ABD, Kızıldeniz’deki Husi saldırılarıyla savaşım için 10 ülkeden oluşan koalisyon kuruyor
ABD, Husi isyancıların Kızıldeniz’den geçen gemileri hedef alan aralıksız roket ve insansız hava aracı saldırılarına son verme çabalarının bir parçası olarak on ülkeden oluşan bir koalisyon kurulduğunu duyurdu.
Çokuluslu güvenlik girişimi İngiltere, Fransa, Bahreyn ve İtalya şeklinde ülkelerin bu devlet dışı grubun oluşturduğu tehditlerle yüzleşmek için bir araya geldiğini görmüş oldu.
ABD Müdafa Bakanı Lloyd Austin, ulusların seyrüsefer özgürlüğü ilkesini desteklemesinin eleştiri önemine dikkat çekti. İran’ın desteklediği Husi isyancıların yarattığı zorluklara karşı ortak hareket edilmesinin gerekliliğini altını çizdi. Tankerlere, kargo gemilerine ve öteki gemilere yönelik artan saldırıları, küresel ticaretin ortalama %12’sinden görevli olan Kızıldeniz rotası için mühim bir risk oluşturdu.
Austin, bu güvenlik koalisyonunun temel amacının, bölgesel güvenliği ve refahı artırırken tüm ülkeler için engelsiz navigasyon sağlamak çevresinde döndüğünü söylemiş oldu. Koalisyonun ABD, İngiltere, Bahreyn, Kanada, Fransa, İtalya, Hollanda, Norveç, Seyşeller ve İspanya’dan oluştuğunu ve Husi tehditlerine karşı çabalarını birleştirdiğini söylemiş oldu.
Sadece son dönemde yaşanmış olan vakalar yanlış anlaşılmalara ve yansımalara yol açtı. Mesela, Norveç’in Kimyasal Tanker Mucidi Swan Atlantic’in sahibi, geminin Fransa’dan Reunion Adası’na biyoyakıt hammaddesi taşıdığını açıklayarak, İsrail ile bağlantısının olmadığını altını çizdi. Singapurlu bir şirket tarafınca yönetilen vapur, hücum esnasında minimum hasarla karşılaştı ve her neyse ki Hintli mürettebat zarar görmedi.
Artan risklere cevap olarak denizcilik endüstrisindeki birçok büyük oyuncu ihtiyati tedbirler aldı. İngiliz petrol devi BP, Kızıldeniz üstünden transit geçişini askıya alanlar listesine katılırken, Tayvanlı nakliye şirketi Evergreen, İsrail kargo sevkiyatlarını derhal durdurdu. Dünyanın en büyük tanker firmaları içinde yer edinen Frontline şeklinde firmalar, gemilerin rotasının tekrardan belirlendiğini ve Cenup Afrika’nın Umut Burnu üstünden geçen daha uzun ve daha çok yakıt tüketen rotayı kullanabilecek yeni işlerin sınırlandırıldığını duyurdu.
Kızıldeniz saldırılarının sertliği, sigorta şirketlerinin gemilerdeki primleri artırmasına yol açarak Süveyş Kanalı’ndan geçen bazı rotaları ekonomik olarak olanaksız hale getirdi. Mediterranean Shipping Company, CMA CGM, Hapag-Lloyd, Euronav ve AP Moller-Maersk şeklinde çeşitli ülkelerdeki tanınmış denizcilik şirketleri, Kızıldeniz’i kullanmayı geçici olarak durdurarak küresel konteyner yükünün ortalama %15’ini etkiledi.
Çözümleme şirketi Verisk Maplecroft’tan Torbjorn Soltvedt’e bakılırsa bu durum, yalnız bölgesel olarak değil, bunun ötesinde ticari ve ekonomik çıkarları da etkileyen neticeleri olan bir deniz güvenliği krizi olarak etiketlendi.

