HSK: ‘Tam mahkeme oluşturmak olanaksız’
İSLAMABAD: Pakistan Başyargıcı (CJP) Umar Ata Bandial Salı günü yapmış olduğu açıklamada, sivillerin askeri mahkemelerde yargılanmasına itiraz eden oldukca sayıda dilekçeyi dinlemek için tam bir mahkeme kurmanın “olanaksız” bulunduğunu söylemiş oldu.
Yargıtay’daki dilekçelerin görüşüldüğü sırada HSK, “Şu anda tam bir mahkeme yapmak mümkün değil” dedi.
Ek olarak teknik olarak bunu yapmanın olanaksız bulunduğunu söylemiş oldu.
Dilekçeleri dinleyen altı üyeli kurul ek olarak Yargıç Ijazul Ahsan, Yargıç Yahya Afridi, Yargıç Munib Akhtar, Yargıç Mazahir Ali Ekber Naqvi ve Yargıç Ayesha A Malik’i de içeriyordu.
Pakistan Başsavcısı (AGP) Mansoor Usman Awan vesilesiyle hükümetin yapmış olduğu öğrenci cevaben CJP, “Kürsü ilk oluşturulduğunda, tüm yargıçlara danışıldı ve mevcut yargıçlara gore kurul oluşturuldu” dedi.
“Üç yargıç davayı görmekten izin aldı; bazı yargıçlar ülkede değil” dedi.
Duruşmanın ilk gününde iki yargıcın daha izin istediğini söylemiş oldu.
“Hükümet ikinci duruşmaya gelip hakime itiraz edince şaşırdık.
“Yargıç Mansur davayı görmekten izin aldı.” HSK yedek kulübesinin dokuzdan altıya düştüğünü belirtti.
“Hiçbir yargıcın [any] Kamu yararına olan bir durumda kişisel çıkar” dedi.
Daha ilkin AGP, Yargıç Afridi’nin 23 Haziran tarihindeki sonucundaki ek notuna atıfta bulunmuş ve yargının da bu mevzuyu tam bir mahkemenin görmesi gerektiğine inandığını söylemişti.
“Bu, Ordu Yasası ile ilgili türünün ilk örneğidir” diyen Yargıç Ayesha, “Son duruşmada bir üyeye itiraz ettiniz, şimdi iyi mi tam mahkeme yapılmasını istiyorsunuz?”
AGP’nin talebini de eleştirerek, “Dava başladığında hiç kimseye itiraz etmediniz.
“Sonrasında hükümet bir hakime itiraz etti, şimdi de kürsünün tekrardan oluşturulmasını istiyor.
“Durumunuzu anlayamıyorum.”
Sadece sonrasında HSK, kurul kendi aralarında istişare edecek olsa da şu anda bunun olanaksız bulunduğunu gözlemledi.
‘Askeri gözaltındaki insanların aileleriyle görüşmesine izin verildi’
Duruşmada HSK, tutukluların aileleriyle görüşmelerine izin verilmesinden duyduğu memnuniyeti de dile getirdi.
“Askeri gözaltındakilerin aileleriyle görüşmelerine izin verilmesine sevindim” diyen Bakan, ülkedeki her insanın Ordu Yasası’nın katı yasalarına sivillerin iyi mi doğal olarak tutulacağından kaygı duyduğunu da sözlerine ekledi.
“Ordu Yasası katı bir yasadır.” Latif Khosa’nın başlangıçta davaların Terörle Savaşım Mahkemesi’nde görülmesi icap ettiğini söylediğini sözlerine ekledi.
9 Mayıs olaylarının ciddi bulunduğunu hepimiz kabul ediyor fakat siviller Anayasa’ya aykırı yargılanamaz” dedi.
Arkasından, dava görüldüğü sürece tutuklu kişilere tüm kolaylıkların sağlanması icap ettiğini yineledi.
Ulusal Müdafa Bakanlığı 3 hakime itiraz etti
Müdafa bakanlığının avukatı Irfan Qadir sonrasında altı üyeli büyük kürsünün üç yargıcına itiraz etti.
“Baş Yargıç Bandial ve öteki iki kıdemli yargıcın davaya bakmamasını talep ediyorum” dedi.
Bunun üstüne HSK yanıt verdi: “Sıranız erişince argümanları verin, argümanları bitlerle vermeyin.”
Kadir yanıt verdi: “İtirazın niçin daha ilkin yapılmadığını sonrasında söyleyeceksin.”
“Ordu sivilleri çağırabilir mi?”
Duruşmanın başlangıcında Avukat Zuberi savunmalarını sunarak mahkemenin dikkatini Yargıtay’ın önceki kararlarına çekti.
Yargıç Ajmal Mian’ın Anayasa’nın 8(2).
Kararda, Ordu Yasası kapsamındaki yargılamanın yalnız kuvvetler personeline yapılabileceği söylendi” dedi.
21. Anayasa Değişikliği davası sonucunda temel hakları askıya alan bir yasanın uygulanamayacağının belirtildiğini ve Yargıç Faez Isa’nın daha ilkin askeri mahkemelerin sivillerin yargılandığı anayasal mahkemeler olmadığını duyuru ettiğini sözlerine ekledi.
Ek olarak dilekçesinde 245. madde kapsamında kuvvet çağırma mevzusunun da yer aldığını ileri sürmüştür.
FB Ali davasında mahkeme, sivillerin müdafa meselelerine karıştıkları tespit edilirse Ordu Yasası kapsamında yargılanabileceklerini söylemiş oldu.
Esas olan sanığın iddialarla ilişkisinin iyi mi kurulacağıdır” dedi.
“Askeri mahkemelerin kararlarına karşı sanıklara anayasa davası açma izni verilecek mi?” O sordu.
Bunun üstüne Yargıç Afridi, Zuberi’nin ilkin sivil mahkemelerde sivillerin yargılanması icap ettiğini söylemek isteyip istemediğini sordu.
“Hukuk mahkemelerinde dava açılırsa, sorun askeri mahkemelere taşınabilir mi?” diye sordu.
Zuberi, tutuklamaların askeri mahkemelerde yapılıp yapılmadığının bilinmediğini belirterek, yargılamanın kesinlikle ilkin hukuk mahkemelerinde görülmesi icap ettiğini söylemiş oldu.
Yargıç Akhtar sonrasında meslektaşının sorusunu tekrarladı ve sordu: “Suçlama bir sivile yönelikse, ordu onu gözaltına alabilir mi?
Ordu sivilleri soruşturma için çağırabilir mi?”
Zuberi, güçlerin gözaltındaki sivillerin askeri yargılamalarının anayasa değişikliği yapılmadan yapılamayacağı yanıtını verdi.
HSK, bayağı vatandaşın ulusal savunmaya karşı çalmış olduğu ortaya çıkarsa nasıl biteceğini sordu.
Zuberi, “Ulusal güvenlik yada savunmaya sivillerin karıştığı tespit edilse bile, askeri yargılama için anayasa değişikliği zorunludur” diye cevap verdi Zuberi.
Ek olarak, 9 Mayıs’tan sonrasında Resmi Sırlar Yasası’nın bazı kişilere uygulanıp bazılarına uygulanmadığını, askeri mahkemelerdeki yargılamaların yargı mensupları tarafınca değil, yürütme organları tarafınca yürütüldüğünü iddia etti.
Ordu Yasası kapsamında suçlama çerçevesinin ve yargılamanın hangi aşamada olacağına kimin karar verilmiş olduğu sorulduğunda, “Askeri eylemin uygulanabilir olup olmadığına yalnızca hukuk mahkemesi karar verebilir” yanıtını verdi.
Dilekçeler
9 Mayıs’ta ülke genelinde patlak veren şiddetli isyanlarla bağlantılı olarak meydana getirilen tutuklamaların arkasından hükümet, askeri tesislere zarar vermekten ve saldırmaktan suçlu bulunanların askeri mahkemede yargılanmalarına karar verdiğini deklare etti. düşük darbe.
Bu karar ışığında, PTI Başkanı Imran Khan, eski baş yargıç Jawwad S Khawaja, hukuk uzmanı Aitzaz Ahsan ve aralarında Piler İcra Direktörü Karamat Ali’nin de bulunmuş olduğu beş sivil cemiyet üyesi, üst mahkemeden askeri davaları “anayasaya aykırı” duyuru etmesini istedi.
Eski HSK, avukatı vesilesiyle verdiği bu dilekçede, Pakistan Ordu Kanunu’nun 2(1)(d)(i) ve (ii) maddelerinin Anayasa’nın tanımış olduğu temel haklara aykırı bulunduğunu ve iptal edilmesi icap ettiğini ileri sürmüştür.
Ek olarak, Faisal Siddiqi tarafınca temsil edilen değişik şehirlerden beş sivil cemiyet üyesi, sivillerin askeri mahkemelerde yargılanmasının yasadışı duyuru edilmesi için yüksek mahkemeye başvurdu.
Benzer şekilde, Ahsan’ın dilekçesi, hükümetin sivilleri askeri mahkemelerde yargılama sonucuna itiraz etti.