İnceleme: Bu 3 Netflix kısa filmi Filistin’deki hayata dair bazı bilgiler veriyor

0

Filistin’de yaşamın iyi mi bulunduğunu merak edenler için, Prezervatif Kurşunu Filistinli ikizler Arap ve Tarzan Nasır’ın yönettiği (2013), çarpıcı bir görsel metafor sunuyor: Kısa film, balonlarla dolu bir daireyle açılıyor ve izleyiciyi içine çekiyor. Sadece senaristliği 2008 ve 2009’daki Birinci Gazze Savaşı esnasında geçiyor. Harp esnasında kutlama yapılmazken niçin bu evde bu kadar fazlaca balon var?

O gece ev sakinlerinin evli bir çiftin cinsellik hayata geçirmeye çalıştığını görüyoruz. Ayaklarına ve kalçalarına hafifçe dokunarak birbirlerine doğru yaklaşıyorlar, sadece bebeklerini ağlatan bomba sesleriyle kesintiye uğruyorlar. Koca hemen sonra bir prezervatif alır, onu havaya uçurur ve nereye düşerse düşsün, yere, kitaplığa, çocuğunun üzerine, dairenin içinde süzülmesine izin verir. Bunun onun zorlaması, bir başa çıkma tekniği, kendilerinden alınanların puanını tutmanın bir yolu bulunduğunun farkındayız.

Geçtiğimiz yedi hafta süresince Gazze’de yaşam tam anlamıyla hayal bile edilemez hale geldi. Hamas’ın 1.200 İsrailliyi öldüren 7 Ekim saldırıları ve arkasından İsrail’in 13.000 Filistinlinin vefat etmesiyle sonuçlanan Gazze kuşatmasının arkasından bölgede aralıklı yazışma kesintileri yaşandı. Kuşatma, Filistinlilerin sığınmacı kamplarına ve hastanelere yönelik saldırılar ve Batı Şeria’da artan sertlik de dahil olmak suretiyle tam anlamıyla bir insani krizle savaşım etmiş olduğu anlamına geliyor. Tüm bu tarz şeyleri bilmemize karşın yazışma başarısızlıkları ve gazetecilerin karşılaşmış olduğu inanılmaz zorluklar, bilmediğimiz fazlaca şey olduğu anlamına geliyor.

Sadece bu öykü Ekim 2023’te başlamadı; çatışmanın kökleri fazlaca daha geriye uzanıyor. Daha ilkin olanları ve işgal altındaki insanoğlu, çiftler ve aileler için günlük yaşamın iyi mi göründüğünü anlayarak, şu anda neler olduğuna ve buraya iyi mi geldiğimize dair anlayışımızı artırabiliriz. Filistinli yönetmenlerin hazırladığı, tümü Netflix’te kolaylıkla bulunabilen kısa film seçkisi, bölge dışındaki seyircilere, onlarca senedir bölgedeki yaşamı karakterize eden yabancılaşma, baskı ve insani hasret duygusunu yaşatabiliyor. Bu filmler, devamlı baskı altında bir yaşam kurmaya çalışmanın öyküsünü konu alıyor.

Her yerde balonların olduğu bir apartman koridoru.

Hala bir film Prezervatif Kurşunu bir çiftin engellenen yakınlığını gösteriyor.
netflix

15 dakikanın sonunda Prezervatif Kurşunu, daire daha da balonlarla dolu, bu da çiftin başarıya ulaşmış bir halde cinsellik yapmasının üstünden geçen 22 günü temsil ediyor. Her balon, yazışma, yakınlık ve sevgi için kaçırılmış bir fırsatı temsil eder. Her balon, İsrail saldırganlığını temsil ediyor; bu işgal, bu çiftin yatağını bile salgın edecek kadar kuvvetli. Bu çiftin çocuklarla ilgili planlarının ne olduğu bizlere söylenmedi fakat prezervatiflere bakılırsa şu anda hamile kalmayı düşünmediklerini biliyoruz. En azından evlerinin bombalandığını biliyoruz. Askeri hücum evlatların kendilerini endişeli ve tehlikeli hissetmelerine niçin olmakla kalmadı, hem de yakınlaşma fırsatını da ortadan kaldırdı.

İsrail güçlerinin hayaleti bu filmlerde çokça görülüyor fakat kim bilir hiçbir yerde yazar-yönetmen Rakan Mayasi’nin hapishanesi olan İsrail hapishane sistemi kadar yoğun değil. Şeker (2017). Bu filmimizde Filistinli bir karı (Rana Alamuddin), hamile kalabilmek için tutuklu kocasından (Saleh Bakri) sperm kaçırıyor.

İsrail işgali sebebiyle Filistin diasporasının pek fazlaca üyesi benzer biçimde Filistin’i ziyaret etmesi yada Filistin’de yaşaması engellenen yönetmen Mayasi, hapishane sistemi içinde aşk ve üreme içinde yön değiştiren çiftlerin hikayelerini duyduğunda, bunu sanatına katma dürtüsü hissetti. “İşgale aşkla direnmenin gücü, güzelliği ve yaratıcılığı anlatılması ihtiyaç duyulan bir mevzudur” diyor.

İsrail hapishane sistemi Filistinliler için üzücü. İsrail’in Şikma hapishanesinde 20 gün hücre hapsinde kalan 22 yaşındaki Batı Şerialı araştırmacı Mazen Abu ‘Arish’in ifadesi, moral bozucu koşulları açıkça ortaya koyuyor; “Orada hareket edecek yeriniz yok ve bir şey yapma arzunuz yok” diye yazdı.

Şeker Sanatın, filmin ve medyanın Filistin’in seferberliğinde oynadığı görevi araştıran Michigan Üniversitesi’nden Filistin asıllı Amerikalı profesör Umayyah Cable, filmin bu arka plana dayandığını ve “hem cinsel hem de toplumsal üreme meselesini” ele aldığını söylüyor. Dayanışma siyaseti. Film, “Filistin cinselliği, çekirdek aile, yakınlık ve Filistin toplumunun kelimenin tam anlamıyla tekrardan üretimi ile alakalı kaygı ve endişelere” değiniyor.

İsrail mahkûmların evlilik ziyaretlerine izin vermiyor, dolayısıyla eş hapsedildiğinde ailelerin üremesinin tek yolu sperm kaçakçılığı yapmak. 2020 senesinde yaşam boyu hapis cezasına çarptırılan Walid Daqqah, İsrail mahkemesine, eşi San Salameh ile bir doğurganlık kliniğinde çocuk sahibi olmasına izin verilmesi için dilekçe verdi. Talebi reddedilince spermini karısına kaçırarak adı Arapça’da “doğum” anlamına gelen kızları Milad’ın doğmasına yol açtı. Bu öykü Mayasi’ye esin verdi. Yönetmen Short of the Week’e “Bu şekilde bir konunun anlatılması icap ettiğini düşünüyorum” dedi. “İşgale meydan okumak, sevgiyle, yaşamla direnmek fazlaca güzel.”

Bu şekilde düşünmenin kaçınılmaz bir insanlıktan çıkarma unsuru var fakat hem de Filistinlilerin baskılara iyi mi direndiklerini de gösteriyor. Şeker aşağılanmaktan çekinmiyor; Film, kocanın önceki gece ergonomik olarak mastürbasyon hayata geçirmeye çalıştığını sadece problem yaşadığını, bu girişimlerinin hapishane gardiyanlarının anonsları ve metal kafeslerin birbirine yapışmasıyla devamlı kesintiye uğradığını gösteriyor. Burada, bu hapishanede kendisiyle bu kadar samimi bir bağ kuramadığı açık. Ertesi gün karısı ulaştığında, İsrailli hanım hapishane gardiyanı tarafınca vücuduna saldırı ediliyor; hanım gardiyan onu soyunduruyor, ellerini saçlarına sokuyor ve onu eğilip çömelmeye zorluyor.

Cable, “İsrail devleti Filistinlilerin tekrardan üretimiyle son aşama meşgul” diyor. “Demografik olarak Filistinlilerin sayısı İsrailli Yahudilerden daha çok. Cenup Afrika’daki apartheid rejiminden ve ABD’deki Cenup Jim Crow’dan bildiğimiz benzer biçimde, azınlıkların çoğunluk nüfusu üstündeki yönetimi yalnızca insan hakları kuruluşları ve Birleşmiş Milletler tarafınca hoş karşılanmıyor, hem de anti-demokratik olarak da kabul ediliyor.”

2021’de İsrailli bir profesör sağcı tabloid Israel Hayom’da şunları savundu: “Stratejimiz demografik genişleme ve İsrail’e Arap-Müslüman göçünü engellemek olmalı. Eğer çatışmadaki zaferin (Yahudi ya da Tanrı korusun Arap) askeri olmaktan fazlaca demografik bir kalite taşıdığını anlamazsak, o süre kaybederiz.”

Şeker Hikayeyi aşağılanmayla bitirmiyor, bunun yerine çiftlere sevgi ve erotizm dolu anlamış olur yaşatmayı seçiyor. Hanım kocasını görünce neşeli ve ümitli olur, adam olursa çocuğuna ne isim koyacaklarını sorar. Kocası ona performansta güçlük çekebileceğini söylediğinde, onu camın arkasından uyandırma görevini üstlenir. Bilhassa grafik değil fakat güzel. Fantezisini, onun özgür olduğu, adam kardeşinin nişan partisinde çalıntı aniden seviştikleri, birbirlerine ve topluluklarına bağlı hissettikleri bir zamana odaklıyor. Uyarılmasının fizyolojik mi yoksa duygusal mı bulunduğunu, karısının bedenini mi hayal ettiğini yoksa yalnız özgür bulunduğunu, başka bir insanla bağlantı kurmasına izin verildiğini mi hayal ettiğini söylemek zor.

“Genel anlamda stereotipleri yıkmayı ve normlara meydan okumayı seviyorum ve şunu buldum: Şeker bunu yapmak için verimli bir fırsat. İçinde sevişme vardır, filme hiçbir süre eklenen bir sahne ya da eklenen bir vasıta değildir; Yönetmen Mayasi, Vox’a şu şekilde söylüyor: “Bu, filmin çevresinde inşa edilmiş olduğu ana fikirdir.” “Filmi şehvetli erotizm türüne dahil etmek, filme daha yüksek ve daha yürekli bir ses kazandırdı. Bu hem de hapishanedeki güç dinamiğini de değiştirdi; çift, hapishanedekilerden daha güçlüydü.”

Kocası cezaevi koşullarına karşın Şeker arzuyu ve bağlantıyı camın arkasından bile hissedebiliyor. Muzaffer olan karısı, bir şeker ambalajında ​​kaçırılmış meni ondan alır (bundan dolayı başlık, Fransızca şeker kelimesiyle ilgili bir oyundur). Eve giderken otobüsü arama icra eden askerler tarafınca durdurulur. Bir kez daha aile kurma girişimi tehdit altındadır. Fakat o yılmadı, bayanların uyuduğundan ya da başka yöne baktığından güvenli olmak için etrafına bakındı ve otobüsün içinde kendini dölledi. Zaferi, failliği ve dayanıklılığı olan bir son, insanlıklarından yoksun kalmayı reddeden bir halkın portresi.

Filistinli film yönetmeni Farah Nabulsi Şimdi (2020), Vox’a Filistinlilerin karşılaşmış olduğu sistemik zulmün “sevgi ve yakınlık alanına” yayıldığını söylüyor.

“Devamlı bir korku halinde yaşamı sürdürmenin getirmiş olduğu yaygın stres ve kaygı, yakın ilişkilerde duygusal mesafe ve çatışma yaratabilir. Nabulsi, hareket ve ayrımcılık politikalarına ilişkin kısıtlamaların, ortaklarla tanışma ve ilişkileri sürdürme fırsatlarını ciddi şekilde sınırlayabileceğini söylüyor.

bir adam ve küçük bir kız güvenlik kontrol noktasından geçmeye çalışıyor

Bir fotoğraf Şimdibaba ve kızının güvenlik denetim noktasını geçmeye çalıştığını gösteriyor.
netflix

İçinde ŞimdiNabulsi’nin filmimizde, Batı Şeria’da Yusuf (Saleh Bakri) isminde bir baba ve kızı Yasmin (Maryam Kanj), rahat benzer biçimde görünen bir göreve yola çıktılar: karısına ve anası Noor’a (Mariam Basha) bir yıl dönümü hediyesi almak – bilhassa de yeni bir buzdolabı. Sadece denetim noktalarının labirenti ve burada uygulanan sertlik, bir kız ve bir baba içinde bigün olması ihtiyaç duyulan bağın travmatik bir deneyime dönüşmesine niçin oluyor.

İsrail askerleri ilk ayrılmaya çalıştıklarında Yusuf’u öteki adamlarla beraber bir ağılda beklemeye zorlar. Kızıyla beraber olduğundan bunu yapmamalarını istiyor, sadece bu ricası onları yalnızca zulüm mevzusunda daha ısrar eden hale getiriyor benzer biçimde görünüyor. Hemen sonra özgür bırakıldıktan sonrasında, beklemenin fazlaca uzun ve travmatik olması sebebiyle Yasmin’in kendi başına işediğini görür. Yusuf endişesini dile getirip hitabı icap ettiğini söyleyince Yasmin şu şekilde diyor: “Mesele değil baba. Yapabileceğin hiçbir şey yoktu.” Bunu duyunca yüzü buruşuyor. Bir ebeveynin görevi çocuklarını korumaktır ve bu kadar genç yaşta, meslekte babasının onu korumak için yapabileceklerinin sınırı olan bulunduğunu esasen öğrendiğini görünce yıkılır.

Nabulsi, Vox’a bu hikayenin işgalin Filistinlilerin aile yaşamının dokusuna iyi mi sızdığını vurguladığını söylüyor. “Bu zorlukta aralarındaki bağın kökleri daha da derinleşebilir. Paylaşılan çile, sessiz bir empati öğretmeni haline gelir. Genç kız, babasının mücadelelerinin derinliğini ve yaşadıkları dünyanın karmaşıklığını anlayabilir.”

Geceleri buzdolabını denetim noktasından geçirmeye çalışırken bu her ikisine de yeniden yayınlandı. Evleri derhal orada olmasına karşın İsrail askerleri onlara saatlerce dolaşmalarını emrediyor. Askerler, Yasmin’in öncesinden kirli pantolonunu bulmak için alışveriş torbalarını arayarak ve onlarla alay ederek aileyi daha da insanlıktan çıkarırlar. İsrailli askerlerden biri “Hepiniz iğrençsiniz” diye tükürüyor.

Yusuf, bağırarak ve masaya vurarak zorla içeri girilmesini talep edene kadar yalvarır. Korkulu bir an: İsrail askerinin silahları ona doğrultulmuş durumda ve izleyici bunun iyi mi sonuçlanacağını hayal ediyor – bir baba kızının önünde vurularak öldürülüyor – fakat sonrasında kapının gıcırdadığını duyuyoruz ve Yasmin’i ondan daha minik görüyoruz. filmin tamamına baktı fakat bir halde daha güçlüydü, buzdolabını denetim noktasından kendisi geçirdi. Yusuf ve askerler şaşkına döner ve Yusuf, kararlılıkla yoluna devam eden kızının yanında yürümeye adım atar. Bu fazlaca üzücü bir zafer. Ve Nabulsi’nin işaret etmiş olduğu benzer biçimde bu, sonuçta gerçekçi değil.

“Çarpıcı gerçeklik bir çok süre korkulu bir sonucu mecburi kılıyor; ya ölümcül güçle karşı karşıya gelme ya da fizyolojik yaralanma ve/yada tutuklanma. Sadece çoğunlukla insan deneyiminin kasvetli tonlarına kapılan bir öykü anlatıcısı olarak, daha çok umutla bir son sunmak zorunda hissettim kendimi” diyor Nabulsi. “Gençliğin, garip bir halde, bir kadının öncülüğünü yapmış olduğu, daha parlak bir geleceğe işaret eden bir tavsiye. Hayal gücümü büyüleyen, dirençli ve iddialı bir halde ortaya çıkan o ve onun benzer biçimde öteki gençler.”

Nabulsi şu şekilde devam ediyor: “Topluluğumun gücüne ve potansiyeline olan sarsılmaz inancım ve umudumla demirlemiş bir karı olarak kalmaya devam ediyorum.” “Bu film bu inancın bir kanıtı: sonuçta değişiklik olasılığını ve kaderini tekrardan tanımlamaya hazır bir neslin vaadini kucaklamayı seçen bir anlatı.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir