İsrail’in tahliye uyarısının peşinden binlerce Filistinli Şimal Gazze’den firar etti
Binlerce Filistinli, İsrail topraklarına yönelik son ölümcül hücum sebebiyle Hamas’a misilleme yapmayı amaçlayan yaklaşan bir kara saldırısı beklentisiyle İsrail’in tahliye uyarısı yapmasının peşinden şimal Gazze’deki evlerinden firar etti.
İsrail tarihinin en ölümcül saldırısı, ülkeyi şok ve yas içinde bıraktı.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Hamas’ın eylemlerine cevap olarak meydana getirilen yoğun bombardımanın “yalnız başlangıç” bulunduğunu deklare etti. Ortalama yedi gün ilkin Hamas savaşçılarının gerçekleştirdiği saldırıda 1.300’den fazla şahıs yaşamını kaybetmişti ve ölenlerin bir çok sivillerdi. Hücum ABD’deki 11 Eylül trajedisine benzetildi.
Geçtiğimiz hafta, nüfusun yoğun olduğu bu bölgeye düzenlenen roket saldırıları sebebiyle 1.900’den fazla Gazzeli yaşamını yitirdi. Ne yazık ki kurbanlar içinde 600’den fazla çocuk var.
Avrupa Birliği ve ABD tarafınca terör örgütü olarak tanınan Hamas, ilk saldırıda İsrailliler, yabancılar ve çifte vatandaşlık sahiplerinin de aralarında bulunmuş olduğu ortalama 150 kişiyi rehin aldı.
Cuma günü militan grup, bu rehinelerden 13’ünün İsrail’in hava saldırılarında öldürüldüğünü doğruladı.
İsrail’i ziyaret eden Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, Hamas’ı Gazze halkını canlı kalkan olarak kullanmakla suçladı.
Acil insani desteğe gereksinim bulunduğunu vurgulayan BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Gazze’deki durumun “tehlikeli yeni bir seviyeye” ulaştığını söylemiş oldu. ABD Başkanı Joe Biden da insani krizin birinci öncelik bulunduğunu kabul etti.
Filistinlilere destek veren protestolarla Ortadoğu’da gerilim tırmanırken, İsrail, Lübnan’da Hizbullah’a karşı potansiyel bir ikinci cepheyle karşı karşıya. Cenup Lübnan’da bir Reuters video muhabiri öldürüldü ve fazlaca sayıda muhabir yaralandı, bu da durumu daha da karmaşık hale getirdi.
Batı Şeria’da Gazze’ye destek gösterileri esnasında minimum dokuz Filistinlinin vefatıyla Cumartesi gününden bu yana toplam ölü sayısı 44’e terfi etti. Filistin Başbakanı Muhammed Shtayyeh, İsrail’i Gazze’de “soykırım” yapmakla suçlarken, İsrail sözcüsü Tal Heinrich, Gazze’de meydana gelen her şeyin sorumluluğunun Hamas’a ilişkin bulunduğunu yineledi.
Gelişmekte olan bu kriz karşısında BM yetkilileri, İsrail ordusunun kendilerine tahliyeyi önümüzdeki 24 saat içinde gerçekleştirmelerini tavsiye ettiğini söylemiş oldu. Sadece nüfusun büyüklüğü ve devam eden çatışmalar sebebiyle bu vazife “olanaksız” kabul edildi. Kitlesel tahliye emri geniş çapta kınandı ve birçok şahıs zorla nüfus transferinin ve toplu cezalandırmanın internasyonal insancıl hukuk uyarınca yasak bulunduğunu altını çizdi.
Tahliye kararının iptali için internasyonal başvurular acilen yapılmış oldu. Milletler, gelecekleri belirsiz mültecileri kabul etme ikilemiyle boğuşurken, insani koridor çağrıları da dile getiriliyor.
Gazze’deki hastaneler artan ölü ve yaralı sayısıyla başa çıkmakta zorlanırken, sıhhat sistemi de çökmenin eşiğinde.
Bu kargaşanın ortasında, Gazze halkı kendilerini zor bir durumda buluyor; grevlerin ve ölümlerin ne kadar süreceği belirsizliğiyle karşı karşıya, evleri kayboluyor ve hayatları altüst oluyor. Çatışmalar devam ederken bölge insani bir felaketin eşiğinde kalmaya devam ediyor.