Brandon Taylor’ın The Late Americans’ında sanat öğrencileri para ve cinsellik için kavga ediyor

0
The Late Americans'ın kapağı, izlenimci kırmızı tonlarda bir tablonun üzerine beyaz olarak başlık ve yazarın adı basılmıştır.
Geç Amerikalılar, Brandon Taylor | Dere Başı Kitapları

Yazarın ikinci romanı, bir sanatçının iyi mi olması icap ettiğini ayrıntılarıyla konu alıyor.

Brandon Taylor’ın zarif ve abartısız yeni romanının başlangıcında Geç AmerikalılarSeamus adlı bir ozan, dünyayı “devasa ve kayıtsız bir tanrı” tarafınca hor görülen bir tür diorama yada oyuncak bebek evi olarak tasarım eder. Tanımış olduğu öteki hepimiz de bebek evinde, Tanrı’nın yargılayıcı bakışları altında hayatları süresince aşama kaydediyor, “adlı bir sergideki ufak otomatlar benzer biçimde. Geç Amerikalılar

Bu romanın projesinin bir kısmı, okuyucuyu Tanrı’ya çevirmek ve bizlere Taylor’ın geç dönem Amerikalı karakterlerinin saat mekanizmalı yollarında tam olarak kayarken, para için endişelenirken, cinsellik yaparken ve sanat yaparken otomatik hareketlerini göstermektir. Bu devamlı değişen panoramayı yaratmayı başarıyor fakat kimi zaman ayrıntılar sebebiyle başarısız oluyor.

Taylor’ın önceki iki kitabı benzer biçimde Geç Amerikalılar Midwest’teki bir üniversite kampüsünde, bir çok queer erkeklerden oluşan gençlerin iç içe geçmiş yaşamlarını mevzu alıyor. Bu durumda, Taylor’ın MFA’sını almış olduğu yer Iowa Üniversitesi. (“Kampüs kurgusunda sevdiğim şey,” diye belirtmişti Taylor yakın tarihindeki bir makalesinde, “kuralları, kanunları ve katılıkları, genel olarak dünyanın kurallarını, yasalarını ve katılıklarının yerini alabilen minyatür bir dünya sunmasıdır.”) Seamus şiir programında, derslik arkadaşlarının yüzeysel politik sözlerine öfkeyle dolu. Ek olarak dans programında öğrencilerle, eski bir dansçıdan finans öğrencisine, kasabalılardan ve yalnız bir görsel sanatçıyla tanışıyoruz.

Kitap papatya zinciri tarzında yapılandırılmıştır. Her bölüm değişik bir karakterin bakış açısından anlatılıyor, çoğu zaman daha ilkin yalnız ufak bir karakter olan biri. Bölümlerin bir çok bağımsız hikayeler olarak kendi başlarına durabilir ve aralarındaki en kuvvetli bağ, ara sıra üniversitenin öğrencileriyle yatan ve ara sıra onlara hücum eden mahalli, içine kapanık bir eşcinsel olan tehditkar, tehditkar Bert vesilesiyle kurulur. Asla hakkaten patlamayacak bir Çehov silahı benzer biçimde arka planda pusuda bekliyor.

Ayrıca, Taylor’ın görüş açısı karakterleri, güzel duyu açıdan sakıncalı yada mantıksız buldukları toplumsal dindarlığa duydukları öfkeyle daha oldukca birleşiyor. Seamus, derslik arkadaşlarının onun Tanrı, gövde ve kozmosun gizemleri hakkında şiirlerini yeterince anti-sömürgecilik olarak görmemelerine oldukca kızıyor. Bir sığır eti işleme fabrikasında çalışan bir mahalli olan Fyodor, vejeteryan arkadaşı Timo’ya, Timo ölüm cezası yanlısı olmasına karşın, Fyodor’un işinden nefret etmiş olduğu için kızıyor. “Bu zulümdür. Değil mi?” diye sorar Fyodor.

Bu karakterler kısmen, dünyada ve işlerinde güzelliği bulmaya çalışmış oldukları için kızgındır ve önlerine çıkan her şey bir düşmandır: öteki insanoğlu, sanatla alakalı yeteneklerinin sınırları, parasızlık, kendi bedenleri. Birbirleriyle olan bağlantıları sorunlu ve kusurlu, kimlik engelleriyle dolu. Fyodor ve Timo’nun her ikisi de melezdir, bu Fyodor için “coşku vericidir”, sadece gene de Timo’nun ailesinin parası vardır ve bu onu “oldukca saf” yapar. Eski dansçı Ivan, karışık ırktan ve fakirken, arkadaşı Goran siyahtır ve varlıklı beyaz bir aile tarafınca evlat edinilmiştir, Ivan, Goran’ın siyah bulunduğunu unutmaya eğilimlidir.

Bu oldukca sesli ifade, Geç Amerikalılar daha yakın hisset kirli hayvanlarTaylor’ın 2021 kısa öykü koleksiyonu, Gerçek yaşam2020 romanı. Gerçek yaşam yalnız, eziyet çeken kahramanının ruhunun titiz, neredeyse klostrofobik incelemesiyle olağanüstüydü. Geç Amerikalılar, doğası gereği okuyuculara sunacak kadar acıklı bir şeye haiz değildir. Bunun yerine, sırayla her karakterin zihniyetini incelerken karakterleri birbirinden ayırmak rahatsız edici derecede zorlaşıyor.

Bu karakterlerin hepsi aynı şekilde konuşur. Değişik düşünceleri var fakat düşüncelerini aynı dilde ifade ediyorlar ve aynı çerçeveyi kullanıyorlar. Beraber bulanıklaşıyorlar.

Taylor, en izole karakterleriyle en kuvvetli halindedir. Öteki bölümlerin hiçbirinde adı geçmeyen tek karakter olan Bea, neredeyse yalnızca işte ders verdiği çocuklarla konuşan bir sanatçıdır. (“Kendini öldürsen kimse üzülür mü?”

Aksi takdirde, Geç Amerikalılar fikirleri ve imgeleri karakterlerinden daha uzun süre akılda kalan bir romandır. Bunu okuduktan günler sonrasında, sık sık Seamus’un Tanrı’nın “evi zorla açmış olduğu” ve “Gorgons’un kafası yargılanırken aşağı bakmış olduğu” fantezisini düşünüyorum. kelimenin kesinliği meraklı, izinsiz giriş ve fizyolojik sertlik çağrışımlarıyla; Tanrı’nın bir gorgonun kafasıyla aşağı bakması fikrinin kozmik harikası – ne kadar coşku verici. Ne kadar hayranlık verici. Ne ustalığı.

Sadece, şimdi bile hangi karakterin bu fanteziye haiz bulunduğunu yada Taylor’ın hangi kitaplarında okuduğumu hatırlamakta zorlanıyorum. Bu kitabı, asla bulamadığım hususi bir şeyi isteyerek kapattım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir