Hükümet, SC kararını uygulamak için araştırma komitesi oluşturdu
İSLAMABAD: Hükümet Cuma günü Yüksek Mahkeme’ye Faizabad oturma eylemi suo-motu davasıyla ilgili 2019 kararını uygulamak için bir araştırma komitesi oluşturduğunu bildirdi.
Gelişme, Pakistan Başsavcısı Mansoor Usman Awan’ın hükümetin uygulama raporunu yüksek mahkemeye sunması ve mahkemeye Faizabad oturma eyleminin sorumlularını belirlemek için bir araştırma komitesi kurduğunu bildirmesinin arkasından ortaya çıktı. 6 Şubat 2019 tarihindeki SC sonucuna bakılırsa.
28 Eylül’de meydana getirilen son duruşmada, Pakistan Başyargıcı (CJP) Qazi Faez Isa liderliğindeki üç üyeli kurul – TLP’nin 2017’de o zamanki hükümete karşı düzenlemiş olduğu Faizabad oturma eylemiyle ilgili karara karşı araştırma dilekçelerini dinlerken. Pakistan Müslüman Birliği-Navaz (PML-N) hükümeti, senelerdir uygulanan düzenin uygulanmamasından duyduğu rahatsızlığı dile getirerek tüm taraflara yazılı yanıtlarını 27 Ekim’e kadar sunmaları emirini verdi.
Bigün ilkin Pakistan Seçim Komisyonu (ECP) de yukarıda belirtilen karara uygun olarak uygulama raporunu SC’ye sunmuştu.
Seçim kurulu raporunda şunları söylemiş oldu: “3 numaralı katılımcının daha ilkin sunmuş olduğu kayıtlara bakılırsa [TLP] Parti olarak herhangi bir terör faaliyetine karışmamış ve yasaklanmamıştır.”
“Hayır cevabı veren görüşteyiz. 3 [TLP] Herhangi bir devlet karşıtı faaliyete yada terörizme karışmadığı için bu aşamada mevcut dava geri çekilmiş olarak değerlendirilmiştir.” ifadelerine yer verildi.
Uygulama raporuna bakılırsa, data toplama komitesi ek içişleri bakanı, ek müdafa bakanı ve Hizmetler Arası İstihbarat (ISI) direktöründen oluşuyor. Ayrıca, Vazife Tanımı [TORs] Rapora, araştırma komisyonunun yürüteceği soruşturma da eklendi.
Raporda, “Informasyon toplama komitesi Faizabad oturma eylemiyle ilgili kanıtları toplayacak” ifadesi içeriyor ve davayla ilgili olarak alınan tüm kanıtları, belgeleri ve kayıtları inceleyeceğini de ekliyor.
Komite, tanıkların ifadelerini kaydedecek ve mevzuyu “geçerli yasa, yönetmelik ve politikalara” bakılırsa değerlendirecek; “mevzunun yönetimi ve ele alınmasıyla ilgili tüm ilgililerin rolünü/yönelimlerini belirlemek”; tavsiyelerle beraber bir rapor gönderin; ve “mevzuyla ilgili başka bir noktaya/terime bakın”.
Uygulama raporuna bakılırsa komite, Faizabad oturma eylemini kimin emrini verdiğini ve yönettiğini de belirleyecek. Komite sonrasında soruşturma sonrasında toplanan tavsiyelere dayanarak 1 Aralık’a kadar Müdafa Bakanlığı’na bir rapor sunacak.
Komitenin daha çok zamana ihtiyacı olursa bunun için Müdafa Bakanlığı’na başvuracağını da sözlerine ekledi.
Uygulama raporu vesilesiyle YK’ya, komitenin ilk toplantısının bigün ilkin 26 Ekim’de (Perşembe) durağan(durgun) vazife tanımlarıyla ilgili yapıldığı bilgisi verildi.
Hükümet, uygulama raporu vesilesiyle, nihai raporun sunulması için daha çok süre talep ederek, SC’den Faizabad oturma eylemi davasındaki araştırma dilekçesini geri çekmesini talep etti.
Faizabad oturma eyleminin hukuki hikayesi
Bu hukuki destan, 15 Nisan 2019’da o zamanki federal hükümetin, Müdafa Bakanlığı, İstihbarat Bürosu, PTI hükümeti, AML şefi Şeyh Rashid Ahmed, MQM-P ve Pemra şeklinde kuruluşların araştırma başvurusunda bulunmasıyla başladı. Faizabad oturma eylemi davasıyla ilgili olarak görevdeki Baş Yargıç Qazi Faez Isa tarafınca verilen yüksek mahkeme sonucuna itiraz edilmesi talebi.
6 Şubat 2019’un başlarında, şu anda CJP olan Isa ve Yargıç Mushir Alam’dan oluşan iki üyeli yüksek mahkeme heyeti, başka bir kişiye zarar vermek yada başka bir kişiyi tehlikeye atmak amacıyla buyrultu yada fetva gösteren kişilerin cezalandırılmasını tavsiye etti. demir yumrukla ve ilgili yasalar uyarınca yargılanıyor.
Ek olarak haber alma teşkilatlarının kendi yetki alanlarını aşmaması gerektiğine de hükmetti. Ondan sonra kurul, TLP’nin 2017’de Faizabad’da düzenlemiş olduğu oturma eylemiyle ilgili suo moto davasını ele aldı.
İki yargıçtan oluşan kurul tarafınca verilen ve üst mahkemenin web sitesinde gösterilen 43 sayfalık kararda şu ifadelere yer verildi: “Her yurttaş ve siyasal parti, toplanma ve protestonun barışçıl olması ve makul engellemeler getiren yasaya uygun olması koşuluyla toplanma ve protesto hakkına haizdir.” kamu düzeninin menfaati.
Toplanma ve protesto hakkı, yalnızca başkalarının özgür dolaşım ve iyelik sahibi olma ve yararlanma hakları da dahil olmak suretiyle temel haklarını ihlal etmiş olduğu seviyede sınırlandırılmıştır.”
Kasım 2017’de yüksek mahkeme, hükümet tarafınca yazım hatası olarak vasıflandırılan, Peygamberliğin kesinliği yeminindeki bir değişikliğe karşı düzenlenen üç haftalık oturma eylemini suo motu olarak dikkate aldı. Seçim Yasası 2017.
Protestocuların hükümetle anlaşmaya varmasının arkasından oturma eylemi iptal edildi.