Güvensizlik önergesi sonrasında meclisin ‘anayasaya aykırı’ feshedilmesi vatana ihanet kapsamına giriyor: SC

0
Yargıtay binası.  — SC web sitesi/Dosya
Yargıtay binası. — SC internet sayfası/Dosya

İSLAMABAD: Yüksek Mahkeme Pazar günü, Cumhurbaşkanı Arif Alvi’nin geçen yıl devrin başbakanı İmran Han’a karşı sunmuş olduğu gensoru önergesinin arkasından meclisin “anayasaya aykırı” şekilde dağıtılmasının vatana ihanet kategorisine girdiğini kaydetti.

Yüksek mahkeme bu gözlemini, meclislerin feshedilmesinden sonraki 90 gün içinde seçimlerin zamanında yapılması yönündeki oldukca sayıda talebin duruşması esnasında yapmış oldu. Davayı, Pakistan Başyargıcı (CJP) Yargıç Qazi Faez Isa’nın başkanlık etmiş olduğu ve Yargıç Athar Minallah ile Yargıç Amin-Ud-Din Khan’dan oluşan üç üyeli bir kurul davayı dinledi.

Geçen yıl Nisan ayında Cumhurbaşkanı Alvi, Anayasa’nın 58. maddesi uyarınca devrin başbakanı İmran’ın tavsiyesi üstüne Ulusal Meclisi feshetti.

Cumhurbaşkanlığı Sekreterliği’nin eski adıyla Twitter’da gösterilen açıklamasına gore: “Pakistan Cumhurbaşkanı Dr. Arif Alvi, Pakistan Başbakanı’nın 58. Maddenin 1. Fıkrası uyarınca Ulusal Meclisi feshetme yönündeki tavsiyesini onayladı. Pakistan İslam Cumhuriyeti Anayasası’nın 48(1) Maddesi ile.”

Gelişme, o günkü oturuma başkanlık eden Ulusal Meclis başkan yardımcısı Qasim Suri’nin, önergenin evde oylanması öncesinde Han’a karşı güvensizlik önergesini reddetmesinden kısa bir süre sonrasında geldi. Itimat önergesini bir dış komplo olarak nitelendiren Suri, bunun Anayasa’nın devlete sadakatin her vatandaşın temel görevi bulunduğunu söyleyen 5. maddesine aykırı bulunduğunu belirtti.

Tüm tarafların argümanlarını dinledikten sonrasında CJP Isa, emrinde şunları söylemiş oldu: “Her anayasa ihlalinin neticeleri ciddi ve geniş kapsamlıdır. Bunun tesirleri bugün bile hissediliyor” dedi.

Kararda, her anayasa ihlalinin bir tek Pakistan halkı üstünde değil, bölge üstünde de ciddi tesirleri olduğu açıklandı. “Mahkemeler de gereksiz mevzulara bulaşmış durumda.”

Eski Başbakan İmran’ın görevden alınmasına değinen mahkeme, Anayasa’nın önemine dikkat çekti.

Yakın geçmişte bir gensoru önergesi ile bir başbakanın görevden alındığı açıklandı. “Anayasa, meclis üyelerinin çoğunluğunun gensoru önergesini kabul edebileceğini açıkça belirtiyor.”

Kararda, üst mahkemenin mevzuyu dikkate almış olduğu gensoru önergesinin arkasından ülkede siyasal kriz çıkmış olduğu açıklandı.

Kararda, “Başkan, anayasaya aykırı bir fiil olan güvensizlik kararının masaya yatırılmasının arkasından Ulusal Meclisi feshetti” ifadesi içeriyor ve cumhurbaşkanının bunu başbakanın talimatıyla yapamayacağının altı çiziliyor.

Kararda, “İnsanlar seçilmiş temsilcilerden uzak tutulamaz” denildi.

Mahkeme şunları açıkladı: “Meclis’in anayasaya aykırı olarak dağıtılması vatana ihanet kategorisine girmektedir. Anayasal kurumlar sadece halkın yararına mühim kararlar alabilirler.”

Gelecekte tüm anayasal kurumların basiretli davranmasını umduklarını açıkladı.

Emirde, cumhurbaşkanının meclisi feshetme yetkisinin olmadığı sadece buna haiz olduğu sadece seçim zamanı belirleme yetkisini kullanmadığı belirtiliyordu.

Mahkeme, Pakistan Seçim Komisyonu (ECP) tarafınca da genel seçim zamanı tebliğinin yayınlandığını belirterek, seçimlerin 8 Şubat’ta yapılmasına hiçbir partinin itirazının bulunmadığını belirtti.

Yargılamalar esnasında CJP Isa, mahkeme salonundaki her insana ve Pakistan Başsavcısı Mansoor Usman Awan’a seçim evveliyatına herhangi bir itirazları olup olmadığını sordu, sadece hepsi negatif cevap verdi.

CJP Isa, “Tüm şartlar yerine getirildikten sonrasında Seçim Komisyonu seçim programını açıklamalıdır.” dedi.

Baş yargıç, “İnşallah seçimler ne olursa olsun 8 Şubat’ta yapılacak” dedi.

Sonucu dikte ettikten sonrasında baş yargıç, medyanın seçimlerle ilgili kuşku yaratması halinde Anayasayı ihlal etmekten suçlu olacağını söylemiş oldu.

“Eğer bir kanal seçimlerin gidişatına dair kuşku uyandıran bir haber yayınlıyorsa, o süre harekete geçilecektir. CJP Isa, herhangi bir medya kuruluşunun anketlerle ilgili kafa karışıklığı yaratması durumunda ECP’nin düzenleyici kuruma şikayette bulunacağını söylemiş oldu.

“Birinin aklında kuşku var ise bırakın olsun fakat kamuoyunu etkilemeyin” emrini verdi.

CJP Isa, partilerin rakiplerine hakaret etmeden seçimlerin barışçıl geçmesini umduğunu söylemiş oldu ve dilekçeleri elden çıkardı.

Daha ilkin AGP mahkemeye, başkanın CEC Raja ile görüşmesinin arkasından tarih verdiğini ve bu mevzuda bir bildirim de yayınlandığını söylemişti.

“Hepimiz mutluysa buna itirazımız yok. Seçim Komisyonu ve tüm partiler mutabakata vardı” diyen baş yargıç, tüm üyelerin oybirliğiyle zamanı kabul ettiğini sadece herhangi bir anayasa hükmüne atıfta bulunmadığını da sözlerine ekledi.

Karara, başyargıç bununla birlikte Seçim Yasasının 48. maddesinin 5. fıkrasını ve 57. maddesinin 1. fıkrasını da ekledi.

Yüksek Mahkeme, ECP’nin başkanın mektubuna cevap vermediğini belirtti.

“AKP ve cumhurbaşkanı dahil her kurum Anayasayı uygulamakla yükümlüdür. Kararda, Anayasaya uymamanın ağır neticeleri olacağı açıklandı.

Mahkeme, gereksiz yere Yargıtay’a taşınan seçim meselesinin cumhurbaşkanı ile ECP içinde çözülmesi icap ettiğini söylemiş oldu.

Açıklamada, “Cumhurbaşkanının tavsiyeye ihtiyacı olsaydı, 187. madde uyarınca Yüksek Mahkeme’ye başvurabilirdi. Fazlaca sayıda dilekçe verildi, bu yüzden mahkeme davayı görmüş oldu” dedi.

Kararda, yüksek mahkemenin anayasal sınırlamaların tamamen bilincinde olduğu belirtiliyor sadece seçimlerin açıklanmaması sebebiyle tüm ülkenin kaygı duyduğu belirtiliyor.

Mahkeme, ECP yada cumhurbaşkanı benzer biçimde anayasal kurumların yetkilerine müdahale edilmediğini söylemiş oldu.

“Her anayasal kurum Anayasaya uymak zorundadır. Hiçbir anayasal organın Anayasadan sapma seçeneği yoktur” ifadesine yer verilen emirde, mahkemenin yalnızca cumhurbaşkanı ile komisyon içinde kolaylaştırıcı görevi oynadığı da açıklandı.

Yüksek Mahkeme de kendi sonucunda cumhurbaşkanı ve AK Parti’nin kendi yetki alanlarında kalması icap ettiğini duyuru etti. “En yüksek anayasal makam olan cumhurbaşkanının sorumluluğu daha büyüktür” diyen mahkeme, hiçbir kurumun Anayasa’dan habersiz bulunduğunu iddia edemeyeceğini açıkladı.

Ek olarak, baş yargıç ECP danışmanına seçim otoritesinin bir seçim programı yayınlayıp yayınlamadığını sordu.

Avukat, “Seçim programı, seçim bölgelerinin sınırlandırılması tamamlandıktan sonrasında açıklanacak” yanıtını verdi.

Sınırlandırma sürecinin 30 Kasım’da tamamlanacağını, programın ise Aralık ayının ilk haftasında açıklanacağını sözlerine ekledi.

Baş yargıç, insanların güncel kalabilmesi için seçim takvimi tarihinin yayınlanması icap ettiğini belirtti.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir