1941 tarihindeki bir kitap Elon Musk’ın Twitter’ı ele geçirmesini iyi mi açıklıyor?

0

Sözde “Twitter Dosyaları”nın piyasaya sürülmesinden bu yana – Elon Musk, satın almadan ilkin Twitter’ın “uyandırılan” yöneticilerinin iddia edilen aşırılıklarını kendi tarzıyla ifşa ediyor – Musk’ın tam olarak neyi başarmaya çalmış olduğu mevzusunda hararetli bir münakaşa yaşanıyor.

Açıklamaları, kendisini bir tür kültür savaşına girmiş olarak gördüğünü açıkça gösteriyor – “Uyanık zihin virüsü ya yenildi ya da başka hiçbir şeyin önemi yok” Pazartesi sabahı tweet attığı gibi. Sadece, Twitter’ın önceki yönetim ekibinin açıkca kınanmasının “uyanık zihin virüsü” ile savaşmakla ne ilgisi var?

Musk’ın bağlantıyı iyi mi gördüğünü idrak etmek için şuna bakmak yararlı olabilir: Antonio García Martínez’den yeni bir tweet, sağ eğilimli Silikon Vadisi kurucularının yaşamına oldukca bağlı bir yazar. García Martínez, tersine derslik savaşına benzeyen bir projeyi konu alıyor: paracı sınıfın kibirliliğe karşı öcü, şirketlerindeki yöneticileri uyandırdı.

García Martínez, “Elon’un yapmış olduğu, girişimci sermayenin, aksi takdirde her yerde (ve bilhassa büyük teknoloji şirketleri dahil) hakim olan profesyonel-yönetici derslik rejimine karşı bir isyanıdır” diye yazıyor.

Görünüşte bu saçma görünüyor: Tüm şirketlerine haiz olan milyarderler niçin kendi çalışanlarını bırakın, herhangi bir şeye karşı “isyan” etsinler? Açıklamak gerekirse, García Martínez bir kitaptan alıntı yapıyor tutucu politika teorisyeni James Burnham tarafınca: Yönetsel Devrim: Dünyada Neler Oluyor?.

1941’de gösterilen Burnham’ın kitabı, kapitalizmin bir son aşamaya ulaştığını tahmin ediyordu; paracı sınıfın gücü oldukca geçmeden gerileyecek ve yerini, sanayiyi ve devletin karmaşık operasyonlarını yöneten insanoğlu olan “yönetici sınıfın” yükselişine bırakacaktı. Bu yeni devletin örnekleri, Burnham’ın köklerinin liberal kapitalizmden daha verimli bir ekonomik modele dayandığına inanılmış olduğu Nazi Almanyası ve Sovyet Rusya idi. Bundan dolayı, II. Dünya Savaşı’nda bir Nazi zaferinin neredeyse kaçınılmaz bulunduğunu tahmin etti.

Burnham’ın tahminleri, tüm “yönetim devrimi” teorisinin uygulanabilirliği hakkında ciddi kuşku uyandırması ihtiyaç duyulan şekillerde, çılgınca yanlıştı. Sadece sorumsuz bir yönetici derslik kavramsallaştırması, gene de sağ eğilimli teknoloji dünyasında ve daha geniş tutucu entelektüel semada son aşama etkili oldu.

Önde gelen bir teknoloji girişim kapitalisti olan Marc Andreessen, Burnham’ın çalışmasını “toplumumuzun ve siyasetimizin mevcut yapısı için en iyi izahat” olarak nitelendirdi. Önde gelen bir tutucu siyaset entelektüeli olan Julius Krein, Burnham’ın “bir canlanmanın tadını çıkardığını” yazdı bundan dolayı “David Brooks, Ross Douthat ve Matthew Continetti, diğerlerinin yanı sıra son zamanlarda onun çalışmasının mevcut siyasal anı idrak etmek için lüzumlu olduğuna işaret ettiler. ”

Bu yüzden, Burnham’ın emek harcaması bazı büyük şeyleri yanlış yapsa da gene de ciddiye almaya kıymet. Pek oldukca yönden, sağın sözde “uyandırılmış yöneticilere” yönelik mevcut kültürel saplantılarının atası ve Musk’ın ilerlemek için 44 milyar dolar harcamış olduğu politika yaklaşımının vaftiz babası.

James Burnham kimdir ve yönetim devrimi nedir?

1905’te doğan Burnham, siyasal hayata Troçkist inanca haiz bir Marksist olarak başladı – sadece bu gelenekten kesin bir halde kopacak ve Amerikan sağının yiğitlerinden biri olacaktı. Burnham’ın 1987’deki ölümünden sonrasında, o zamanki Başkan Ronald Reagan, “yüzyılımızın büyük entelektüel serüveninden – totaliter devletçilikten uzaklaşıp, canlandırıcı özgürlük doktrinlerine doğru yolculuktan” görevli olanlardan biri bulunduğunu söylemiş oldu.

Yönetim DevrimiBurnham’ın en eski ve en etkili eserlerinden kabul edilen , hem genç Marksizminin hem de hemen sonra anti-komünist muhafazakarlığa dönüşünün işaretlerini gösteriyor. Tarihin, temelde, bir toplumun zenginliği ve üretim araçları üstünde denetim için savaşım eden çatışan toplumsal grupların hikayesi olduğu şeklindeki Marksist fikirle adım atar.

“Herhangi bir büyüklükteki tüm toplumsal ve ekonomik grupların, toplumdaki güç ve ayrıcalıkla ilgili göreli konumlarını iyileştirmeye çabalaması, şimdiye kadar malum hiçbir istisnası olmayan tarihsel bir yasadır” diye yazıyor.

Burnham ek olarak, paracı sınıfın bu mücadelenin modern yinelemesini kaçınılmaz olarak kaybedeceği mevzusunda Marksistlerle aynı fikirdeydi – sadece onu kimin kazanacağı mevzusunda aynı fikirde değildi. Ona gore işçi sınıfı, Marksist teorinin öngördüğü şekilde kapitalistleri devirmek için oldukca zayıf ve örgütsüzdü. Bunun yerine, yeni bir grubun yükseldiğini öne sürüyor: yönetici sınıfı.

Burnham’ın tanımına gore yöneticiler, “üretim sürecinin teknik yönü ve koordinasyonu görevlerinden” görevli kişilerdir. Bu, kimyagerler yada mimarlar şeklinde teknik uzmanlar anlamına gelmez, sadece bu teknik uzmanları yönlendiren kişiler anlamına gelir: “operasyon yöneticileri, müfettişler, yönetimsel mühendisler, denetim teknisyenleri; yada hükümette…yöneticiler, komisyon üyeleri, ofis başkanları vb.

Yönetici sınıfın artan gücü, çağıl ekonominin iki unsurundan meydana gelmektedir: teknik karmaşıklığı ve kapsamı. Otomobil şeklinde bir şeyin yapımını yönetmek için ihtiyaç duyulan görevler oldukca hususi teknik informasyon gerektirdiğinden, paracı derslik – bu örnekte yapınak sahipleri – her şeyi kendi başlarına yapamazlar. Ve bir otomobil şirketinin tüketici tabanının büyüklüğü göz önüne alındığında, bu görevlerin ölçekli olarak yapılması gerektiğinden, sahiplerinin teknik işi icra eden insanları yönetmek için başkalarını çalıştırması gerekir.

Ford'daki dünyanın ilk montaj hattı, plant highland park /ABD: Eğitimli işçiler, Model T - 1913 için volan - manyeto ateşleme sistemini bir araya getirdi

1913’te Ford’un Highland Park fabrikasında ilk montaj hattı.
Getty Images vasıtasıyla Ullstein resmi

Netice olarak, kapitalistler istemeden kendilerini ilgisiz hale getirdiler: Üretim araçlarını fiilen denetim eden yöneticilerdir. Yöneticiler teoride hâlâ paracı derslik tarafınca istihdam ediliyor ve dolayısıyla onların emirlerine doğal olarak olsalar da, bu sürdürülemez bir durumdur: Eninde sonunda, üretim araçlarını fiilen denetim eden insanoğlu, iktidarı yalnızca sözde haiz olanlardan alacaklardır. .

Bu iyi mi olur? Esas olarak, büyük sanayinin millileştirilmesi yöntemiyle.

“Üretimde devlet mülkiyetine dayalı bir ekonomik yapı, yöneticilerin toplumsal tahakkümünün çerçevesini sağlar” diye yazıyor. “Ek olarak şunu da belirtmek gerekir ki, görünüşe gore bu bir tek yöneticilerin toplumsal tahakkümünün pekişebileceği ekonomik yapı.”

Burnham, çağıl ekonomik görevlerin karmaşıklığı ve ölçeği göz önüne alındığında, devletin bireysel kapitalistlerden devralmasının daha verimli bulunduğunu korumak için çaba sarfediyor. Devlet tarafınca yönetilen ekonomileriyle Nazi Almanyası ve Sovyetler Birliği, dünyanın geri kalanının yakında takip edeceği bir plan sağlamış oldu. ABD Birleşik Devletleri sıçrama yapmamıştı, sadece Yeni Seviye’den sonrasında yönetimsel devletin yükselişi oraya doğru gittiğini kanıtladı.

Dolayısıyla, “yönetim devrimi”: paracı demokrasinin kaçınılmaz düşüşü ve “sınırsız devlet”i bir vasıta olarak kullanan ekonominin yönetimsel denetimiyle tanımlanan yeni bir toplumsal rejimin yükselişi.

James Burnham, Elon Musk ve sağın saplantılarını iyi mi açıklıyor?

İlk bakışta, Burnham’ın teorisi günümüz dünyasını açıklamak için pek ümit verici bir aday değil.

nerede ise hepsi Yönetsel Devrim’in büyük tahminlerin -kapitalizmin yaklaşmakta olan çöküşü, İkinci Dünya Savaşı’nda bir Mihver zaferi, devlet işletmelerinin üstün verimliliği- hepsinin yanlış olduğu kanıtlandı. Paracı sınıfın gücü, 1970’lerin ve 80’lerin neoliberal devriminden ve buna birlikte rol alan hızla artan eşitsizlikten bu yana daha da sağlamlaştı. Tek tek yenilikçiler ve teknik uzmanlar tarafınca kurulan firmalarla teknoloji kapitalizminin yükselişi, kapitalistlerin teknik ve yönetim görevlerini büyük ölçekte gerçekleştiremeyecekleri teorisini çürütüyor şeklinde görünüyor.

Gene de Burnham’ın erken dönem düşüncesi, aslına bakarsak son zamanlarda beklenmedik çevreler de dahil olmak suretiyle bir rönesans yaşadı: Silikon Vadisi’nin sağ eğilimli devleri ve bağlaşık siyasal düşünürler. Niçin? Niye?

Yanıt özetlemek gerekirse kültür savaşıdır. Sağın yeni Burnhamcıları, onun yöneticiler teorisini ayrı bir toplumsal derslik olarak tekrardan canlandırdı – onların görüşüne gore, Amerikan halkına habis “uyanıklık” ideolojisini empoze etmekten en görevli olan derslik.

Sağcı Manhattan Enstitüsü’nün bir yayını olan City Journal’da Malcom Kyeyune, “Uyanmış yöneticiler yeni bir siyasal ve toplumsal seviye empoze etmek istiyor” diyor. “Wokeness, New Dealism’in 1940’larda asla yapmayı amaçlamadığı şeyi başardı: neredeyse her türlü kurumsal yıkım ve aşırı tesir eylemini haklı çıkarabilecek kapsamlı, esnek ve acımasız bir ideoloji olarak hizmet ediyor.”

Çağıl Burnhamlılar, en temel düşmanlarını Demokrat Parti olarak değil, bu ideoloji tarafınca tamamen ele geçirildiğine inandıkları bir takım kurum olarak görmeye başladılar: akademi, Hollywood, medya ve (bazıları için) Big Tech. Bu kurumlar, Silikon Vadisi girişimcisi ve anti-demokratik politika teorisyeni Curtis Yarvin’in “Katedral” söylediği şeyi oluşturuyor: ABD’nın kültürel hegemonyasını aşırı sol değerleri her insana empoze etmek için kullanan gerçek güç seçkinleri. (Yarvin, tesadüfen değil, Burnham’dan derinden etkilenmiştir.)

Ekonomik eşitsizliğin kaba gerçekliği, bu kuram için bazı zorluklar yaratır. Günümüz ABD’sında, milyarderler sınıfı, toplumu şekillendirmek için rastgele üniversite profesörlerinden ve hatta bir çok ünlüden oldukca daha çok güce haiz. Zenginlikleri, Musk ve Peter Thiel şeklinde sağcı milyarderlerin, Amerikalıların yüzde 99,999’u için düşünülemez olan, Twitter satın almak yada Gawker’ı kapatmak yada bir Senato kampanyasına para yatırmak şeklinde şeyler yapmalarına olanak tanıyor. Bu insanoğlu varken, Harvard fakülte ofisini yada Twitter Itimat ve Güvenlik ekibini toplumsal gücün gerçek yerel olarak tanımlamak mantıksız görünüyor.

Burnham’ın teorisi, çağıl sağın bu daireyi kare almasına destek verir. Güç giderek kapitalistlerden uzaklaşıp onların istihdam etmiş olduğu yöneticilere doğru kayıyorsa, o vakit ülkedeki en varlıklı insanların bile kendilerini orta ve üst yönetime bulaşan bir “uyanık akıl virüsünün” kurbanları olarak görmeleri tamamen tutarlıdır. Musk şeklinde, kendi şirketlerinin uyguladığı iddia edilen sansüre üzülen insanların acayip görüntüsünü işte bu şekilde görüyorsunuz: Çalışanlarını, davranışları şirket içi sorun olan astları olarak değil, iktidar mücadelesinde yenilmesi ihtiyaç duyulan rakipler olarak görüyorlar.

SpaceX ve T-Mobile Teksas'ta Ortak Etkinlik Düzenledi

Elon Musk, 25 Ağustos’ta Teksas, Boca Chica Beach’teki bir T-Mobile/SpaceX etkinliğinde.
Michael Gonzalez/Getty Images

García Martínez, “Burnham’ın formülasyonuna gore, bu yeni yönetici derslik, eski işletme sahibi burjuvaların ve hatta seçkin yönetici derslik olarak sermayenin kendisinin yerini alacaktı” diye yazıyor. “Teknolojide en oldukca uyandırılan ’emek’ skandalları, kurucularla anlaşmazlığa düşen yetkili bir orta yönetim sınıfıdır.”

1941 Burnham’ı muhtemelen bu analizle aynı fikirde olmayacaktı. Ona gore, kapitalistler çalışmış oldukları şirketlere hâlâ haiz oldukları sürece, yönetim devrimi asla gerçekleşemezdi – sağ, onun yönetim devrimi teorisini tutarlı bir halde benimseyemezken, altta yatan maddi analizi bir kenara bırakamaz.

“Paracı toplumda yöneticilerin gücü… kapitalistler ve paracı ekonomik ilişkiler tarafınca engellenir, sınırlanır” diye yazıyor. “Yönetici asla güvende değildir. Paracı iyelik haklarına haiz biri yada bir grup insan tarafınca daima kovulabilir.”

Musk’ın Twitter’a haiz olmasından çıkarılacak gerçek ders, bunun bugün de geçerli olduğudur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir