, liderliğinin görünümünü kendi iç seyircilerine dengelemelidir – sert görünmek ve ABD’yi tamamen yabancılaştıracak kadar ileri gitmeden Çin’in çıkarlarını korumak.

“Xi’nin, APEC için ABD’yi ziyaret etmek istediği için ABD-Çin ilişkilerinin bu yıl kontrolden çıkmamasını sağlamak için kişisel bir motivasyonu var. [the Asia-Pacific Economic Cooperation meeting] Thomas, bu kasım ayında başarı göstermiş olacak ve yerli seyircilere Çin’in en kırılgan diplomatik ilişkisini yönetme kabiliyetine haiz bulunduğunu gösterecek” dedi.

Wall Street Journal’ın bildirdiğine gore, ABD tarafında, Blinken’in ABD’nin fentanil krizini yönetmede Çin işbirliğini ummuş olduğu bildiriliyor. ABD’deki kolluk kuvvetleri, Çinli şirketlerin ABD’deki yüksek ölümcül aşırı doz uyuşturucu oranlarına mühim seviyede katkıda bulunan bileşik opioid üretiminde kullanılan hammaddelerin nakliyesinden görevli bulunduğunu iddia ediyor.

ABD-Çin ilişkilerinin mühim yönleri hemen hemen onarılmadı

Blinken ve Qin’in müzakereleri tekrardan başlatmadaki başarısına karşın, mevzu Çin devlet medyasının “Çin’in temel çıkarlarının aslı” söylediği şey – Tayvan olduğunda, iki taraf hala bir çıkmaza saplanmış durumda. Çin, kendini müdafa kabiliyetleri için büyük seviyede ABD’ye dayanan kendi kendini yöneten ulusun anakara Çin’e ilişik olduğu ve ikisinin Çin Komünist Partisi’nin liderliği altında birleşeceği mevzusunda ısrar ediyor.

1979’da ABD, Tayvan hükümetini Çin’in meşru hükümeti olarak tanıdı. Dışişleri Bakanlığı Taipei’deki büyükelçiliğini kapatmış olsa da ABD, Tayvan ile resmi olmayan ilişkilerini sürdürmekte ve adaya mühim askeri destek sağlamaktadır. ABD ve bölgesel müdafa ortakları, Çin’in bir tehdit olarak görmüş olduğu Tayvan civarlarında ve Çin’in arka bahçesinde çoğu zaman seyrüsefer özgürlüğü operasyonları yürütüyor.

Çin Internasyonal İlişkiler Başkanı Astrid Nordin, “Çin liderliği, Çin’in ötekiler üstünde egemenlik kurmasını gerektirebilecek güçler içinde uyumlu bir denge kurmaya çalışacak ve sertlik ile gücü bu dengeyi sağlamanın ve sürdürmenin ihtimaller içinde araçları olarak görüyorlar.” dedi. King’s College London’daki Lau China Institute, Vox’a e-posta kanalıyla söylemiş oldu. “Güç kullanan yada tehdit eden bir çok devlet şeklinde, Çin devleti de herhangi bir güç kullanımını yada askeri kapasite geliştirmeyi gerektiği şeklinde sunacaktır bundan dolayı ötekiler saldırgandır.”

Daha da önemlisi, ABD Müdafa Bakanı Lloyd Austin şimdiye kadar ne eski bakan Wei Fenghe ne de şu anki başkan Li Shangfu başkanlığındaki Çin müdafa bakanlığıyla temas kuramadı.

Austin’in bu ayın başlarında Singapur’da düzenlenen bir müdafa konferansında Li ile konuşmaya çalmış olduğu, sadece Li’nin onu reddettiği bildirildi. Pentagon basın sekreteri Tuğgeneral, “İki önder el sıkıştı, sadece mühim bir düşünce alışverişinde bulunmadı” dedi. General Patrick Ryder Politico’ya yapmış olduğu açıklamada söylemiş oldu.

Li, Çin ordusunun Rus uçakları ve teçhizatı satın almasındaki görevi sebebiyle 2018’den beri ABD yaptırımları altında bulunuyor; Başkan Joe Biden, Li bu senenin başlarında müdafa bakanı seçildiğinde yaptırımları kaldırmayı reddetmişti.

Son aylarda ABD, uzun soluklu ortakları Japonya, Cenup Kore ve Filipinler de dahil olmak suretiyle bölgede askeri işbirliğini artırdı. ABD, bölgede Papua Yeni Gine ile geçen ay yenilenen güvenlik anlaşması şeklinde yeni bağları ilerletmek için de çaba sarf etti.

Çin, bu bağları bir tehdit olarak görüyor, sadece bölgedeki birçok ülke hala ABD ile çalışmakla ilgilenmiyor – yada en azından Çin ile ilişkilerinde eşit derecede keskin bir çıkarları var.

Li, Çin ordusunun yalnızca ABD ve müdafa ortaklarının provokasyonlarına cevap verdiğini söylemiş oldu. Bu ay Singapur’da düzenlenen müdafa konferansında “En iyi yol, ülkelerin, bilhassa öteki ülkelerin donanma gemileri ve cenk uçaklarının, öteki ülkelerin toprakları çevresinde kapatma eylemleri gerçekleştirmemesidir” dedi. “Oraya gitmenin ne anlamı var? Çin’de daima ‘Kendi işine bak’ deriz.”

Nordin, “Çinli liderler uzun süredir ABD’yi, Çin halkının Çin Komünist Partisi’nin önderliği altında birleşmesi ihtiyaç duyulan nihai kötü karakter olarak tasvir ettiler” dedi. “Bu yazıyı yazarken, Xi Jinping’in bu tür söylemleri ödüllendirmiş şeklinde görünmesinin peşinden Çinli diplomatlardan daha saldırgan ve çatışmacı söylemlere doğru bir eğilim görüyoruz, bazılarının hesaplı bir kariyer hamlesi söylediği şey bu.”

İki ülke arasındaki çözülmemiş sorunlara karşın, gelecekteki diyalog vaadi ümit verici görünüyor. Üst düzey bir Dışişleri Bakanlığı yetkilisi Pazar günkü toplantının peşinden Reuters’e yapmış olduğu açıklamada, “Değiş tokuşu tanımlamak için kullanacağım bir kelime olsaydı, bu ‘direkt’ olurdu” dedi. “Her iki taraf da ilişkileri istikrara kavuşturma ve iki ülke arasındaki rekabetin çatışmaya dönüşmesini önleme arzusunu dile getirdi.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir