Yargıç Şah: Mahkemeler davalara kamuoyunun hassasiyetine gore değil, kanunlara gore karar vermeli

0
Apex mahkemesi yargıcı Yargıç Mansoor Ali Shah.  — Yüksek Mahkeme web sitesi/Dosyası
Apex mahkemesi yargıcı Yargıç Mansoor Ali Shah. — Yüksek Mahkeme internet sayfası/Dosyası

İSLAMABAD: Yüksek Mahkeme Yargıcı Mansur Ali Shah, mahkemelerin, kamuoyu onlara karşı olsa da davaları kanun ve Anayasa uyarınca karara bağlaması icap ettiğini belirterek, hiçbir devlet organının üstünlük iddia edemeyeceğini belirterek, “güç üçlüsü” ilkesinin altını çizdi. ötekinin üstünde.

Kendisi bunu, Yüksek Mahkeme’nin hesap verebilirlik yasalarındaki değişimleri iptal eden 15 Eylül sonucuna ilişkin 27 sayfalık karşıcılık notunda belirtti.

Yüksek mahkeme, 2-1 çoğunluk kararıyla, önceki Pakistan Demokratik Hareketi (PDM) liderliğindeki hükümetin vazife süresi süresince 1999 senesinde Ulusal Mesuliyet Yönetmeliği’nde (NAO) meydana getirilen bazı değişimleri iptal etmişti.

Devrin baş yargıcı Umar Ata Bandial başkanlığındaki üç üyeli kurulda Yargıç Mansoor Ali Shah ve Yargıç Ijazul Ahsan yer alıyordu.

“Mahkemeler ‘yuhalanan kalabalığın’ üstüne çıkmalı ve günümüzün değişen siyasetinden etkilenmeden gözlerini demokrasinin geleceğine dikmelidir. Mahkemelerin siyasal partilerden değişik olarak halkın desteğini kazanmasına gerek kalmamıştır. Mahkemeler, kamuoyu onlara karşı olsa bile Anayasa ve kanunlara gore karar verecekler” diye yazdı Yargıç Shah.

Çoğunluk sonucuna itiraz eden apeks mahkemesi yargıcı, ülke Anayasasının yasama, yürütme ve yargının ayrı ayrı tanımlanmış işlevlere haiz olduğu güç üçlüsü ilkesine dayandığını söylemiş oldu.

“Yasama organına kanun yapma, yürütmeye kanun uygulama ve yargıya da kanunları yorumlama görevi verilmiştir. Bu üç organın hiçbiri, görevlerini yerine getirirken diğerine bağımlı değildir ve biri diğerine üstünlük iddiasında bulunamaz” diye konuştu.

Kıdemli yargıç ek olarak, tüm eyalet birimlerinin kendi alanlarında tam bağımsızlığa haiz bulunduğunu ve Anayasa uyarınca “kendi tahsis edilen alanın ustası” bulunduğunu söylemiş oldu.

“Bu üç organdan herhangi biri, birbirinin görevlerine el koyamaz, müdahale edemez ve diğerlerinin alanlarına saldırı edemez.”

Pakistan Tehreek-e-Insaf (PTI) şefi Imran Khan’ın değişikliklere itirazları üstüne Yargıç Shah, dilekçe sahibinin bilgili avukatının, NAB Yönetmeliği uyarınca cezai kovuşturma kanalıyla seçilmiş kamu görevi sahiplerinin hesap verme hakkının iyi mi bulunduğunu açıklayamayacağını söylemiş oldu. Yaşama, özsevi, iyelik ve eşitlik şeklinde temel hakların ayrılmaz bir parçası olması yada söz mevzusu temel haklarla aynı temel kalite ve özellikte olması, böylece bu hakkın kullanılmasının gerçekte ve esas olarak bu hakkın kullanılmasının bir örneğinden başka bir şey olmaması bu temel haklardandır.

“Yukarıda tartışıldığı şeklinde, dilekçe sahibinin bilgili avukatı, NAB Yönetmeliğinde itiraz edilen değişikliklerin temel haklardan herhangi birinin ‘geri alınması’ yada ‘kısaltılması’ mihenk taşı açısından anayasal olarak geçersiz bulunduğunu her türlü makul şüphenin ötesinde açıkça ortaya koymakta tamamen başarısız olmuştur. Anayasanın 8(2) maddesi açısından. Dilekçeyi yersiz buluyorum ve bundan dolayı reddediyorum” notunu okudu.

Yargıç Şah, parlamentonun itiraz mevzusu değişiklikle yalnızca 500 milyon Rs’den daha azca miktar yada mülk içeren yolsuzluk suçlarının soruşturulması ve yargılanması için forumları değiştirdiğini söylemiş oldu.

Değişikliğin arkasından kendisi, kıymeti 500 milyon Rupi’den azca olan kamu dairesi sahiplerine karşı yolsuzluk iddialarının yolsuzlukla savaşım soruşturma kurumları tarafınca soruşturulacağını ve yolsuzlukla savaşım mahkemeleri tarafınca yargılanacağını söylemiş oldu. NAB Yönetmeliği yerine 1947 Yolsuzluğu Önleme Yasası ve 1958 Pakistan Ceza Yasası Değişim Yasası kapsamında sırasıyla federasyon ve eyaletler.

“Bu mevzu şüphesiz yasama organının hususi siyaset alanına girmektedir ve mahkemeler tarafınca yargılanamaz. Bana gore, belirli usul meseleleriyle ilgili olan bu ve öteki itiraz edilen değişimler, Anayasa tarafınca Pakistan halkına güvence edilen temel hakların hiçbirini hiçbir şekilde ortadan kaldırmaz yada kısaltmaz.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir