İsrail yargı reformlarını protesto etti

İsrail yargı reformlarını protesto etti
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun tartışmalı yargı reformu planına karşı protestolar sürüyor. | Getty Images vesilesiyle Mostafa Alkharouf/Anadolu Ajansı

Hava Kuvvetleri pilotları ve İsrail’in en büyük sendikası, yasa sebebiyle greve gitme tehdidinde bulunmuş oldu.

Ülke genelinde yüzbinlerce İsrailli, ülkenin yargı sisteminde yapılması tavsiye edilen ve yürütme organının kontrolünü zayıflatacağından ve sağcı Başbakan Binyamin Netanyahu ve müttefiklerinin iktidarını sağlamlaştıracağından korktukları bir takım köktencilik değişikliğin ilkini protesto ediyor.

Hafta sonu onbinlerce protestocu Tel Aviv’den 70 kilometre uzaklıktaki Kudüs’e yürüdü; Tavsiye edilen değişikliklere karşı aylarca devam eden protestoların bir parçası olarak genel işbırakımı çağrısı yaptılar ve İsrail parlamentosu Knesset’in önünde bir çadır şehir kurdular. Değişimler, Knesset’e yargıçların atanması mevzusunda son sözü verecek ve Yüksek Mahkeme kararlarını kolay çoğunlukla bozma yetkisi verecek.

İlk yeni yasa, Pazar günü yapılacak bir münakaşanın peşinden Pazartesi günü oylanacak. Bu siyaset, İsrail Yüksek Mahkemesine hükümet kabinesini ve bakanlık seçimlerini denetleme yetkisi veren doktrini ve ek olarak herhangi bir hükümet kararının yada politikasının “mantıklılığı” mevzusunda karar verme yetkisini geçersiz kılacaktır. Önlem kabul edilirse, mahkemelerin – ve İsrail toplumunun – yasa dışı, savurgan, hileli yada demokratik olmadığını düşündükleri hükümet politikalarına itiraz etme şansı oldukça azca olacaktır.

Tüm bunlar, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu kalp pili taktıktan sonrasında iyileşirken oluyor – sadece hastanede kalması onu yasada ilerlemekten alıkoymadı. Washington DC’ye yapmış olduğu ziyareti yeni tamamlayan Başkan Isaac Herzog, kuvvetli bir yargıyı savundu ve protestolar devam ederken son birkaç aydır bir uzlaşma için görüşme etmeye çalışıyor.

İsrail toplumunun pek oldukça kesimi, en başta seçkin İsrail Müdafa Kuvvetleri (IDF) yedek pilotları ve Hava Kuvvetleri mensupları olmak suretiyle yasaya karşı çıktı. İsrail’in en büyük sendikası da greve gitme tehdidinde bulunmuş oldu ve İsrail Tabipler Birliği de yasa geçerse greve gitmeyi planladığını belirtti.

Hakkaniyet sistemindeki değişimler, İsrail toplumunu akla gelebilecek her düzeyde büyük seviyede değiştirecek ve muhtemelen onu Netanyahu ve müttefikleri altında daha dindar ve katı bir yöne doğru itecektir. Değişimleri destekleyenler, amacın iktidarı seçilmemiş yargıçlar yerine seçilmiş yetkililere vermek bulunduğunu iddia etseler de, protestocular probleminin oldukça daha ciddi bulunduğunu söylüyor. Problem, İsrail’in demokratik bir devlet olarak mı kalacağı yoksa dini bir otokrasiye mi dönüşeceğidir.

İsrail demokrasisinde bu reformlar iyi mi mümkün olabilir?

“Yeterlilik doktrini” terimi kendine özgüdür, sadece savunucuları bunun İsrail demokrasisi için yaşamsal ehemmiyet taşıdığını ve yasama ve yürütmenin yargı denetiminin mühim bir parçası bulunduğunu söylüyor. Öteki şeylerin yanı sıra seçimleri, Knesset’in oluşumunu, yargının ve ordunun rolünü düzenleyen bir takım temel yasa vardır. Knesset internet sayfasına gore, gelecekte belirsiz bir zamanda, Temel Yasalar “uygun bir giriş ve birkaç genel yönetmelikle beraber İsrail Devleti’nin anayasasını oluşturacak”.

Sadece İsrail’in yazılı bir anayasası yok; Bundan dolayı devletin almış olduğu kararlar anayasaya uygunluk temelinde değerlendirilemez. Bunun yerine, “makullük” – bir anlamda, hükümet kaynaklarını ve enerjisini tavsiye edilen şekillerde kullanmanın mantıklı olup olmadığına – gore yargılanırlar.

Kudüs merkezli bir araştırma grubu olan İsrail Demokrasi Enstitüsü’nün hukuk uzmanı Amichai Cohen, New York Times’a “Buradaki sorun, devletin kaynaklarının hakkaten kamu yararına kullanılıp kullanılmadığıdır.” “Bakanlar bu makuliyet kaybını, ellerindeki kaynakları siyasal nedenlerle uygun gördükleri şekilde kullanma izni olarak mı yorumlayacaklar?”

Times of Israel’e gore, şu anda tartışılmakta olan tedbir, yalnızca “mahkemelerin Kabine yada bakanları tarafınca verilen yönetimsel kararların ‘makullüğünü’ değerlendirmesini tamamen engellemiş olan” bir yargı içeriyor. Knesset 30 Temmuz’u dinlence için erteledi, sadece bir sonraki ihtimaller içinde önlemler, yargıçların atanmasına ilişkin siyasal denetimin artırılmasının yanı sıra Yüksek Mahkeme’nin yasaları kolay çoğunlukla geçersiz kılmasına yönelik son aşama tartışmalı bir önlemi içerecek, sadece Netanyahu bu önlemi almayacağını söylemiş oldu.

Yargı değişikliklerine karşı kitlesel harekete karşın, bilhassa giderek güçlenen Haredi dini, Siyonist ve ultra-Ortodoks topluluğu içinde bir miktar destek görüyorlar. Toplumsal ve dini kuralları onları laik yaşamdan uzak durmaya teşvik eden Harediler, Netanyahu’nun Likud partisiyle kuvvetli bir blok oluşturdular ve mahkemeyi, topluluğun İsrail askerlik hizmetinden muafiyetini uzatmaya çağırıyorlar.

Tavsiye edilen yargı reformları üzerlerinde baskı oluşturacak Aşırı sağ İsrail siyaseti. Netanyahu’nun aşırı milliyetçi ve ultra Ortodoks politikacılardan oluşan iktidar koalisyonu, Knesset’te zayıf bir çoğunluğa haiz – bir tek dört iskemle. Sadece bağlamda, senelerdir bu şekilde bir çoğunluk olmadığı düşünüldüğünde, bu oldukça mühim bir çoğunluk. Ve bu koalisyonun birbirine oldukça ihtiyacı var; Netanyahu’nun partisi Likud’un iktidarda kalmak için Dini Siyonizm, Yahudi Gücü ve Haredi partilerine ihtiyacı var ve Netanyahu’nun istediği politikaları, bilhassa de dini politikaları dayatmasına gereksinimleri var.

“Ultra-Ortodoks Yahudi dünyası bir fırsatçıdır. İlerici Yahudi topluluğu Lab/Shul NYC’nin kurucu ortağı ve İsrail-Amerikan kökenli Haham Amichai Lau-Lavie, onlara istediklerini veren bir hükümette olacaklar” dedi.

Netanyahu’nun halen yolsuzluk ve dolandırıcılık suçlamalarıyla yargılandığını da hatırlamakta yarar var. UCLA’da Yahudi zamanı profesörü olan David Myers, Vox ile yapmış olduğu bir röportajda, “Hapse girmekten kaçınma arzusu ile iktidarda kalma arzusu içinde fark yapmak zor” dedi.

Bir bakıma mevcut durum, Myers’ın “Netanyahu on yılı” söylediği devrin başlangıcı olan 2009 yılına dayanıyor.

“Bu uzun on yıl süresince, insan ve sivil haklar örgütlerinin faaliyetlerini kısıtlamaya emek vererek, hükümetten bağışlama alan sanatçıların ifade özgürlüğünü sınırlamaya emek vererek ve eğitim müfredatını kısıtlamaya emek vererek İsrail’deki liberal demokrasinin bazı özelliklerini silmek için bir takım adım attı.” Bu eylemlerin, liberal olmayan demokrasiye ve bugün İsrail’de uygulanmış olduğu şekliyle çoğunluk yönetimine doğru hareketi tırmandırdığını söylemiş oldu. Sadece İsrail’in hem dindar hem de demokratik olup olamayacağı sorusu daha da geriye, 1948’de kuruluşuna kadar uzanıyor.

Her yerde İsrailliler, Filistinliler ve Yahudiler için ne anlama geliyor?

Mevcut protestolar, İsrail’in çağıl tarihinde emsalsiz. Ordu mensupları da dahil olmak suretiyle Myers, “Yahudi devletini protesto edeceklerini asla düşünmeyen insanları sokaklara çıkardı” dedi.

Hem de karşı protestocuları da doğurdu. Yeni yasayı destekleyenler Pazar günü Tel Aviv’de sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich’in önderliğinde düzenlenen bir karşı protestoda gosteri yapmış oldu. “Reforma karşı olanlar için, iyi mi hissettiğinizi anlıyorum. Smotrich, konuşmasında İsrail Devleti ile Filistin Kurtuluş Örgütü içinde Filistinlilerin kendi kaderini belirleme hakkını amaçlayan anlaşmalara atıfta bulunarak Oslo’da bu şekilde hissettik” dedi. Smotrich, aşırı sağcı Dini Siyonist siyasal partinin bir üyesi ve Filistin Batı Şeria’daki Yahudi yerleşimlerinin genişletilmesini destekliyor ve son zamanlarda “Filistin halkı diye bir şey olmadığını” iddia ediyor.

Myers, “İsrail’in demokratik krizi bir düzeyde işgalle ilgili” dedi. İsrail, kurulduğu 1948’den bu yana Filistinlileri evlerinden, vatandaşlıklarından ve kamusal yaşamdan kovdu; Ondan sonra Altı Gün Savaşı’ndan yada 1967’den sonrasında İsrail, Batı Şeria, Gazze Şeridi ve Doğu Kudüs’ü de işgal ederek ikinci bir Filistin göçünü tetikledi. Ve Netanyahu yönetimi altında, Batı Şeria’daki Yahudi yerleşimlerinin hızı, ölçeği ve yıkıcılığı ile oradaki ve Doğu Kudüs’teki Filistinlilerin yerlerinden edilmesi sarsıcıydı.

Lau-Lavie, İsrail devletinin Filistin’e yönelik politikasına atıfta bulunarak, “Demokrasiyi savun, demokrasiyi kurtar diyoruz – İsrail oldukça uzun süredir kısmi bir demokrasi.”

Hayfa merkezli bir analist ve Filistin Kurtuluş Örgütü başkanı Mahmud Abbas’ın eski hukuk danışmanı Diana Buttu, Vox ile yapmış olduğu bir röportajda, “Yahudi olduğunuzda, bir demokrasi görünümü var – yasalarınız olabilir, tartışabilirsiniz, her şeyi yapabilirsiniz, anlaşmazlıklar olabilir” dedi. “Fakat eğer Filistinliyseniz, durum kesinlikle bu şekilde değil ve mahkemeler ‘İsrail bir demokrasi mi yoksa bir Yahudi devleti mi?’ sorusuyla karşı karşıya kaldıklarında devamlı bir Yahudi devletinin yanında yer alıyorlar.”

Buttu, bazı İsrailli protestocular ve Amerikalı Yahudilerin işgalin İsrail’in kimliğiyle ne kadar iç içe geçmiş olduğu mevzusunda son aşama rahatsız edici ve sıkıntılı tartışmalara girerken, “işgal görüşmelerde yer almıyor” dedi.

“Protestolarda gördüğümüz şey, işgalle ilgili olduğu ve gene de işgalin bu protestoların hiçbir söyleminde yer almadığı” dedi. “İsrail’in Filistinlilere yaptıklarıyla bu protesto hareketi içinde bir bağlantı kuran bir çarpıcı söz, hatta bir işaret taşıyan birini asla görmedim. Tamamen ve kesinlikle yok.”

Yeterlilik doktrinine meydan okumanın gelecek hafta başlangıcında Knesset tarafınca onaylanması halinde, İsrail’in askeri rezervlerinin binlerce üyesi ve bilhassa seçkin pilotlar, İsrail Müdafa Kuvvetleri’nde (IDF) göreve gelmeyeceklerini söylediler. İsrail’in en büyük sendikası şimdiye kadar hükümetle mevzuat mevzusunda uzlaşmaya varamadığı için bir genel işbırakımı olması da olası.

Felsefi açıdan bakıldığında, mevzuatın varoluşsal sonucu; Lau-Lavie’ye gore, kabul edilirse bu, bildiğimiz İsrail’in sonu olacak.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir