Gazze’de sıhhat hizmetinden yoksun kalan 50.000 hamile Filistinli kadının durumu iyi mi?
Kuşatma altındaki Gazze Şeridi’nde ortalama 50.000 hamile Filistinli hanım savaşın başlangıcından bu yana doğum öncesi bakım alamıyor ve bunların 5.000’den fazlası bu ay doğum meydana getirecek.
Haneen Mousa, son 12 gündür bir türlü uyanamadığı bir karabasan benzer biçimde hissettiği mevcut durumunu düşünürken ağlıyor.
Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Jabalia’daki evinden, üç aylık hamileyken ve iki ve üç yaşlarındaki iki çocuğa bakarken, kuşatma altındaki bölgeye mühim bir İsrail kara saldırısı tehlikesi altında tahliye edildi.
Sadece Mousa hem de savaşın etkilerinin, bununla beraber getirmiş olduğu ek stres ve aralıksız kaygının onun düşük yapmasına niçin olabileceği endişesine de tutulmuş durumda.
Kanama atakları geçirdiği için acil tıbbi müdahaleye ihtiyacı var. Sadece Gazze’deki hamile hanımefendilerin çoğunluğu, İsrail’in Gazze’ye yönelik amansız ve acımasız bombardımanı sebebiyle artık doktorlara ve tıbbi hizmetlere ulaşmanın neredeyse olanaksız bulunduğunu düşünüyor.
“Duygusal sağlığım derinden etkilendi. Kızlarım ve rahmimdeki doğmamış çocuğum için duyduğum korku beni bunalttı. Gözyaşları denetim altına alınamayacak benzer biçimde görünüyor” dedi. Ortadoğu Gözü.
İsrail, bölge sakinlerini tahliye etmeleri yada İsrail hava saldırılarını riske atmaları mevzusunda uyardığında yüz binlerce insan şimal Gazze’den güneye firar etti ve bu da giderek “korkulu” bir durum yarattı. Bu, Musa’nın Jabalia’dan kaçmayı başardığı zamandı.
28 yaşındaki anne, Gazze Şeridi’nin merkezindeki el-Maghazi sığınmacı kampındaki ebeveynlerinin evinde güvenlik arayışına girdi.
“Evimden el-Megazi’ye olan seyahat üzücü bir deneyimdi. Çocuklar korku içinde çığlıklar atıyordu, erkekler ve hanımefendiler ürkü halindeydi ve sanki kafaları karışmış, nereye sığınacaklarını bilmiyorlardı” dedi. .
“Hamilelik hormonları esasen bir annenin duygusal sağlığını mühim seviyede etkiliyor, sadece devam eden cenk sıkıntımı daha da artırdı.”
İnternet erişimi son aşama kısıtlı olduğundan insanoğlu sahadaki durumu takip etmekte zorlanıyor. Mousa, doğum öncesi kontroller için gittiği kliniğin bombalandığını radyo yayınından öğrendi.
İsrail’in Gazze’nin büyük telekom şirketlerine yönelik askeri saldırısının bir sonucu olarak bölgedeki kontakt mühim seviyede sekteye uğradı ve bu da onun bir karı doğum uzmanına ve jinekoloğa ulaşmasını zorlaştırdı.
Haneen’e bakılırsa komşularının evinin bombalanması, cenk süresince şimdiye kadar karşılaşmış olduğu en korkulu deneyimdi.
Sesi titreyerek, “Koyu siyah duman evimizi sardı ve camlar paramparça oldu. Kızlarımı göremiyordum fakat onların dehşet dolu çığlıklarını duyabiliyordum” dedi.
“Bizimkinden uzakta başka bir komşumuzun evine sığınmak zorunda kaldık.
“O gece, savaşın en yoğun deneyimiydi. 60’tan fazla sıkıntılı hanım ve çocuk, büyüklüğü sadece 150 metrekareyi kabul eden konutta bir araya toplanmıştı.”
Musa şu anda ailecek El Megazi kampında olmasına karşın kendini hala güvende hissetmiyor. Hala etraflarına bombalar yağıyor.
“Bugüne dek doğmamış çocuğumun cinsiyetini bilmiyorum fakat kız ya da adam olmasına bakılmaksızın bebeğe İngilizce’de sulh anlamına gelen ‘Salam’ adını vermeye karar verdim” dedi.
Travma
El Avda Hastanesi doktorlarından Adnan Radi, Gazze Şeridi’nde savaşın başladığı 7 Ekim’den bu yana ortalama 50 bin hamile kadının doğum öncesi bakım hizmeti alamadığını söylemiş oldu. BEN.
“Bu bilhassa yüksek riskli gebeliklere haiz hanımefendilerin karşılaşmış olduğu zorlukları daha da artırdı” dedi.
Filistin sıhhat ve içişleri bakanlıklarına bakılırsa, İsrail’in hava saldırıları 33 hastane, klinik ve 23 ambulansı kullanılamaz hale getirdi. İsrailli yetkililer ek olarak 22 hastaneyi tahliye edilmeleri yada bombalanma riskine karşı uyardı.
Radi, “İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırısının başlangıcından bu yana El Avda hastanesinden ayrılmadım. Ne yazık ki son 12 günde yalnızca 10’dan azca hamile hanım hastaneye ulaşmayı başardı.” dedi.
“Düzgüsel şartlarda 100’e yakın hamile hanıma günlük bakım hizmeti veriyorduk.”
Radi, bombardıman sebebiyle hanımefendilerin kliniklere yada hastanelere gitmesinin neredeyse zorlaştığını ve birçoğunun sokak yada otomobil benzer biçimde tehlikeli ortamlarda doğum yapmak zorunda kaldığını iddia etti.
“Bazı hanımefendiler doğmamış bebeklerini yitirdi ve ötekiler rahim yada rahim ağzı yırtılması, iç kanama ve plasentanın ayrılması benzer biçimde ciddi komplikasyonlar yaşadı” diye ekledi.
İsrail, benzini ve elektriği keserek ve tıbbi malzemelerin girişini engelleyerek, tüm sıhhat sistemini parçalanma tehlikesiyle karşı karşıya bırakarak Gazze’yi etkili bir halde kuşatma altına aldı.
Radi, “Gerçek bir trajediyle karşı karşıyayız. Ölenlerin yarısından fazlası masum çocuklar ve kadınlardan oluşuyor ve sonrası daha da korkulu sonuçlar vaat ediyor” dedi.
“Bayanların yaşamış olduğu ruhsal travmanın iyileşmesi onlarca yıl alacak. Onların çektikleri çileler akıl almaz.”
‘Devamlı kaygı hali’
26 yaşındaki Shaima iştahını tamamen yitirmiş ve altı aylık hamile. Şiddetli stresten büyük acı çekiyor ve bunun sonucunda her yemekten derhal sonrasında kusuyor.
Üç yaşındaki kızının anası, hava saldırıları ve penceresinin dışındaki roket saldırılarından çıkan siyah dumanı görünce “derin dehşete düşüyor”.
Shaima, “Devamlı bir kaygı halindeyim” dedi. “En derin korkum, doğmamış çocuğumu yitirme ihtimali.”
Harp başladığından beri gizemli bir kanaması var fakat durumunun ciddiyetini belirlemek için bir doktora görünmek için evinden çıkmaktan oldukca korkuyor.
Shaima, uyanmak, kızına kahvaltı hazırlamak ve onunla zaman geçirmekten oluşan sessiz günlük rutinine geri dönmeyi arzuluyor.
Artık Jehan’ın yeterince uyuyamadığından ve sık sık ağlayarak uyandığından daha oldukca endişeleniyor.
“Bir tek taşıdığım bebeğin sağlığı için değil, hem de kızım Jehan’ı korkudan korumak için de dirençli ve sakin kalmaya çalışıyorum.”
—
Bu öykü ilk olarak işgal altındaki Filistin’deki Gazze Şehri’nde gazeteci olan Aseel Mousa tarafınca yazılmıştır.