Pakistan, BM’de Kur’an yakma vakasıyla ilgili dava açtı

0
Dışişleri Bakanı Bilawal Butto Zerdari, 11 Temmuz 2023'te İnsan Hakları Konseyi tarafından düzenlenen acil bir tartışmanın oturumunda sanal olarak konuşuyor. — APP
Dışişleri Bakanı Bilawal Butto Zerdari, 11 Temmuz 2023’te İnsan Hakları Konseyi tarafınca düzenlenen acil bir münakaşanın oturumunda sanal olarak konuşuyor. — APP

Dışişleri Bakanı Bilawal Butto Zerdari Salı günü Kur’an-ı Kerim’e meydana getirilen saygısızlığı “Müslüman inancına hücum” olarak nitelendirdi ve dünyayı nefret, ayrımcılık ve hoşgörüsüzlüğe karşı birlik olmaya çağırdı.

Geçen ay, Irak’tan İsveç’e göç eden bir şahıs, Kurban Bayramı’nın ilk gününde Stockholm’deki bir caminin önünde Kur’an-ı Kerim sayfalarını yakarak Müslüman dünyasında öfkeye ve Papa Francis’in kınamasına niçin oldu.

Bilaval, hükümetin yaptırımı altında devam ettiğini ve BM İnsan Hakları Konseyi’nin Kuran’la ilgili son vakaları ele almak için acil bir münakaşa düzenlediğini söyleyerek Kur’an-ı Kerim’e meydana getirilen saygısızlığı kınadı.

Pakistan ve öteki ülkeler, “bazı Avrupa ve öteki ülkelerde Kur’an-ı Kerim’e yeniden yeniden saygısızlık edilmesiyle ortaya çıkan, evvelinde tasarlanmış ve açık dini nefret eylemlerindeki kaygı verici artış” hakkında bir münakaşa çağrısında bulunmuş oldu.

Pakistan ve İslam İşbirliği Teşkilatı’nın öteki üyeleri mevzuyla ilgili olarak Salı günü yada hafta içinde bir karar almayı umuyorlar.

İnsan Hakları Konseyi’nin dini nefret eylemleri üstüne düzenlemiş olduğu acil bir münakaşanın oturumunu fiilen ele alan Bilawal, dünyayı nefrete, ayrımcılığa ve hoşgörüsüzlüğe karşı birlik olmaya ve karşılıklı saygı, anlayış ve hoşgörüyü geliştirmeye çağırdı.

“Bu nefreti, ayrımcılığı ve sertliği kışkırtma girişimlerini körüklemeyi görmeliyiz. Bunu kınamak için el ele vermeliyiz, kin besleyenleri soyutlama etmeliyiz” dedi ve bu eylemlerin nefreti çoğaltmak için tasarlandığını sözlerine ekledi.

Dışişleri Bakanı Bilawal, üç ay ilkin İslamofobi ile mücadelede ilk internasyonal günün kutlandığını ve bu vesileyle BM Genel Kurulu vesilesiyle ilk oturumun düzenlendiğini söylemiş oldu.

Bakan, Kur’an-ı Kerim’in iki milyar Müslüman için içsel bir çapa bulunduğunu belirtti. “Kur’an’a meydana getirilen saygısızlığın açıkca ve kasıtlı olarak Müslümanlara yol açmış olduğu derin yarayı idrak etmek önemlidir.”

Kur’an-ı Kerim’e meydana getirilen saygısızlığı Müslüman inancına bir hücum olarak niteleyen Bilawal, bu konseyin önüne sunulan taslak metindeki önleme ve hesap verebilirlik çağrısının makul ve lüzumlu bulunduğunu söylemiş oldu.

Bakan, nefret söylemi ve ifade özgürlüğünün ayrılması icap ettiğini, zira ifade özgürlüğünün nefret söyleminin savunulamaz olmasıyla birlikte olmazsa olmaz bulunduğunu söylemiş oldu.

“Gezegende başka dinlerin mukaddes metinlerine saygısızlık yapılmasına müsaade eden tek bir Müslüman ülke bile yok.”

İnanç, kültür ve kanunen yasak” dedi.

Ayrıca BM insan hakları sorumlusu Volker Türk, BM’nin Cenevre’deki en yüksek haklar organında tartışmayı açarken, bu saldırıların öfkeyi alevlendirmek ve toplulukları bölmek için hususi olarak yapılmış şeklinde göründüğünü söylemiş oldu.

Türk, son Kuran yakma olaylarının “aşağılama ve öfkeyi alevlendirmek, insanların arasını açmak ve perspektif farklılıklarını kışkırtmak, nefrete ve kim bilir şiddete dönüştürmek için üretilmiş şeklinde göründüğünü” söylemiş oldu.

Yasa yada kişisel inanç ne olursa olsun, “insanların başkalarına saygılı davranması icap ettiğini” söyleyen Bakan, nefret söylemiyle diyalog, eğitim, farkındalık yaratma ve inançlar arası katılım yöntemiyle savaşım edilmesi icap ettiğini sözlerine ekledi.

Türk, “Toplumsal medyanın gelgit güçlerinden güç alan ve artan internasyonal ve ulusal uyumsuzluk ve kutuplaşma bağlamında, her türden nefret söylemi her yerde yükseliyor” dedi.

“Bireyler için zararlıdır ve tüm toplumların sıhhatli işleyişi için lüzumlu olan toplumsal uyuma zarar verir.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir