Çığır açan araştırma, COVID’in uzun vadeli semptomlarına ışık tutuyor

0
Fransa'da Corona virüsü nedeniyle koku alma duyusunu kaybeden bir hemşirenin muayenesi sürüyor.  AFP/Dosya
Fransa’da Corona virüsü sebebiyle koku alma duyusunu kaybeden bir hemşirenin muayenesi sürüyor. AFP/Dosya

Ulusal Sıhhat Enstitüleri (NIH) tarafınca finanse edilen uzun süreden beri beklenen bir emek harcama, COVID-19’dan iyileştikten sonrasında aylarca hatta senelerce devam edebilen bir enfeksiyon sonrası durum olan uzun soluklu COVID semptomları hakkında kıymetli bilgiler sağlamış oldu.

Journal of the American Medical Association’da gösterilen emek harcama, efor sonrası halsizlik, bitkinlik, beyin sisi, baş dönmesi, gastrointestinal semptomlar, kalp çarpıntısı, cinsel talep yada kabiliyetle ilgili problemler dahil olmak suretiyle uzun soluklu COVID ile ilişkili en yaygın semptomlardan 12’sini belirledi. ve enerji kaybı Koku yada tat alma duyusu, susama, kronik öksürük, göğüs ağrısı ve anormal hareketler.

Bulguların, uzun süredir devam eden COVID-19 virüsü için oldukca gereksinim duyulan tedavi seçeneklerinin bilimsel keşfi ve geliştirilmesi için bir temel oluşturması amaçlanıyor. Çalışmanın yazarlarından Dr. Leora Horowitz, COVID’i bireysel semptomların ötesinde uzun solukta tanımlamanın önemini vurgulayarak, bu yaklaşımın daha çok araştırmayı ve tedavi tasarımını destekleyeceğini kaydetti. Emek harcama, 9.700’den fazla yetişkinden alınan verileri çözümleme etti ve bu 12 semptomun en oldukca uzamış COVID’li kişilerde yaygın bulunduğunu ortaya çıkardı. Ek olarak, daha azca hasta, durumla ilişkili bir takım başka semptom bildirdi.

100 milyondan fazla Amerikalıya COVID-19 bulaştığı tahmin ediliyor ve bunların ortalama %6’sı uzun soluklu COVID semptomları yaşamaya devam ediyor. Emek harcama ek olarak, Omicron varyantı ortaya çıkmadan ilkin enfekte olan katılımcılarda, aşılanmamış bireylerde ve tekrardan enfekte olanlarda uzun soluklu COVID’in daha yaygın ve şiddetli bulunduğunu altını çizdi.

Emek harcama mühim bilgiler sağlarken, bazı eleştirmenler, “beyin sisi” ve “anormal hareketler” şeklinde belirli semptomlar için belirli tanımların olmamasıyla ilgili endişelerini dile getirdiler. Tedavi stratejilerini etkili bir halde yönlendirmek için kati terminolojinin lüzumlu bulunduğunu savunuyorlar. Sadece çalışmanın yazarları, bulguların, koronavirüsün vücut üstündeki oldukca yönlü tesirini anlamaya çalışan bilim adamları için ortak bir dil belirlemede ilk adımı temsil ettiğini kabul etti.

Kısıtlamalara karşın, çalışmanın önemi, uzun süredir devam eden koronavirüsün en yaygın semptomlarını vurgulama kabiliyetinte yatmakta ve hala bu durumdan muzdarip olan milyonlarca Amerikalıya ümit vermektedir. NIH tarafınca finanse edilen araştırma, araştırmacılar uzun vadeli COVID hastalarını bu senenin sonlarında potansiyel tedavilerin klinik deneylerine kaydetmeyi beklediklerinden, gelecekteki araştırmaların önünü açıyor. Uzamış COVID’in altında yatan mekanizmaları çözmeye ve hedefli müdahaleler geliştirmeye yönelik devam eden çabalarla, bu kronik durumdan etkilenenler için rahatlama ve yaşam kalitesinde iyileşme olabileceğine dair iyimserlik var.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir