Birleşmiş Milletler raporu alarm veriyor: 10 milyondan fazla ölüm yüksek tansiyondan kaynaklanıyor

0
Dünya Sağlık Örgütü'ne göre çoğu tansiyon hastası uygun tedaviyi alamıyor.  Unsplash'tan temsili görsel
Dünya Sıhhat Örgütü’ne bakılırsa bir çok gerilim hastası uygun tedaviyi alamıyor. Unsplash’tan temsili görsel

Birleşmiş Milletler’in yeni bir raporu, dünya genelinde yüksek tansiyonun artan yaygınlığı mevzusunda ciddi alarma yol açıyor.

Rapor, yüksek tansiyonun yetişkinlerin üçte birini etkilediği yönündeki şok edici gerçeği ortaya koyuyor. Sadece ne yazık ki Dünya Sıhhat Örgütü’ne bakılırsa bunların bir çok uygun tedaviyi alamıyor.

Yüksek gerilim, “sessiz katil” şeklinde uğursuz bir lakabı almıştır şu sebeple çoğu zaman herhangi bir fark edilebilir emare göstermeden gizlenir. Şaşırtıcı bir halde, bu rahatsızlığa haiz olanların neredeyse yarısı sıhhat durumlarının tehlikeli bulunduğunun bilincinde değil.

BM raporu, yüksek tansiyonun her yıl 10 milyondan fazla “önlenebilir” ölümden görevli bulunduğunu ve bu durumun ölüm ve sakatlık açısından mühim bir risk faktörü haline geldiğini ortaya koyuyor.

Sessiz tehdit, kalp krizi, nüzul, kalp yetmezliği ve böbrek sorunları riskini mühim seviyede artırır.

Küresel istatistikler kasvetli bir tablo çiziyor. ABD Birleşik Devletleri’ndeki yetişkinlerin ortalama %48’inde yüksek gerilim vardır ve dünya çapındaki yetişkinlerin üçte biri bu durumdan etkilenmektedir. Dikkat çekici bir halde, bu durum dünya genelinde sigara ve yüksek kan şekerinin toplamından daha çok ölüme niçin oluyor.

ABD Hastalık Denetim ve Önleme Merkezleri’nin eski müdürü Tom Frieden şunları doğruluyor: “Buradaki netice, dünyadaki en ölümcül durumun hem de en oldukca dikkatsizlik edilen durum olduğudur. Bu dikkatsizlik, önlenebilir durumlarda milyonlarca insanoğlunun ölümüne yol açmaktadır. ölümlerde ve önlenebilir kalp krizi ve kalp krizlerinin meydana gelmesinde.” Her yıl nüzul oluyor.”

BM raporu şok edici bir gerçeğin altını çiziyor: Yüksek tansiyondan muzdarip bireylerin sayısı 1990’da 650 milyondan 2019’da şaşırtıcı bir halde 1,3 milyara çıktı, sadece bunların neredeyse yarısı sıhhat durumlarından habersiz.

Yüksek tansiyonun sessiz doğası, çoğu zaman tehlikeli seviyelere ulaşana kadar fark edilmediği anlamına gelir. Ortaya çıktıklarında semptomlar baş ağrısı, burun kanaması ve nefes darlığını ihtiva eder. Bu da tertipli gerilim kontrollerinin önemini vurgulamaktadır.

Rapor, yüksek tansiyonu olan kişilerin yarısının durumlarını denetim altına alması durumunda 2050 yılına kadar ortalama 76 milyon ölümün önlenebileceğini tahmin ederek bir ümit ışığı sunuyor.

Bu önleyici önlem 120 milyon nüzul, 79 milyon kalp krizi ve 17 milyon kalp yetmezliği vakasını önleyebilir.

DSÖ’nün acil fiil çağrısı, birinci basamak düzeyinde önleme, erken teşhis ve etkili yönetim çabalarına öncelik verilmesi ihtiyacını vurgulamaktadır. Kuruluşa bakılırsa bunlar sıhhat hizmetlerinde en uygun maliyetli müdahaleler içinde içeriyor.

Dünya Sıhhat Örgütü Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, her ülkenin evrensel sıhhat sigortasına doğru yolculuğunun bir parçası olarak yüksek tansiyonla mücadelenin güçlendirilmesi icap ettiğini altını çizdi. Temel sıhhat hizmetlerini temel alan, iyi işleyen, eşitlikçi ve dayanıklı sıhhat sistemlerinin oluşturulması çağrısında bulunuyor.

Yüksek gerilim, kategorik olarak 140/90 mmHg yada daha yüksek bir tansiyon kıymeti olarak tanımlanır. İki ana türe ayrılır: yaşlanma yada yaşam seçimi faktörlerine bağlı birincil hipertansiyon ve mevcut koşullar yada ilaçlardan meydana gelen ikincil hipertansiyon. Bazı kişiler her iki türü de aynı anda yaşayabilir.

Yaş, aşırı kiloluluk, hareketsiz yaşam seçimi, sigara, alkol tüketimi ve hamilelik şeklinde bazı faktörler yüksek tansiyona yakalanma riskini artırır. Siyah bireyler orantısız bir halde etkileniyor ve beyaz bireylerle karşılaştırıldığında çoğunlukla bu durum yaşamlarının daha erken dönemlerinde ortaya çıkıyor. Aşırı sodyum tüketimi ve potasyum eksikliği de riski artırır.

İyi haber şu ki, birçok insan tertipli fizyolojik aktivite, düşük sodyum ve alkol içeren sıhhatli bir rejimle beslenme, sıhhatli kiloyu koruma ve stresi yönetme şeklinde yaşam seçimi değişimleri yaparak kan basıncını denetim edebilir.

Ek olarak diüretikler ve beta blokerler şeklinde ilaçlar kan basıncını denetim etmeye ve ölümcül komplikasyonları önlemeye destek olabilir.

Bu sessiz katil karşısında farkındalık, önleme ve proaktif yönetim, yüksek tansiyonun küresel sıhhat üstündeki yıkıcı etkisinden kaçınmanın anahtarı olarak ortaya çıkıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir