Merkez Bankası faiz oranlarını tekrardan yükseltiyor. Bu bankalar için ne anlama geliyor?
Çarşamba günü Federal Biriki, enflasyonu azaltmak için yapmış olduğu son teklifte faiz oranlarını bir çeyrek puan daha artırmayı planladığını duyurdu.
ABD’nin yaşamış olduğu son bankacılık başarısızlıkları göz önüne alındığında, bu birazcık tartışmalı bir hareket ve bazı ekonomistler daha yüksek faiz oranlarının finans sektörünü daha da zayıflatabileceğinden korkuyor. Sadece lehte olanlar, zammın bankacılık sektörünün daha yüksek oranları kaldırabilecek kadar istikrarlı bulunduğunu göstereceğini savundu. Ek olarak, Fed uzun süredir enflasyonu düşürmek için daha fazlasını yapma baskısı altında ve faiz oranlarını yükseltmek elindeki birkaç araçtan biri. Geçen yıl Fed, enflasyonu hedeflemeye çalışırken şu anda yüzde 4,75 ile 5 içinde olan faiz oranlarını istikrarlı bir halde artırmaya devam etti.
Moody’s’in baş ekonomisti Mark Zandi, “Fed faizleri yükselttiğinde bankacılık sistemiyle şansını deniyor” diyor. “Fed’in krizin ötesine bakma ve gözünü enflasyonda tutma ve sistemin duvara çarpma riskini göze alma isteğini gösteriyor.”
Son aylarda enflasyon yavaşladı, sadece hala yüksek. Mesela, tüketici tutarları geçen senenin bu noktasında olduğundan kabaca yüzde 6 daha yüksek ve birçok uzman Fed’i bankacılık sektöründeki istikrarsızlığın üstündeki toz yatışana kadar yeni bir artışı ertelemeye çağırdı.
Zandi, “Onların yerinde olsaydım, durup etrafa bakardım ve bir sonraki görüşmede oranları yine yükseltebilirler,” diyor.
Fed’in tasfiye etmiş olduğu çeyrek puanlık artış, önceki artışlardan daha ufak ve banka iflaslarından ilkin başlangıçta beklenen yüzde 0,5’lik artıştan daha azca. Bu muhtemelen, bankalarla ilgili endişeleri yaşam maliyetiyle ilgili hayal kırıklıklarıyla dengelemeye çalıştığının bir işareti.
Daha yüksek bir faiz oranı enflasyonu düşürebilir. Ek olarak ekonomiyi oldukca fazla yavaşlatabilir.
Fed’in sonucu sonucunda bir değiş tokuşu izleyeceği yolu göstermeye çalışıyor. Faiz oranını yükselterek, bankacılık sektöründe daha çok zorluğa potansiyel olarak katkıda bulunurken, enflasyon üstünde yol açabilir.
Vox’tan Emily Stewart’ın açıklamış olduğu benzer biçimde, yüksek faiz oranları Silicon Valley Bank’ın tahvil varlıklarını devalüe ederek, bankayı mevduatlardaki akmanın peşinden ölüm sarmalına dönüşen bir nakit sıkışıklığına soktu. Faiz oranlarını daha da yükselterek, Fed bu etkiyi şiddetlendirebilir, borçlanmayı genel olarak bankalar için daha pahalı hale getirebilir ve tahviller dahil yatırımlarının kıymetini azaltabilir. Bu faktörlerin her ikisi de birleştiğinde, bankaların ana para sıkıntısı çekmesine yol açabilir ve bu da onları, bir banka hücumu durumunda SVB ile aynı kaderi paylaşma tehlikesiyle karşı karşıya bırakabilir.
Ek olarak, bu tür zamlar ülkenin resesyona girme olasılığını hızlandırabilir. Daha yüksek faiz oranları, tüketici harcamaları ve işe alma dahil olmak suretiyle ekonomik aktiviteyi azaltmak için tasarlanmıştır. Banka kredilerindeki daralmalar da ekonomik aktiviteyi azaltabilir ve yavaşlamaya katkıda bulunabilir. Harcama, işe alma ve borç verme oldukca fazla düşerse, bu bir durgunluk reçetesidir.
Kroll Enstitüsü’nün baş siyaset stratejisti Chris Campbell, “Federal Biriki, oranları yükselttiği tüm bu süre süresince, ekonomik genişlemeye değil, enflasyona öncelik veriyor” diyor.
Campbell, ülkenin 1970’lerde olduğu benzer biçimde uzun vadeli bir “stagflasyon” dönemine girmemesi için Fed’in enflasyona odaklanmasının mühim bulunduğunu korumak için çaba sarfediyor. Sadece Stony Brook ekonomisti Stephanie Kelton benzer biçimde ötekiler, Fed’in zamlarında aslına bakarsan oldukca ileri gittiğini ve enflasyonun doğru yönde ilerlediğini düşünüyor. Tüketici harcamalarının kalıcı gücü ve yüksek faiz oranlarına karşın düşük işsizlik sayıları benzer biçimde öteki faktörler de ekonominin daha yüksek oranları kaldırabileceğini öne sürdükleri için Fed’in kararını etkilemiş olabilir.
Gene de Kelton, bankacılık sektöründen hemen hemen gerçekleşmemiş daha çok serpinti olabileceğini ve bu faiz oranı artışlarının bunu hesaba katmadığını belirtiyor.
“Karanlıkta gizlenen ve hemen hemen kendilerini ifşa etmeyen şeyler olduğu seviyede yüksek derecede bir belirsizlik var” dedi.