Misyon: İmkansız incelemesi: Yeni sürüm, bu filmlerin devamlı ne hakkında bulunduğunu açıkça ortaya koyuyor
İlk filmin ilk sahnesinde İmkansız vazife Film, Ethan Hunt (Tom Cruise) bir Rus adamı sorguluyor. Gene de bunun Hunt bulunduğunu bilmiyoruz, bundan dolayı – kim bilir serideki en ikonik koşu parçasında Mİ evren – son aşama gerçekçi bir lastik maske takıyor. Vaka yerine iki dakika kala, Rus’a doğru yürür, onu öldürür ve arkasından maskeyi çıkararak hafifçe kızarmış ve buruşuk bir Cruise’un yüzünü acıklı bir halde ortaya çıkarır. (Tüm bu lateksin altında sıcak.)
Bu ilk açıklamadan kısa bir süre sonrasında, odanın duvarları dışarı doğru bir depoya düşüyor ve bu da daha büyük bir izahat sağlıyor: Tüm sahne sahteydi. Yalnız artık ölü olan Rus kandırılmakla kalmadı, bununla birlikte izleyiciler de duyularına inanmaları için kandırıldı. Bizim için keyifli bir an; ölü adam için, o denli değil.
Bu açılış savuşturması İmkansız vazife, Cruise tarafınca kendisi için bir casus-aksiyon serisi olarak yaratılan ve üretilen film, Mayıs 1996’da beyaz perde salonlarında Brian De Palma ( Carrie Ve Yaralı Yüz) yönetmen koltuğunda. Franchise’daki son olarak bölümle karşılaştırıldığında, sık sık Cruise işbirlikçisi olan Christopher McQuarrie’nin Mission: Impossible — Dead Reckoning Part One1996 versiyonu fazlaca daha terli, daha karanlık ve birazcık erotik. (Aslen bir Brian De Palma filmi.)
:no_upscale()/cdn.vox-cdn.com/uploads/chorus_asset/file/24786675/mi3.jpg)
Şimdiye kadar minimum 15 yada 20 olan her yerde mevcud maskesini düşürmeler, hala filmlerin temel dayanak noktasıdır. Bilhassa bu ifşaların mükemmel yanı, onları nadiren bekliyor olmanızdır. Ölü Hesaplaşma Birinci Bölüm bununla birazcık oynar, sadece çoğunlukla, tüm filmlerde, herhangi bir zamanda herhangi bir adam yüzünü parçalayabilir ve siz gene de “Vay canına, bunun olacağını görmedim” dersiniz.
Yeni versiyon, öncekiler şeklinde, filmi ortaya çıkaran TV şovundan ödünç alınan bir mecaz kullanıyor: her köşede hile, gördüğünüze tam olarak inanamayacağınız hissi. Ölü insanoğlu, ölü olmayan insanoğlu olarak ortaya çıkıyor. Odaların duvarları, bir yerlerde bir depoda inşa edildiğini ortaya çıkarmak için parçalanmaya devam ediyor. Hepimiz haydut bir gizmen olabilir ya da olmayabilir ve film iyi ve hazır olana kadar kesinlikle size göz kırpmayacaktır.
Bu kıvrımların ve dönüşlerin bizi yedi filmimizde şaşırtmaya devam etmesi, filmin hakikaten keyifli olan yönüne işaret ediyor. İmkansız vazife franchise ve bence onu Hollywood’daki hem en yaratıcı hem de en tatminkar uzun soluklu franchise meydana getiren şey. Bir düzeyde, Mİ mükemmel bundan dolayı kıvrımlı vaka örgüleri mevzunun neredeyse haricinde; tutarlı bir temaya haiz oldukları söylenebilirse, o da “Tom Cruise neredeyse kamera önünde ölmeyi seviyor.”
Gene de hepsini izledikten sonrasında, bir tür meta-tema algılayabilirsiniz. Mİ filmler. Kolay bir beyaz perde gerçeğinden doğar: Çoğumuz bir filmimizde gördüğümüz şeyin, film dünyasında olayların gerçekte iyi mi gerçekleştiğine inanırız. Bu yüzden bu şekilde bir film Güzel bir zihin yada Büyük balık yada İrlandalı akılda kalıcı bir halde etkiliyor; anlatıcılarımıza inanmak için eğitildik ve seyrettiğimiz şeyin gerçekte olduğu şeklinde olmadığı ortaya çıktığında, bu coşku verici. Uyumsuzluktan yeni anlam doğar.
İmkansız vazife belirli bir perspektif anlatıcı olmamasına karşın bu beklenti üstünde oynar. Coşku, ara sıra seyrettiğimiz şeyin detaylı bir düzmece bulunduğunu keşfetmekten geliyor. El çabukluğu her yerde. Duyularına güvenme, İmkansız vazife bizi teşvik ediyor – kolayca manipüle ediliyorlar.
:no_upscale()/cdn.vox-cdn.com/uploads/chorus_asset/file/24786679/mi4.jpg)
Filmleri bu kadar ayırt edici kılan şey, meta ağırlıklı başka bir halde bunun altını çiziyor: Cruise’un inanılmaz, kelimenin tam anlamıyla ölüme meydan okuyan gösterileri, her filmi onları yeni bir düzeye taşıyor şeklinde görünüyor. Sarp kaya duvarlara tırmanıyor, çatıların üstünden atlıyor, yar kenarında savaşıyor ve uçan bir Airbus A400M’nin yanından sarkıyor. Her seferinde yeni bir İmkansız vazife film gösterime girdiğinde, esasen evet, Tom Cruise’un Burj Khalifa’ya tırmandığını açıklamaya dayanan pazarlama materyalleri birlikte rol alıyor. Şahsen ben ve Cruise’dan şüpheleniyorum, Ethan Hunt uzaya çıkana kadar doyum olmayacağım. (Ah, yapıyor.)
Niçin bu gösterileri (kablolar ve ağlarla da olsa – aksi takdirde üretimi asla sigortalayamazsınız) dünyanın temel taşı olarak yaptığını vurgulayasınız? Mİ pazarlama? Birincisi, elbet, bundan dolayı oldukça sert. Sadece ikinci niçin açık: Amerikan sinemasının, bilhassa de süper kahraman filmlerinin temel dayanak noktası aksiyon olsa da, bunların ses sahnelerinde uçtuklarını ve hayatlarının bir santim yakınında CGI’ya dönüştüklerini tamamımız biliyoruz. Hepsi şov, fakat gerçeklik yok.
İle İmkansız vazifeSadece, aldatıcı gözlerimiz akrobasi hareketlerine pek uzanmıyor. Evet kamera ve bilgisayar hileleri oluyor. Fakat Tom Cruise aslına bakarsak bir motosikleti uçurumdan aşağı sürüyor ve sonrasında aşağı düşüyor. bu gerçek – nefesini tutup nefesini tutacak ve birazcık titreyecek kadar gerçek. Bu, maske hilesi kadar filmin temel dayanak noktasıdır ve gördüklerimizle, gerçek ve gerçek dışıyla olan bu ince oyun, filmlerin bunu büyük seviyede kasıtlı olarak yapıyor olabileceğini düşündürür.
:no_upscale()/cdn.vox-cdn.com/uploads/chorus_asset/file/8565937/spoilers_below.png)
Bu düşünceyi çoktan oluşturmuş ve mevzuya girmeden ilkin editörüme sunmuştum. Mission: Impossible — Dead Reckoning Part Oneve ortalama 10 dakika sonrasında sükunet içinde yumruk atmaya başladım. Bu filmdeki Büyük Fena, her insanın “Varlık” söylediği bir şeydir; bu bir şahıs, hatta karanlık bir kişiler grubu değil, duyarlı hale gelen ve insanlığı devirmek için yola çıkan bir suni zekadır.
Film süresince Varlık hakkında birazcık fazla izahat var, sadece ironi o denli yürekli ki ona saygı duymanız gerekiyor. Hollywood çalışanları, maliyetleri düşürmek ve hissedarları memnun etmek için patronlarının onları suni zeka ile değiştirmediğinden güvenilir olmak için savaşım ederken, yazın en büyük filmlerinden biri suni zekanın hepimizi iyi mi yok etmek istediğiyle ilgili. Dijital benzerlerimizin bizi iyi mi öldürmek istediği, algoritmaların orijinalliği yok etmek için yola çıkmış olduğu ve nostalji IP’sini devamlı olarak başka bir amaca bakılırsa tekrardan tasarlamak, bir kültürün iyi mi öldüğüyle ilgili son gişe rekorları kıran filmlerden bir parça. Arama evin içinden geliyor, falan filan.
Sadece, karakterlerin bir çoğu gibi, İkinci Bölüm’de (önümüzdeki Haziran’da çıkacak) açıkça geliştirilecek ve tamamlanacak olan Entity vaka örgüsünü sevmemin sebebi, neyin ne işe yaradığını göstermesidir. İmkansız vazife başından beri olmuştur.
Bu yüzden, Varlığın en büyük tehdidi, gerçeği değişiklik yapma kabiliyetidir – kısaca, bir bakıma. Dijital tehdit, gerçekliğin fizyolojik kemiklerini değiştiremez. Varlığın insanlık için tehlikesi, esas olarak, dünyanın tamamen ağa bağlı olması, her insanın para birimi ve informasyon ve hatta savaşın bilgili bir suni zekanın hackleme ve manipüle etmede mesele yaşamayacağı dijital yollardan geçmesi gerçeğinde yatmaktadır. Her şeyle ve hep beraberce ekranlar vasıtasıyla karşılaştığımız yüksek derecede dolayımlı bir dünyada, gerçekliğin bizlere sunulma biçimi aniden, fiilen gerçeğe dönüşüyor. İnternette bir öykü ya da efsaneleşmiş dolaşırsa ve insanoğlu buna inanırsa, bunun doğru olup olmadığı ergonomik açıdan hakikaten mühim mi? 1964 filmindeki şeklinde ise Güvenli BaşarısızBir ülkenin hükümeti hücum altında bulunduğunu düşünür ve sözde saldırgana bir roket fırlatır, o da karşı saldırıya geçer.
Bu tam olarak insanların Ölü Hesaplaşma korku: varlık onu manipüle ederek gerçekliği yaratacak ve netice olarak kendimizi yok edeceğiz. Bu, insanlığın kendisini dijital olarak bu kadar iç içe geçirerek ve en başta bir suni zeka yaratarak niçin olduğu bir mesele. Fakat şimdi bizim kontrolümüz haricinde ve onu kim denetim ederse – eğer denetim edilebilirse – aslına bakarsak Tanrı’dır.
Bunların tümü sorunsuz bir halde daha geniş bir alana örülür. İmkansız vazife anlatı. Bu görevlerde olanaksız olan ne? Hunt ve arkadaşlarının çevrelerini milimetresine kadar ve yerçekiminin sıcaklığına ve çekişine kadar tam olarak anlamalarını gerektiren ölüme meydan okuyan akrobatik hareketlerle başarmanın zor olmasıyla ünlüdür. İzlemesi coşku verici ve deneyimlemesi kesinlikle coşku verici – fakat bu bizi bekleyen bir gerçek. Gelecekte, duyularımıza güvenme şeklimiz kökten değişecek. Biliyorsun, bundan dolayı sen de hissettin.
Mission: Impossible — Dead Reckoning Part One 13 Temmuz’da sinemalarda açılıyor.