SC, ‘Kadro Ustası’ konseptini Anayasa’ya aykırı olarak yönetiyor
İSLAMABAD: Yüksek Mahkeme, “Kadro Ustası” teriminin Pakistan’ın en yüksek yargıcı için kullanılan geleneksel bir terim bulunduğunu sadece Pakistan Anayasasının üstünde olmadığını söylemiş oldu.
Yüksek mahkeme, Pakistan başyargıcının kısıtlanmasına ilişkin yasaya ilişkin detaylı sonucunda, “Master of Roster terimi Anayasa’ya yabancıdır ve eğer bir sözleşme olarak kabul edilirse, Anayasa metnine üstün gelemez” dedi ( CJP), Çarşamba günü gösterildi.
Üst mahkeme, SC (Uygulama ve Prosedür) Yasası 2023 davasına ilişkin davayı Ekim ayında karara bağlayarak, yasanın geriye dönük tesirini ele alan bir kısmı iptal etti ve 10’a 5 çoğunluk kararıyla Yasanın “anayasaya uygun” bulunduğunu duyuru etti.
Tam mahkeme heyetinin beş üyesi – Yargıç Ijazul Ahsan, Yargıç Muneeb Akhtar, Yargıç Seyyid Mazahir Ali Ekber Naqvi ve Yargıç Ayesha A Malik ve Yargıç Shahid Waheed – yasaya itiraz dilekçelerine ilişkin kararlarında yasaya karşı çıkmıştı.
8-7 çoğunluk ile – CJP Isa, Yargıç Sardar Tarık Masood, Yargıç Syed Mansoor Ali Shah, Yargıç Amin-ud-Din Khan, Yargıç Jamal Khan Mandokhail, Yargıç Athar Minallah ve Yargıç Musarrat Hilali muhalif – alt bölüm (2) Kanun’un 5. maddesinin (geriye dönük olarak temyiz hakkı tanınması) Anayasa’nın ultra vires’i olduğu diye deklare edildi.
9’a 6 çoğunlukla (Yargıç Ahsan, Yargıç Akhtar, Yargıç Yahya Afridi, Yargıç Naqvi, Yargıç Malik ve Yargıç Waheed karşı çıkıyor) Kanun’un 5. bölümünün (ileriye dönük olarak temyiz hakkı verilmesi) alt kısmı (1) kabul edildi. Anayasaya uygun olduğu beyan edilmiştir.
HSK İsa’nın yazıya döktüğü 22 sayfalık detaylı kararda, “Kadro Üstadı” deyiminin ne Anayasa’da, ne herhangi bir kanunda, ne de kurallarda yer almış olduğu, Anayasa’nın baş hakime vazife yapma yetkisi vermediği açıklandı. tamamen onun takdirindedir.
“Efendi” teriminin bununla birlikte Anayasa’nın yasakladığı en uç şekli kölelik olan kulluğu da ifade etmiş olduğu açıklandı.
Kararda, danışmayı mecburi bir uygulama olarak emreden belirli Kur’an ayetlerine atıfta bulunularak, kulluğun bununla birlikte danışmayı da reddettiği açıklandı.
Kararda ek olarak, gücün bir bireyde yoğunlaşması halinde bunun daima feci sonuçlar doğuracağı açıklandı.
“Yargının meşruiyeti, bütünlüğü ve güvenilirliği zedelendiğinde, yargıya ve Pakistan halkına telafisi mümkün olmayan zararlar verilmektedir. Halkın yargıya olan itimatı kaybolursa, yargı onun verdiği kararları kağıt üstünde bir tek laftan ibaret hale getirecektir. güvenilirlik ve etik otorite. Bunun gerçekleşmesinin en kati yolu, davaların Anayasaya uygun olarak karara bağlanmamasıdır.”
Kanun’un Anayasa’ya tam uygun olduğu belirtilen kararda, detaylı bir halde incelenmiş olduğu ve Kanun’un “adalete erişimi kolaylaştırdığı, şeffaflığı sağlamış olduğu, Temel Hakların hayata geçirilmesini daha etkin hale getirmiş olduğu” tespitinin yapıldığı, Yargıtay’ın Daha bağımsız.”
SC (Uygulama ve Prosedür) Yasası 2023
Kanun, baş yargıç da dahil olmak suretiyle kıdemli yargıçlardan oluşan üç üyeli bir komiteye anlık bildirimde bulunma yetkisi veriyor. Ek olarak, üst mahkemede saydam yargılama yapılmasını amaçladı ve temyiz hakkını da içeriyor.
Heyetlerin oluşturulmasıyla ilgili olarak Kanun, üst mahkeme önündeki her dava, sorun yada itirazın, HSK ve en kıdemli iki yargıçtan oluşan bir komite tarafınca oluşturulan bir kurul tarafınca dinleneceğini ve karara bağlanacağını belirtiyordu.
Komite kararlarının çoğunlukla alınacağı açıklandı.
Yüksek mahkemenin aslolan yargı yetkisinin kullanılmasıyla ilgili olarak Kanun, 184(3) maddesinin kullanımını gerektiren herhangi bir mevzunun ilk olarak komitenin önüne getirileceğini belirtiyordu.
Kanun, Anayasa’nın yorumlanmasının lüzumlu olduğu mevzularda komitenin minimum beş yüksek mahkeme yargıcından oluşan bir kurul oluşturacağını belirtiyordu.
Madde 184(3)’ün yargı yetkisini kullanan bir üst mahkeme heyeti tarafınca verilen herhangi bir karara yönelik itirazlarla ilgili olarak Kanun, temyizin heyetin emrini takip eden 30 gün içinde daha büyük bir SC heyetine yapılacağını belirtti. Temyizin 14 günü geçmeyecek bir süre içinde görüşülmek suretiyle kararlaştırılacağını da sözlerine ekledi.
Kanun ek olarak, bir partinin Anayasa’nın 188. maddesi uyarınca araştırma başvurusunda bulunmak suretiyle kendi seçeceği avukatı atama hakkına haiz olacağını da belirtti.
Ek olarak, bir niçin, temyiz yada mevzu kapsamında meydana getirilen, aciliyet talebinde bulunan yada geçici önlem talep eden bir başvurunun, müracaat tarihinden itibaren 14 gün içinde duruşmaya hazır hale getirileceğini belirtmektedir.
Sadece yasada, bu temyiz hakkının, Kanunun yürürlüğe girmesinden ilkin Madde 184(3) uyarınca haklarında karar verilen mağdur kişileri de geriye dönük olarak kapsayacağı hükmü vardı, sadece mahkeme bu sonucu bozdu.

