IHC, Imran Khan’ın kefaletini ve gizyazı davasında FIR talebinin iptalini reddetti

0
PTI Başkanı Imran Khan bu tarihsiz fotoğrafta halka açık bir toplantıda konuşuyor.  — AFP/Dosya
PTI Başkanı Imran Khan bu tarihsiz fotoğrafta halka açık bir görüşmede konuşuyor. — AFP/Dosya

İSLAMABAD: Baş Yargıç İslamabad Yüksek Mahkemesi (IHC) Aamer Farooq Cuma günü Pakistan Tehreek-e-Insaf (PTI) Başkanı Imran Khan’ın kefaletle özgür bırakılması ve gizyazı davasındaki ilk informasyon raporunun (FIR) iptali yönündeki dilekçelerini reddetti.

IHC baş yargıcı, her iki tarafın argümanlarını dinledikten sonrasında 16 Ekim’e ertelenen sonucu bugün deklare etti.

Son duruşmada Khan’ın avukatı Sardar Latif Khosa, eski başbakanın federal kabinesi şifrenin gizliliğini kaldırdığı için FIR’ın müvekkilinin aleyhine kaydedilemeyeceğini ileri sürmüştü.

Ek olarak eski başbakanın, cumhurbaşkanını, valiyi, başbakanı, federal bakanı, devlet bakanını, başbakanı ve eyalet bakanını “yaptıkları yada yapacakları iddia edilen fiiller” sebebiyle sakınan Anayasa’nın 248. maddesinde belirtildiği suretiyle dokunulmazlıktan yararlandığını belirtti. .”

Şifreli geçit nedir?

Münakaşa ilk olarak 27 Mart 2022’de Khan’ın – Nisan 2022’de görevden alınmasına bir aydan azca bir süre kala – halka açık bir mitingde konuşma yaparken kalabalığa bir mektup sallayarak bunun yabancı bir ülkeden gelen bir gizyazı bulunduğunu iddia etmesiyle ortaya çıktı. siyasal rakipleri PTI hükümetini devirmeye çalıştı.

Mektubun içeriğini açıklamadı ve mektubun geldiği milletin adını da söylemedi. Sadece birkaç gün sonrasında ABD’yi kendisine karşı komplo kurmakla suçladı ve Cenup ve Orta Asya İşlerinden Görevli Dışişleri Bakan Yardımcısı Donald Lu’nun görevden alınmasını istediğini iddia etti.

Gizyazı, Pakistan’ın eski ABD büyükelçisi Majeed’in Lu ile görüşmesiyle ilgiliydi.

Eski başbakan, şifrenin içeriğini okuduğunu iddia ederek, “İmran Han’ın iktidardan uzaklaştırılması halinde Pakistan için her şey affedilecek” dedi.

Hemen sonra 31 Mart’ta Ulusal Güvenlik Komitesi (NSC) mevzuyu ele aldı ve “Pakistan’ın iç işlerine belirgin müdahalesi” sebebiyle ABD’ye “kuvvetli bir yaptırım” sonucu vermeye karar verdi.

Hemen sonra, görevden alınmasının arkasından devrin başbakanı Şehbaz Şerif, MGK’yı bir toplantıya çağırdı ve bu görüşmede, yazışmalarda yabancı bir komploya dair hiçbir kanıt bulunmadığı sonucuna vardı.

İnterneti kasıp kavuran ve halkı şok eden iki ses sızıntısında, eski başbakan, devrin federal bakanı Asad Umar ve devrin ilke sekreteri Azam’ın ABD şifresini ve bunu kendi çıkarları için iyi mi kullanabileceklerini tartışırken duyulduğu iddia edildi. .

30 Eylül’de federal kabine mevzuyu dikkate aldı ve ses sızıntılarının içeriğini araştırmak için bir komite oluşturdu.

Ekim ayında kabine, eski başbakana karşı dava başlatılması yönünde yeşil sinyal verdi ve davayı FIA’ya devretti.

FIA’ya mevzuyu soruşturma görevi verildiğinde, Han, Asad Umar, Şah Mahmood Kureyşi ve partinin öteki liderlerini çağırdı, sadece PTI şefi celbe itiraz etti ve mahkemeden yürütmeyi durdurma sonucu aldı.

Lahor Yüksek Mahkemesi (LHC), bu senenin temmuz ayında, FIA’nın Khan’a yapmış olduğu davet bildirimine karşı verilen yürütmeyi durdurma kararını geri çağırdı.

İddianamede, Kureyşi’nin İmran’a “yardım ve yataklık etmiş olduğu” ve dolayısıyla bu eylemden aynı şekilde görevli olduğu da açıklandı.

Sadece her iki sanık da suçunu kabul etmedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir