PTI, Başbakan Kakar ve CEC Raja’nın ‘zorla kaybetmelere’ karşı harekete geçmesini talep etti
Pakistan Tehreek-e-Insaf (PTI) Genel Sekreteri Omar Ayub Khan Salı günü, partisinden beş siyasetçinin, eski federal bakanın ve Awami Müslüman Birliği (AML) şefi Şeyh Rashid Ahmad’ın “zorla kaybedilmesine” karşı acil ve ciddi adımlar atılması talebinde bulunarak, bunu “bir tehdit” olarak nitelendirdi. “PTI’ye karşı anket öncesi hile kampanyasının bir parçası” ve “yasa ve Anayasa ihlallerinin en ciddisi”.
Görevli Başbakan Anwaar-ul-Haq Kakar ve Baş Seçim Komiseri Sikandar Sultan Raja’ya hitaben yazdığı ayrı mektuplarda siyasetçi, partisinin mevzunun hak etmiş olduğu aciliyet ve ciddiyetle ele alınmasını umduğunu belirterek, olup biteni dikkate almalarını talep etti. ve aralarında oldukça sayıda PTI destekçisinin, parti Başkanı İmran Khan’ın çalışanının ve gazetecilerin de bulunmuş olduğu kurbanların kurtarılmasının sağlanması.
Omar, politikacılar özgür bırakılmadıkça ve kolluk kuvvetleri ile ilgili öteki kurumlar bu tür uygulamalardan derhal vazgeçmeleri için kınanmadıkça, yaklaşan seçimlerin uzaktan da olsa özgür yada adil olacağına dair hiçbir şüphenin kalmadığını yazdı.
Omar, partinin çekirdek komitesi adına yazdığı mektuplarda, hem Başbakan Kakar hem de Raja’nın “hükümete bu insanları üretmesi ve gelecekte bu tür faaliyetlerden derhal vazgeçmesi için acil ve açık talimatlar” ilettiğini yazdı.
Eski bakan, mektuplarında eski milletvekili Sadaqat Ali Abbasi’nin de aralarında bulunmuş olduğu “yitik” politikacıların bir listesini paylaştı; başbakanın eski hususi asistanı Usman Dar; Lahorlu PTI bilet sahibi Abdul Kareem Khan; PTI Lahor Sekreteri Detayları Younus’u Bekliyor; eski devlet bakanı Farrukh Habib; ve AML Şefi Şeyh Rashid – hepsi sırasıyla 1, 10, 19, 19, 27 ve 17 Eylül’den bu yana yitik.
İçerikleri aynı olan her iki mektupta da üst düzey PTI siyasetçisi, zorla kaybetmelerden Pakistan’da meydana gelen “oylama öncesi hilenin en belirgin ve açık şekli” olarak bahsetti ve PTI ile bağlantılı kişilerin “yasadışı bir halde tutuklandığını” belirtti. ve cezasız bir halde ortadan kayboldu.
Dört bekçi başbakana da gönderilmiş olduğu mektuplarında, “Her kaybın arkasında acı çeken aileler, anneler, babalar, eşler, kardeşler ve çocuklar bulunduğunu ihmal etmeyin” diye ekledi.
Khan, zorla kaybetmelerin Pakistan Anayasası’nın çeşitli maddelerini direkt ihlal ettiğini yazdı; bunlar içinde 9. Madde (şahıs güvenliği), 10. Madde (Tutuklama ve gözaltına ilişkin güvenceler – gözaltında tutulan her insanın bir barış yargıcı huzuruna çıkarılması gerekir) yer ediniyor 24 saat içinde), Madde 10A (Adil yargılanma hakkı) ve Madde 14 (İnsan onurunun dokunulmazlığı ve – evlerin mahremiyetini korumuş olan ve gözaltında her türlü işkenceyi yasaklayan); Anayasal güvence altına alınan yaşam hakkının yanı sıra.
Khan, “Yalnız Pakistan’ın en popüler siyasal partisi olan PTI’yi kırmayı amaçlayan bu kampanya, bununla birlikte 2017 Seçim Yasasıyla da tam bir alay mevzusu oluyor” diye ekledi.
Görevli hükümetlerin özgür ve adil seçimler düzenleme mevzusundaki birincil sorumluluğu bağlamında mektupta, bu zorla yitirme kampanyasının, geçici hükümetin “her seçime karşı yansız olma” görevine haiz olduğu 230 (1)(d) Maddesini ihlal etmiş olduğu belirtiliyordu. şahıs ve siyasal parti” ve Bölüm. 186 (d), hiçbir yetkilinin “seçim sonucunu etkilemek amacıyla hesaplanan” herhangi bir eylemi gerçekleştiremeyeceğini belirtir.
Ek olarak, kaybolmaların, Pakistan’ın, Internasyonal Çağdaş ve Siyasal Haklar Sözleşmesi (ICCPR), İşkenceye ve Öteki Zalimane, İnsanlık Dışı yada Aşağılayıcı Işlem yada Cezaya Karşı Sözleşme de dahil olmak suretiyle, bu tür mevzuları ele alan çeşitli internasyonal sözleşme ve anlaşmalara ilişkin taahhütlerine de aykırı bulunduğunu belirtti. CAT) ve Tüm Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına İlişkin Internasyonal Sözleşme (CED).