Arap Birliği, üye ülkelerin iç işlerine ‘dış müdahaleleri’ reddediyor

Arap Birliği’nin 32. zirvesi sona ererken, bölgede güvenlik ve istikrarın sağlanması için birlik ihtiyacı üye ülkeler tarafınca Cidde Deklarasyonu’nda yinelendi.
Cidde’de toplanan zirvede blok, Arap ülkelerinin içişlerine “dış müdahaleleri” reddetti.
“[We] silahlı milislerin oluşumunu desteklemeyi tamamen reddediyor… [and warn] Bildiride, iç askeri çatışmaların yalnızca insanların acılarını ağırlaştıracağı açıklandı.
Üye ülke ek olarak, onlarca senedir devam eden Filistin-İsrail anlaşmazlığı ve Yemen, Libya, Lübnan ve Sudan’a odaklanan bölgesel gelişmeler de dahil olmak suretiyle bölgenin çeşitli ilgili sorunlarını tartıştı.
Filistin, üye ülkeler tarafınca merkezi bir dava deklare edildi ve bu, ulusun “Doğu Kudüs de dahil olmak suretiyle 1967’de işgal edilen tüm topraklar üstünde mutlak otoriteye haiz olma” hakkını tekrardan teyit etti.
Suudi Krallığı tarafınca tavsiye edilen ve Arap Birliği’nin 2002 Beyrut zirvesinde onayladığı “Arap Sulh Girişimi’nin etkinleştirilmesi”nin önemi üye ülkeler tarafınca da dile getirildi.
Ligin netice bildirisinde, İsrail-Filistin şiddetinin, İsrail ordusunun baskınları ve Batı Şeria’daki yerleşimci şiddetinin sık sık yaşanmış olan bir vaka haline gelmesiyle aylardır iyi mi yoğunlaşmaya devam ettiğinden bahsedildi.
Al Arabiya, “Ocak ayından bu yana Batı Şeria ve İsrail’de 140’tan fazla Filistinli ve minimum 19 İsrailli ve yabancı öldürüldü.”
Suriye’nin on yıldan uzun bir aradan sonrasında lige dönmesi ve bölgedeki yalıtım da blok tarafınca memnuniyetle karşılandı. Üye ülkeler, büyük gelişmenin Suriye içinde istikrar ve birliği teşvik edeceğini umdular.
“[We] Bildiride, Arap ülkelerinin Suriye’nin krizini çözmesine yardım etme çabalarını yoğunlaştırması gerektiği açıklandı.
Suriye, rejimin protestolara yönelik ölümcül baskısı sebebiyle Kasım 2011’den itibaren 22 üyeli blok tarafınca askıda kaldı.
Birliğin üye ülkeleri, Sudan’da paramiliter Süratli Destek Kuvvetleri (RSF) ile ordusu içinde devam eden durum hakkında da konuştu ve üye ülkeler “çatışmayı alevlendiren ve bölgesel güvenlik ve istikrarı tehdit eden yabancı müdahaleleri” reddetti.
Lig üyeleri, savaşan taraflar içinde birlik ve diyalog çağrısında bulunmuş oldu.
Yemen mevzusunda blok, binlerce insanı öldüren ve milyonları internasyonal desteğe bağımlı bırakan senelerce devam eden muharebeye siyasal bir çözüm bulmayı amaçlayan tüm internasyonal ve bölgesel çabalara desteğini yineledi.
Geçen yıl Nisan ayında BM’nin aracılık etmiş olduğu bir ateşkesin arkasından kayıplar keskin bir halde azaldı, sadece çatışmalar, ateşkesin Ekim ayında sona ermesinden bu yana çoğunlukla durmuş durumda.
Üye ülkeler, Lübnan mevzusunda yetkilileri ekonomik reformları uygulamak ve ülkede devam eden krizle başa çıkmak için bir cumhurbaşkanı seçmeye ve “mümkün olan en kısa sürede” bir kabine kurmaya çağırdılar.