Apollo’nun mirası, Artemis’in ay ufuklarına doğru yürekli atılımıyla yaşıyor

0
NASA'nın uzaya yönelik kamu-özel stratejisi bir miktar başarıya ulaşmış olsa da, bu aynı zamanda ABD'nin, Ay'a bir sonraki mürettebatlı iniş misyonu da dahil olmak üzere önemli kilometre taşlarına ulaşmada başlıca uzay rakibi Çin'in gerisinde kalması riskini de taşıyor.  — AFP
NASA’nın uzaya yönelik kamu-özel stratejisi bir miktar başarı elde etmiş olsa da, bununla beraber ABD’nin, Ay’a bir sonraki mürettebatlı iniş misyonu da dahil olmak suretiyle mühim kilometre taşlarına ulaşmada başlıca uzay rakibi Çin’in arkasında kalması riskini de taşıyor. — AFP

Intuitive Machines’in Nova-C uzay aracının SpaceX roketiyle yakında fırlatılması, uzay araştırmalarını keşfedilmemiş bölgelere yönlendiren NASA’nın Artemis programının habercisi.

Aslolan sual, bilhassa Astrobotic’in son zamanlardaki gerilemesinden sonrasında niçin bu tür çabaları ticari sektöre emanet ediyoruz?

Yanıt, NASA’nın Ay’dan Mars’a programı olan Artemis’i cesurca tekrardan düzenlemesinde yatıyor. Soğuk Harp’ın mikro yönetim modelinden ayrılan NASA, artık ABD’nın piyasa ekonomisinin gücünden yararlanıyor ve uygun maliyetli atılımlara vurgu yapıyor.

Eski Ulusal Uzay Konseyi üyesi Scott Pace’e bakılırsa, SpaceX’in başarısının somut örneği olan ticari oyunculara yönelme, daha düşük maliyetlerle “kaleye daha çok şut atmaya” öncelik veren bir stratejiye dayanıyor. Bir zamanlar pervasız sayılan SpaceX, çeşitli seçenekler sunmada rekabetin kıymetini sergileyerek NASA’nın tercih etmiş olduğu yüklenici haline geldi.

NASA’nın önceki döneminde Apollo misyonları esnasında 300 milyar dolardan fazla bağış yapıldığı görülürken Artemis, 2025 yılına kadar 93 milyar dolarlık daha düşük bir bütçeyle çalışıyor. Bu değişim, inşaatla ilgili ayrıntıları hususi kuruluşlara dikte etmek yerine hizmet satın almayı içeriyor. Ticari Ay Yükü Hizmetleri (CLPS) girişimi, başarıya ulaşmış SpaceX modelini yansıtarak gelişmekte olan şirketlerle ortaklıkları teşvik ediyor.

Sadece yaklaşımın zorlukları da yok değil. NASA, Uzay Fırlatma Sistemi (SLS) ve Orion kapsülünün kontrolünü elinde tutarken, aya iniş için SpaceX’in kanıtlanmamış Starship roketini tercih etti. Starship’in kontrol edilmemiş uçuş geçmişi ve karmaşık yakıt ikmali prosedürleri, bir belirsizlik unsuru eklemekte ve potansiyel olarak mürettebatlı bir Ay’a iniş için 2026 hedefini etkilemektedir.

NASA’nın uzaydaki rakibi Çin ile karşılaştırmalar kaçınılmaz. Çin’in akıcı süreçler ve tutarlı süre çizelgeleriyle karakterize edilen yöntemi, ABD’nin karmaşık siyasal ortamı ve potansiyel gecikmelerle keskin bir karşıtlık oluşturuyor. Eski bir NASA yetkilisi olan G. Scott Hubbard, ABD’nin uzay çalışmalarını rahatsız eden “saçmalıkların” yokluğuna dikkat çekiyor.

Internasyonal işbirlikleriyle tasarlanan Artemis, 2000’li yıllardan itibaren hurdaya çıkarılan Constellation programının kaderinden kurtulmayı amaçlıyor. Zorluklara karşın ABD, potansiyel ödüllerin hesaplanmış risklerle beraber geldiği kamu-özel ortaklığı paradigmasına bağlı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir