Ata binen ilk insanoğlu kimlerdir?
Araştırmacılar, en eski kanıtları bulduklarına inanıyorlar. binicilik5.000 yıl kadar ilkin Avrupa’daki eski Yamnaya halkı tarafınca.
Bulgaristan, Macaristan ve Romanya’da bulunan insan iskeleti kalıntılarının analizine dayanan vardıkları sonuçlar Cuma günü dergide gösterildi. Bilim Gelişimleri.
Emek verme, atların süt için evcilleştirilmesinin MÖ 3500 ila MÖ 3000 civarında başladığı yaygın olarak kabul ediliyor, sadece “ata binmenin kökenleri belirsizliğini koruyor” dedi.
Helsinki Üniversitesi’nden ve öteki Avrupa kurumlarından araştırmacılar, Yamnaya kültürünün üyeleri içinde en eski biniciliği MÖ 3000 ila MÖ 2500’e tarihlendiriyor.
Araştırmacılar, “Bulgularımız, ata binmenin bazı Yamnaya fertleri için MÖ 3000 benzer biçimde erken bir tarihte esasen yaygın bir aktivite olduğuna dair kuvvetli bir argüman sunuyor.”
Yamnaya yerleşim yerlerinde at kemikleri ortaya çıkarıldı, sadece bunlar, “kurgan” olarak malum toprakla kaplı höyüklere uygun şekilde gömülen insan iskeletleri kadar iyi korunmadı.
Araştırmacılar, insan iskeletlerinin ata binme hakkında en iyi informasyon kaynağını sağladığını, şu sebeple erken biniciler tarafınca kullanılan herhangi bir binicilik takozunun bozulabilir malzemelerden yapıldığını söylemiş oldu.
Araştırmacılar, çözümleme ettikleri insan iskeletlerinden bazılarının “binicilik sendromu” adını verdikleri iskelet özelliklerini taşıdığını söylemiş oldu.
Helsinki Üniversitesi’nde doktora sonrası araştırmacı ve çalışmanın yazarlarından önde gelen Martin Trautmann AFP’ye “Yaşayan bir insanoğlunun iskeleti tepki veriyor” dedi.
“At sırtında oturuyorsanız bineğinizin her adımında denge sağlamanız, bacaklarınızı sıkıca tutmanız gerekir.”
Trautmann, bunu yeniden yeniden yapmak, istekli at binicileri içinde yaygın bir hastalık olan “stres kaynaklı vertebral yozlaşma” da dahil olmak suretiyle kemik morfolojisinde belirgin değişimler bırakıyor.
Trautmann, “Emer ve üzengilerin fazlaca daha sonraya tarihlendiğini biliyoruz,” dedi ve ilk at binicileri muhtemelen eyersiz biniyor ve atın yelesini tutuyorlardı.
Kovboylar, savaşçılar değil
Helsinki Üniversitesi’nde arkeoloji profesörü olan Volker Heyd, bulguların Yamnaya kültürünün “genel resmine fazlaca iyi uyduğunu” söylemiş oldu.
Heyd, “Onların at kullandıklarından esasen şüpheleniyorduk” dedi ve bu, toplumlarının birkaç nesil içinde “muhteşem” coğrafi genişlemesini açıklamaya destek olabilir.
Araştırmacılar, “Bu genişlemenin gelişmiş ulaşım araçları olmadan iyi mi gerçekleşebileceğini tasarım etmek zor.” Dedi.
“Atları ulaşım için kullanmak, insanoğlunun kültürel gelişiminde belirleyici bir adımdı” dediler.
“Tecim ve kültürel alışverişin yanı sıra çatışmalar ve göçler, biniciliğin sağlamış olduğu hız ve menzil artışıyla sıçradı.”
Araştırmacılar, Yamnaya’nın muhtemelen başlangıçta atları cenk için kullanmadığını söylemiş oldu.
Trautmann, “Onlar savaşçı değil, kovboydu” dedi.
Heyd, ilk at binicilerinin “muhtemelen Yamnaya halkına hayvanlarını, sığırlarını ve koyunlarını korumada destek olduklarını” söylemiş oldu.
Araştırmacılara gore, ata binmenin en eski figüratif kanıtı, bir at ve binici tasvirleriyle MÖ 2000’den kısa bir süre ilkin Mezopotamya Ur III döneminden geliyor.
Binicilikle ilgili çivi yazılı metinlerdeki resimler ve laflara, MÖ 1880’den MÖ 1595’e kadar Eski Babil döneminde de rastlanır.