ABD Gömü Bakanı Janet Yellen, ABD-Çin iklim çabalarının daha yakın olması çağrısında bulunmuş oldu
ABD Gömü Bakanı Janet Yellen Cumartesi günü Çin ile ABD içinde iletişimin güçlendirilmesi çağrısında bulunarak, ekonomik karar alma mekanizmasını iyileştirmenin önemini altını çizdi ve Çin’i daha fukara ülkelerdeki iklim değişikliğini ele almak için küresel girişimlere katılmaya çağırdı.
Mevcut gerilimlere karşın, geçen yıl ABD ile Çin arasındaki kuvvetli tecim, tecim ve yatırımda mühim fırsatlara işaret ediyor. Yellen, Çin Başbakanı He Lifeng ile üç saatten fazla sürmesi planlanan görüşmesinde ortak çıkar alanlarına odaklanmanın ve anlaşmazlıkları diyalog yöntemiyle çözmenin tehlikeli sonuç ihtiyacını altını çizdi.
Yellen’ın Pazar gününe kadar uzayan ziyareti, Washington’un dünyanın en büyük iki ekonomisi arasındaki ilişkileri düzeltmeye yönelik son çabasını temsil ediyor.
Tayvan ve teknoloji benzer biçimde problemler bağlarını gererek şirketleri ve ticareti etkiledi.
Yellen, son ziyaretinde ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken benzer biçimde, uzlaşma ile Pekin’i Amerikan ve Batılı şirketlere zarar veren uygulamaları ele almaya çağırmak içinde kırılgan bir denge arıyor.
Her iki taraf da mühim atılımlar için beklentileri küçümserken, samimi karşı karşıya diplomasinin kıymetini kabul ettiler.
Yellen, küresel ekonomik görünüm hakkında kapsamlı bir anlayış kazanmak ve ekonomilerini güçlendirmek için bilgili kararlar almak için iki ekonomik güç merkezi içinde daha yakın iletişimin önemini altını çizdi. Ek olarak ABD’nin vakit içinde her iki ülkeye de yarar sağlayacak adil kurallara dayalı sıhhatli rekabeti sağlama taahhüdünü yineledi.
Yellen, Başbakan He ile yapmış olduğu görüşmede, Amerikan ve Çin halkı içinde açık ve dürüst kontakt hatlarını korumanın önemini vurgulayarak ortaklık yapma isteğini dile getirdi. Bilhassa Çin üç senelik COVID-19 kilitlenmelerinden çıkarken, bağları beslemenin ve derinleştirmenin önemini altını çizdi.
Çin’in ekonomik toparlanması beklenenden daha yavaş gerçekleşerek küresel bir yavaşlama riskini artırırken, ABD Çin ile çeşitli seviyelerde tekrardan ilişki oluşturmayı hedefliyor. Pekin, Çin’in yarı iletkenler de dahil olmak suretiyle teknolojilere erişimini kısıtlamak için devam eden çabalara işaret ederek, onlarca kere ABD’yi sözleri eylemlerle eşleştirmeye çağırdı.
İkili askeri bağlar hemen hemen tekrardan başlamadı ve önceki yönetimin tecim savaşı esnasında uygulanan tarifeler yürürlükte kaldı.
Yellen’in ziyareti öncesinde Çin, beklenmedik bir halde, ulusal güvenlik endişelerini gerekçe göstererek, yarı iletkenler ve elektrikli araçlarda yaygın olarak kullanılan iki metale yönelik ihracat kontrollerini duyurdu. Bununla beraber, Başbakan Li Qiang, Yellen’ı yarı yolda Çin ile görüşmeye ve ikili ilişkilere pozitif enerji aşılamaya çağırarak daha çok diyalog için kapıyı açık bıraktı.
ABD-Çin ekonomik ayrışmasını çevreleyen tartışmalara karşın, her iki ülke de bu şekilde bir senaryoya karşı çıkıyor ve veriler, geçen yıl toplam iki yönlü ticaretin 690 milyar dolara ulaşmış olduğu temelde kuvvetli bir tecim ilişkisini ortaya koyuyor.
Yellen, ABD’nin belirli ekonomik uygulamalarla ilgili endişeleri direkt ele almaya devam edeceğini ve ulusal güvenliği korumak için hedefli eylemlerde bulunacağını teyit etti.
Yellen ek olarak Çin’in varoluşsal iklim değişikliği tehdidiyle mücadeleye katkıda bulunma kapasitesine de vurgu yapmış oldu. Dünyanın en büyük sera gazı yayıcıları ve yenilenebilir enerji yatırımcıları olarak hem Çin’in hem de ABD’nin gelişmekte olan ülkeleri iklim hedeflerine yetişme ve iklim değişikliğinin etkilerini yönetme mevzusunda destekleme çabalarına liderlik etme mevzusundaki ortak sorumluluğunun altını çizdi. İklim finansmanı mevzusunda ortaklık tehlikeli sonuç bir mesuliyet olarak belirlendi.
Çin, Birleşmiş Milletler tarafınca gelişmekte olan bir ülke olarak sınıflandırılırken, iklim değişikliğinden meydana gelen “yitik ve hasarın” ele alınmasına gönüllü olarak katkıda bulunma isteğini açıkladı.
Genel olarak, Yellen’ın ziyareti ABD ile Çin arasındaki kontakt ve işbirliğini geliştirmeyi, ekonomik zorlukları ele alan ve iklim değişikliğini küresel ölçekte ele alan daha yapıcı bir ilişkiyi geliştirmeyi amaçlıyor.

