Elemental, Pixar’ın en iyisi değil fakat stüdyonun süper güçlerinden yararlanıyor
Hikayede eksikliğini görsel ihtişamla telafi ediyor.
Yaşlı biri şeklinde görünmek istemem fakat gençliğimden Pixar’ı özlüyorum – hem çocuklar hem de yetişkinler için sanat içerikli, keyifli filmler üreten kaçırılmaması ihtiyaç duyulan stüdyo Ve kültürel dayanma gücüne sahipti. (oyuncak Hikayesi 1995 senesinde, 12. yaş günümden derhal sonrasında gösterime girdi, sadece büyükannem beni izlemeye götürdüğünde onu sevecek kadar büyümemiştim, erişkin bir erişkin olarak buraya gelip onu seyretmek için son aşama rahat hissettim. Ratatouille çocuklar tarafınca refakatsiz. Duvar-E Geçen yıl Sight & Sound seçimimi kıl oranı kaçırdım.
2006’da Disney, Pixar’ı satın aldı ve öteki talihsiz faktörlerin yanı sıra, kaçırılmaması ihtiyaç duyulan saygınlık, aşağıdakiler şeklinde göreceli gerizekalılarla beraber yavaş yavaş azaldı. bu iyi dinozor, daha azca sevilen otomobiller Seri (en azından hedef grubun anne babaları için) ve ışık yılı (Yaşlı duymak ister misin? ışık yılı bir yıldan daha kısa bir süre ilkin piyasaya sürüldü) ve parlaklığı köreltiyor. Dürüst olmak gerekirse, problem değil – hepimiz birkaç sallanır ve ıskalar – fakat Disney, bir nedenden dolayı, Pixar’ın mevcut en iyi teklifini zorlamaya karar verdi. Kızarmak, beyazperde seçeneği olmadan direkt Disney+’a, büyük olasılıkla artık gösterim yapma hevesi azalıyor. (Ruh Ve Luca ek olarak direkt akışa geçti, sadece pandeminin zirvesinde, başka endişeler de vardı.)
Ne olursa olsun, tamamı bizi hedefe getiriyor İlköğretim Süper bir ineğe (ben) kadim dört elementi -toprak, hava, ateş ve su- mevzu alan bir film kulağa garip, cüretkar ve mükemmel geliyordu, bu yüzden umutlar yüksekti. Platon, Hipokrat ve buradaki her her neyse üstüne bir monolog bekliyor olabilirsiniz (ve yazacağımı yarı yarıya tahmin etmiştim), fakat İlköğretim bizlere bunu vermiyor Eskiler için elementler, tüm varoluşu dört temel ilke, naturel dünyanın karmaşıklığını daha okunaklı hale getirecek kolay tözler açısından açıklamanın bir yoluydu. Yönetmen Peter Sohn için dört element, oynamak için birazcık yaratıcı bir evren inşa etmenin hakikaten bir yolu ve onu suçlayamam. Memnun etmek için Sokrates öncesi insanları sürüklemenize gerek yok Ben.
Sadece, bu duygudan birazcık hayal kırıklığına uğradım İlköğretim hem Pixar tarihinin standartlarına gore hem de oldukça daha azca gelişmiş filmlerin standartlarına gore azca gelişmiştir. Bir kısmı göçmen bir ailenin hikayesidir – bir Fire ailesi, bilhassa de Fire evlatları Ember (Leah Lewis) için daha iyi bir yaşam arayışıyla büyük şehre taşınan Lumens ailesi. Bu şehirde su, toprak ve hava parlak, şık merkezi metropolde yaşarken, itfaiyeciler ortalığı kasıp kavurabilecekleri yerlerden uzakta, varoşlara sürülür. Lumens orada bir dükkan açıyor, atıştırmalıklar ve öteki yangınla ilgili ürünler satıyor. Ember dükkanda büyüdü ve ailesi ona bigün dükkanın onun olacağını söylemiş oldu.
Genç yetişkinliğinin zirvesine yaklaşırken, birkaç aksilik sonucu yanlışlıkla dükkana giren bir deniz adamı olan Wade Ripple (Mamoudou Athie) ile tanışır ve birbirlerine aşık olurlar. Oradan bir tür Romeo ve Juliet vakası, fakat hem de mağazayı kapanmaktan kurtarmayı, kasabada bir sızıntı bulmayı ve ek olarak unsurları birleştirerek riske atmayı öğrenmeyi içeren bir serüven var ve – dürüst olmak gerekirse, bu birazcık gizemli ve İzini kaybetmeye başladım.
Pixar’ın öyküsünün gücü daima izleyicilerin dünyayla ilgili derinden acıklı ve melankolik duyguları – üzüntü, yitik, terk edilme korkusu, hatta ruhun doğası – işlemesine destek olmuştur. Bunlar, birçok uygar çocuk eğlence şirketinin göz ardı etmiş olduğu mühim temalardır (öteki çocuk filmlerinin bir çok ya “arkadaşlık” ya da “kendin olma” hakkındaymış şeklinde gelir). Mesela, dört unsura dayanan bir hikayeyle, dünyanın en korkulu vakalarını alıp onlara merak ve huşu aşılamaya çalışan bir bulgu hayal edilebilir. onun kafa karışıklığında İlköğretim Değişik yönlerdeki yanılsamalar – ebeveyninizin sizin için hedefleri ile alakalı kararsızlık, ikinci nesil göçmenlerin deneyimleri, size benzemeyen insanlara karşı önyargılar – fakat hiçbir şey tam olarak tasarlanmadığı için hakikaten güvenli bir yere varmaz.
Hala İlköğretim tam bir başarısızlık değildir. Birincisi, bu orijinal bir öykü ve Disney’den geliyor, bu minik bir başarı değil. hakkında en iyi şey İlköğretim – ve filmler ilk olarak görsel bir ortam olduğundan, bu aslen oldukça iyi bir şey – inanılmaz görünmesi. Pixar’daki ekip bir halde gerçekçi görünen bir alevi tasvir etmeyi başarıyor ve bu açıkça hem de bir çizgi film, bir halde öfkeden sevgiye ve korkuya kadar değişen duygulara haiz bir varlık ve aynı karede akan suyu o denli gerçekçi bir halde merak ettim ki merak ettim. aslen bunun yerine gerçek su vurdu.
Pixar’daki insan sanatçılar, sanat ve teknolojiyi birleştirmenin ne anlama geldiğinin en iyi örneğidir ve otuz senedir seyircileri büyülemektedir. Sadece yaptıkları yalnız gosteri değil; Hayal gücünün çılgınca emek vermesi, ince işlenmiş ve detaylı olması için bir alan yaratır. 2006’da New York Museum of Çağdaş Art’ta düzenlenen Pixar: 20 Years of Animation sergisini ziyaret etmeyi ve sergilenen sanat eserlerinden büyülenmeyi asla unutmayacağım. Pixar nadiren hile yapar; Bunun yerine, en iyi şekilde dikkatli animasyonlarla hazırlanmış hikayeler, karakterler ve deneyimler (duygular, öğeler, ruhlar, anılar) yaratmaya çalışırlar.
bu yüzden ayrıldım İlköğretim yüzümde bir gülümsemeyle. Resimsiz (yada telefonunuza bakarken kaçınılması ihtiyaç duyulan fena resimler) bir film de uzun bir podcast olabilir. Çok açık ki Pixar’da bir çekişme var. Iyi mi biteceğini bilmiyorum. Sadece, mükemmel bir filmin – evet, çocuklar için bir film bile – iyi mi görünebileceğine dair birçok nesil seyirciye yükledikleri beklentiler paha biçilemez ve biz onlara haiz olacak kadar şanslıyız.
İlköğretim 16 Haziran’da sinemalarda.