Başbakan Kakar: Küresel güçler Hindistan’ı Pakistan’ın karşılıklı engelleme teklifini kabul etmeye ikna etmeli
Bekçi Başbakan Anwaar-ul-Haq Kakar, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na (UNGA) yapmış olduğu ilk konuşmasında, dünya güçlerini Pakistan’ın karşılıklı olarak silahlanma yarışını durdurma önerisi mevzusunda Hindistan’ı ikna etmeye çağırdı.
Cuma günü New York’ta düzenlenen 78. oturumda BM Genel Kurulu’nun önüne ülkenin taleplerini sunarken, “Küresel güçler Yeni Delhi’yi Pakistan’ın stratejik ve konvansiyonel silahlara ilişkin karşılıklı engelleme teklifini kabul etmeye ikna etmelidir.” dedi.
Başbakan, İslamabad’ın Yeni Delhi dahil komşularıyla barışçıl bir atmosfer yaratma arzusunu iletti.
“Kalkınma barışa bağlıdır. Pakistan, dünyanın ekonomik açıdan minimum entegre olmuş bölgesinde yer verilmiştir. Pakistan, bu yüzden bölgelerin beraber gelişeceğine inanmaktadır. [the country] Hindistan dahil tüm komşularıyla barışçıl ve verimli ilişkiler arzuluyor” diye ekledi.
Başbakan ek olarak Keşmir meselesine ilişkin BM kararlarının iki nükleer silahlı ülke içinde “barışın anahtarı” bulunduğunu altını çizdi.
Hindistan’ın Yasadışı İşgal Altındaki Jammu ve Keşmir (IIOJK) meselesinin BM Güvenlik Konseyi’nin en eski gündemlerinden biri bulunduğunu, sadece Hindistan’ın küresel forumun anlaşmazlığa ilişkin kararlarının uygulanmasından kaçınmaya devam ettiğini ekledi.
Kendisi ek olarak, bu kararların, tartışmalı Himalaya topraklarının nihai olarak mülksüzleştirilmesine BM nezaretinde bir halk oylaması kanalıyla halk tarafınca karar verilmesi çağrısında bulunduğunu söylemiş oldu.
Başbakan Kakar ek olarak Hindistan’ı, “Keşmir için nihai çözümü” empoze etmek amacıyla Keşmir’in hususi statüsünün 5 Ağustos 2019’da iptal edilmesinin peşinden IIOJK’ya 900.000 asker konuşlandırdığı için de eleştirdi.
Yeni Delhi’ye yönelik eleştirisine devam ederek, tartışmalı vadideki uzatılmış soyutlama ve sokağa çıkma yasaklarından, Keşmir liderlerinin hapsedilmesinden ve düzmece karşılaşmalar ve arama operasyonlarında masum Keşmirlilerin yargısız infaz edilmesinden yakındı.
BM Güvenlik Konseyi’ne Keşmir’le ilgili kararlarının uygulanmasını sağlama çağrısında bulunan kendisi, Hindistan ve Pakistan’da bir BM askeri gözlemci grubunun güçlendirilmesini ve “Yeni Delhi’yi Pakistan’ın stratejik ve konvansiyonel silahlara ilişkin karşılıklı engelleme teklifini kabul etmeye ikna etmek” için ortak küresel çabayı altını çizdi. .
Hindutva’dan esin alan aşırılık yanlıları
Hindistan hükümetine sert tepki gösteren Başbakan Kakar, “Aşırı sağ aşırılıkçı ve Hindutva’dan esin alan aşırıcılar şeklinde faşist grupların oluşturduğu, Hintli Müslümanlara ve Hıristiyanlara yönelik soykırım tehdidi de dahil olmak suretiyle, fark gözetmeksizin tüm teröre karşı koymalıyız.”
Yeni Delhi’nin bununla birlikte devlet terörüne de karşı çıkması, terörizmin yoksulluk, adaletsizlik ve yabancı işgali şeklinde temel nedenlerini ele alması ve gerçek özgürlük mücadelesini terörizmden ayırması icap ettiğini söylemiş oldu.
Sınır ötesi saldırıları eleştirmek
Geçici başbakan, Afganistan’daki barışın Pakistan için stratejik bir zorunluluk bulunduğunu söylemiş oldu. Kendisi, Pakistan’ın internasyonal toplumun Afganistan’a, bilhassa de hanım ve kız evlatların haklarına ilişkin kaygılarını paylaştığını da sözlerine ekledi.
Sadece kendisi, Pakistan’ın, Afgan bayanları ve kızlarının en savunmasız durumda olduğu yoksul Afgan nüfusuna insani yardımın devam etmesinin yanı sıra Afgan ekonomisinin canlandırılması ve Orta Asya ile bağlantı projelerinin uygulanmasına verilen desteği savunduğunu söylemiş oldu.
Başbakan Kakar ek olarak Pakistan’ın birinci önceliğinin Afganistan’dan ve Afganistan’dan gelen her türlü terörizmi önlemek ve bunlara karşı koymak bulunduğunu söylemiş oldu. İslamabad’ın “TTP’nin Pakistan’a yönelik sınır ötesi saldırılarını kınadığını” söylemiş oldu. [Tehreek-e-Taliban Pakistan]IŞİD ve Afganistan’dan etkinlik gösteren öteki gruplar”.
“Pakistan bu saldırıları önlemek için Afgan desteği ve işbirliğine haiz olsa da, dışarıdan teşvik edilen bu terörizmi sona erdirmek için de lüzumlu tedbirleri alıyor.”
‘Elitizme inan’ yok
BMGK reformunda Başbakan Kakar, Pakistan’ın uluslar topluluğu içinde elitizme inanmadığını söylemiş oldu.
Kendisi, Pakistan’ın, Güvenlik Konseyi’ne yeni sürekli üye eklemenin (Hindistan’ın da adaylardan biri) güvenilirliğini ve meşruiyetini daha da zayıflatacağına inandığını söylemiş oldu.
“Mümkün olan en geniş anlaşmaya en iyi şekilde, Uniting for Consensus Group’un, Konseyin yalnızca kalıcı olmayan kategoride sınırı olan sayıda uzun vadeli iskemle sağlanmasıyla genişletilmesi önerisi temelinde ulaşılabilir.” diye ekledi.
“Pakistan, bugün ve gelecekte sulh ve refahı inşa etmek, korumak ve desteklemek için büyük güçler arasındaki rekabeti ve gerilimleri azaltmanın, BM Şartı’na sıkı sıkıya bağlı kalmanın sağlanmasının, Güvenlik Konseyi kararlarının tutarlı bir halde uygulanmasının ve temel sebeplerin ortadan kaldırılmasının yaşamsal ehemmiyet taşıdığına inanıyor. Çatışmaların önlenmesi ve güç kullanılmaması, kendi kaderini belirleme etme, egemenlik ve toprak bütünlüğü, devletlerin iç işlerine karışmama ve sulh içinde bir arada yaşama ilkelerine saygı gösterilmesi.”
İslamofobik yaklaşım
İslamofobi olgusuna değinen Başbakan, bunun 11 Eylül terör saldırılarından sonrasında salgın boyutlarına ulaştığını, bunun da Müslümanların negatif profilinin çıkarılmasında ve son zamanlarda Kur’an-ı Kerim’e yönelik kamusal saygısızlık şeklinde İslami sitelere ve sembollere yönelik saldırılarda ortaya çıktığını söylemiş oldu.
Kendisi, UNGA’nın geçen yıl Pakistan tarafınca İslam İşbirliği Teşkilatı adına tavsiye edilen ve 15 Mart’ın İslamofobiyle Savaşım için Internasyonal Gün olarak duyuru edilen bir sonucu kabul ettiğini hatırlattı.
Bu senenin başlarında insan hakları konseyinin Pakistan tarafınca sunulan ve devletleri Kur’an-ı Kerim’in yakılmasını ve benzeri provokasyonları yasaklamaya çağıran bir İslam İşbirliği Teşkilatı kararını kabul ettiğini söylemiş oldu. İslamabad’ın, Danimarka tarafınca başlatılan ve İsveç tarafınca bu amaçla tasarlanan yasayı memnuniyetle karşıladığını söylemiş oldu.
Bekçi başbakanı, Pakistan ve İslamofobi ülkelerinin, hususi bir elçinin atanması, bir İslamofobi veri merkezinin oluşturulması, mağdurlara hukuki yardım ve İslamofobik suçların cezalandırılması için bir hesap verebilirlik süreci dahil olmak suretiyle İslamofobi ile savaşım için daha ileri adımlar önereceğini söylemiş oldu.
Filistin-İsrail çatışması
Başbakan Kakar, “Pakistan, Suriye ve Yemen’deki çatışmaların sona erdirilmesi yönünde kaydedilen ilerlemeyi memnuniyetle karşılıyor” dedi.
Bilhassa İslamabad’ın Suudi Arabistan ile İran arasındaki ilişkilerin normalleşmesini sıcak bir halde karşıladığını ekledi.
İsrail’in askeri baskınları, hava saldırıları, yerleşim birimlerinin genişletilmesi ve Filistinlilerin tahliyesi ile Filistin’in trajedisi ne yazık ki devam ediyor” dedi.
Kalıcı barışın sadece iki devletli çözümle sağlanabileceğini beyan etti.
Başbakan, bölgede barışın, Haziran 1967 öncesi sınırlar içinde, başkenti Kudüs-ü Şerif olan, yaşayabilir ve bitişik bir Filistin Devleti’nin kurulmasıyla bağlantılı bulunduğunu söylemiş oldu.
BM sulh güçlerinin güvenliği
Görevli başbakan, “BM barışı koruma başarı göstermiş bir öykü olmuştur… Pakistan altmış yılı aşkın süredir dünya genelinde 47 misyona 230.000 sulh gücü askeriyle katkıda bulunmuştur” dedi.
Kendisi, bugün BM sulh güçlerinin bilhassa suçlular ve terörist gruplardan meydana gelen karmaşık ve benzeri görülmemiş zorluklarla karşı karşıya bulunduğunu da sözlerine ekledi. “Sulh güçlerinin emniyetini ve emniyetini sağlamalıyız.”
Kendisi bununla birlikte Pakistan’ın, gerektiğinde BM ve internasyonal güçlerin başarı göstermiş yaptırım eylemleri için ihtiyaç duyulan kabiliyetleri ve daha sağlam yetkileri geliştirmek amacıyla BM ile beraber çalışmaya devam edeceğini de belirtti.
‘Dünya Soğuk Cenk 2.0’ı kaldıramaz’
Başbakan daha ilkin konuşmasına Rusya-Ukrayna savaşı şeklinde devam eden değişik internasyonal çatışmalardan bahsederek başladı.
Yeni ve eski askeri ve siyasal blokların yükselişiyle küresel güçler arasındaki gerilimin artmaya devam ettiğini söylemiş oldu.
Dünyada jeoekonominin öncelikli olması gerekirken jeopolitiğin tekrardan canlandığını ekledi.
Geçici Başbakan, iktisat, salgın hastalıklar, çatışmalar ve iklim değişikliği şeklinde çeşitli zorlukların küresel ortaklaşa iş kanalıyla ele alınmasının aciliyetini vurgularken, “Dünya Soğuk Cenk 2.0’ı kaldıramaz” dedi.
Pakistan’ın COP23’te verilen iklim değişikliği taahhütlerinin yerine getirilmesi yönündeki talebini yineledi ve ülkenin 2022’deki yıkım sel felaketi adına katlanmak zorunda kalmış olduğu yitik ve zararın boyutunu belirtti.
Ek olarak Pakistan’ın rezervlerini ve döviz para birimini istikrara kavuşturacağını söyleyerek UNGA’ya Pakistan’ın süratli ekonomik toparlanma taahhüdü mevzusunda güvence verdi.
— APP’den ek girişle