The Crown 6. sürem incelemesi: Diana’nın ölümü yumuşak bir dokunuşla karşılandı

0

Netflix’inki şeklinde Taç İlerlediğinde, yaratıcısı ve hakemi Peter Morgan, kraliyet tebaası söz mevzusu olduğunda, onları aşırı derecede romantikleştirmek yada en fena anlarından onları görevli tutmayı kibarca reddetmek anlamına gelse bile, giderek daha çok hümanist bir dokunuşu tercih ediyor. Bu durum dizinin tartışmalı beşinci sezonu için de kesinlikle geçerliydi; bu sürem, diziyi kurgu ile gerçeği sorumsuzca karıştırıp Britanya kraliyet ailesinin “gerçek” tarihini çarpıtmakla suçlayan eleştirmenlerin ciddi tepkisine maruz kaldı.

16 Kasım ve 13 Aralık 2023 tarihlerinde iki bölüm halinde yayınlanacak olan altıncı sürem, Prenses Diana (Elizabeth Debicki) ve adam arkadaşı Dodi Fayed’in (Khalid Abdalla) vefatıyla uğraşırken, kim bilir tarihin en karanlık dönemine giriyor. Morgan, eleştirmenlerin kurguya olan hoşnutsuzluğunu dikkate almak yerine onu benimsedi, gerçeklik ile düşlem arasındaki çizgiyi giderek bulanıklaştırdı, hatta Diana ve Dodi’nin hayaletlerinin, hayatta kalan pişman olanlarına nazik, yatıştırıcı tazminatlar vermeye çalışmış oldukları görüntüler ekledi. Sanki izleyicinin bakışlarını ölümlerinin acımasız soğukluğundan yumuşak bir halde uzaklaştırıyormuş şeklinde – ikisi, 1997’de Paris caddesinde paparazzilerden yüksek hızda kaçarken, ondan sonra sürücüsünün sarhoş olduğu ortaya çıkan otomobilleri kaza yapmış oldu.

Kaçınılmaz olarak bu yaratıcı seçim, gerçeği fanteziden ayırmayı mecburi kılıyor. Her zamanki şeklinde, Diana’nın meşhur anları şeklinde gerçek dünyadaki meşhur anların eli bol ve şefkatli aslına sadık tekrardan canlandırmaları var. parlak mavi mayoya da Mirror’ın kendisi ile Fayed arasındaki “Öpücük” olarak adlandırdığı fotoğraf. Sadece öteki birçok an, çizgileri bulanıklaştırıyor. Mesela, Prens Charles’ın (Dominic West) Camilla Parker Bowles’ın (Olivia Williams) 50. doğum günü için düzenlemiş olduğu eli bol parti emsalsiz bir halde gerçekti. Charles, Jane Austen’in kitabından bir alıntı okuyor İkna Sadece etkinlikte bu gerçekleşmedi.

[Related: Does it matter how real The Crown is?]

Bu bulanık çizgiler çoğu zaman gerçek hayatta kraliyet ailesini çevreleyen sonsuz tutarsız ve örtüşen söylentilerin bir yan ürünüdür. Mesela dizi, Kraliçe II. Elizabeth’in Camilla’yı “o fena hanım” olarak düşündüğü yönündeki meşhur iddiayı reddetmeye itina gösteriyor sadece ne orijinal yorumun ne de yalanlamanın hakkaten gerçekleştiğine dair gerçek bir kanıt yok.

Sadece bu sezondaki öteki kurgusal özgürlüklerin yutulması yada gerçeğin şekillendirilebilirliğinin bir yan ürünü olarak haklı gösterilmesi daha zor olsa gerek. Bilhassa bu sürem Taç Dodi Fayed’in babası Mohamed Al-Fayed’in (Salim Daw) ölümlerine neden olan olaylardan kendisinin görevli bulunduğunu ima ederek oldukça daha ileri gidiyor.

Bu gösterinin başka hiçbir noktasında anlatı, kraliyet ailesine komşu olan birinin ilk olarak monarşinin kurbanı olmaktan ziyade monarşiyi kasten sömürdüğünü bu kadar belirgin bir halde tasvir etmedi. Taç Al-Fayed’i devamlı olarak acımasız, Britanya toplumuna ve nüfuzuna girme yolunu satın almaya emin biri olarak tasvir etti. Bu, onlarca senedir medyadaki sansasyonelliğin yanı sıra Al-Fayed’in 1994’teki siyasal lobicilik skandalındaki rolüyle de desteklenen bir portre. Sadece altıncı sürem, Al-Fayed mühendisleri Dodi ve Diana’nın buluşmuş olduğu, Dodi’yi katılmaya ikna etmiş olduğu, çiftin beraber uyuduğundan güvenli olmak için hizmetkarları sorguladığı ve Diana’yı gezi programında istenmeyen duraklamalara zorladığı sahnelerle dolu.

Bu iddiaların esas olarak dedikoduyu seven kraliyet yaşam öyküsü yazarı Tina Brown’dan geldiği görülüyor. Diana Günlükleri “toplumsal isteklerini saydam manipülasyonla takip ettiğini” söylemiş oldu. Gosteri ek olarak onun tüm bu tarz şeyleri kendi siyasal amaçları için yaptığını ima ediyor. Sadece Al-Fayed ve ailesi tüm bu tarz şeyleri onlarca defa yalan olduğunu beyan etti.

Hepsinden kötüsü, dizi, Al-Fayed’in çifti takip etmesi için bir fotoğrafçı tuttuğu iddiasını kurguluyor, böylece iki kişinin bir yatta kaniş yapmış olduğu meşhur “öpücük” fotoğrafını düzenleyerek sonuçta otomobil kazasına neden olan medya makinesini daha da kızıştırıyor. Program açıkça Diana’nın etrafındaki paparazzi çılgınlığının sadece o fotoğraftan sonrasında arttığını iddia ediyor ve dolaylı olarak Al-Fayed’i tüm erimeyi başlatmakla suçluyor. Paparazzilerin o noktada tam yirmi senedir Diana’yı kovaladığı göz önüne alındığında bu oldukça yürekli bir varsayım. Dahası, Al-Fayed’in “öpücük” fotoğrafçısını tuttuğuna dair hiçbir kanıt yok ve hatta Brown’un kendisinden gelen tutarsız bir versiyon bile var.

Bu anlatı, kraliyet takıntılı tabloid çılgınlıkları kadar sığ geliyor Taç tasvir ediyor. Bir bölümde, iki değişik paparazzi fotoğrafçısına, sanki bu çatışmanın iki “tarafını” temsil ediyorlarmış şeklinde yakından bakıyoruz. Al-Fayed’in işe almış olduğu Diana’nın fotoğrafçısı, başıboş, kalitesiz, sosyetede tırmanan Avrupalı ​​çöp biri olarak tasvir ediliyor. Kraliçe’nin fotoğrafçısı, tatlı, çekingen, tüvit giyen bir İngiliz beyefendisi, Elizabeth’in (Imelda Staunton) tüm halka açık etkinliklerinde fotoğrafını çekmekten kendini alamayan bir aile babası olarak tasvir ediliyor şu sebeple yalnız seviyor o, monarşi ve Britanya bu kadar. Kaçınılmaz olarak, Charles’ın genç prensler William ve Harry ile bir fotoğraf çekimi yapmasına destek olacak kadar “güvenilir” olarak görülüyor ve onu İngiliz geleneğinin sıhhatli, sıcakkanlı aileyle ilgili bir örneği olarak Diana ile karşılaştırıyor.

Bu manipülatif çerçeveleme, dizinin İngiliz medyası ile kraliyet ailesi arasındaki karmaşık ilişkiyi, devamlı “sızıntı” sistemi ve uydurma makalelerle tasvirinin altını çiziyor. Bu sürem nihayet, işi bu sistemi kolaylaştırmak olan yayıncılara birazcık gecikmiş ilgi gösteriyor. Hemen hemen Taç Kraliyet ailesinin medyanın oyununu oynamaktan başka bir şey yapmış olduğu fikrinin asla ötesine geçmiyor. Dizi, Diana’nın medyayla beraber oynadığını ima ediyor, öyleyse niçin olmasınlar ki? Sadece tarihsel olarak kraliyet mensuplarının daima itaatin bir adım ötesine geçtiğini biliyoruz. Mesela, monarşinin Diana’nın telefonuna telefon dinlemeleri yerleştirmek için İngiliz istihbaratını kullanmasının (ki gerçekte bu neredeyse kesinlikle gerçekleşti) dizide hiçbir süre tasvir edilmediğini, bunun yerine Diana’yı telefon dinlemelerinin gerçek olduğuna inanılmış olduğu için paranoyak olarak tasvir etmeyi seçtiğini hatırlayın.

Morgan, medya sansasyonelliğinden oluşan bir ekosistem yaratmadaki suçluluğu sebebiyle monarşinin ayağını ateşe vermek yerine, Al-Fayed’i, açgözlülüğü kendi oğlunun vefatıyla sonuçlanan bir oportünist olarak tasvir etmeye odaklanıyor. Hikâyelere bakılırsa bu, kurbanı suçlamanın oldukça karanlık bir biçimi. İngiliz medyasının Al-Fayed’i yalnızca para, güç ve İngiliz toplumuyla olan ilişkisi açısından resmetmiş olabileceğini de belirtmekte yarar var. Taç Muhtemelen daha derine inme ve ona daha azca utanç verici Oryantalist bir mercekle bakma sorumluluğu vardı. Başarısız oldu. Salim Daw, açgözlülüğünün sonunda bir babanın acısına dönüştüğü tüm sezonun en acıklı performansını sergiliyor; sadece Dodi’nin hayaletinin ona “Batı’ya bakmamalısın” söylediği mecburi bir sahneyle birleştiğinde ortaya çıkan şey, tüm sezonun en acıklı performansını sergiliyor. oldukça azca, oldukça geç.

Dizinin Dodi Fayed’e yaklaşımı pek de gurur verici değil: Onu babasının direnmesi karşısında zayıf, güç vaadine tutulmuş ve arkasından Diana ve oğullarının sükunet içinde alay mevzusu olmasına yol açan “garip” bir adam olarak gösteriyor. . Dizi, Diana’nın Dodi ile evlenmeye asla ilgi duymadığını gösteriyor; gerçekte arkadaşlarına ve Dodi’ye ona olan sevgisinin düzeyi hakkında karışık sinyaller vermiş şeklinde görünüyor ve suali kalıcı olarak münakaşaya açık bırakıyor.

Sadece Mohamed Al-Fayed ve oğlunu çevreleyen anlatının sığlığı, Elizabeth’i çevreleyen anlatının tamamen saçmalığını vurguluyor. Dizi, merhum kraliçeyi, herhangi bir skandal ipucunda ciddi bir halde geri çekilen, uzun süredir acı çeken bir metanetli olarak tasvir ediyor; vakalar kaçınılmaz sonuca doğru giderken giderek daha saçma hissettiren bir iffetlilik. Fikri hakkaten satın almak olanaksız Taç Diana’nın deli maskaralıkları mevzusunda ısrar ediyor [checks notes] adam arkadaşını hususi bir teknede öpmek monarşinin boynunda kaçınılmaz bir albatros gibidir. “O hanımKraliçe, çiftin çıkmış olduğu haberini aldığında tonda tonluyor, bu da bir halde İngiliz hükümetinin Dodi’nin babasına (?!?!) İngiliz vatandaşlığı vermek zorunda kalabileceği anlamına geliyor ki bu da bir halde fena bir şey olur (?!?!?! ), ki bu bir halde (?!?!?!) tamamen Diana’nın hatası. Kraliçenin “Diana’nın davranışının giderek daha dengesiz hale geldiği” yönündeki ısrarı garip bir halde ilgisiz olarak okunuyor. Tüm bunların derin bir ağırbaşlılıkla oynanması gerçeği, gülünçlüğünü daha da artırıyor. Elbet tasvir daima onay anlamına gelmiyor – sadece dizi, bilhassa son sezonlarında, gerçekliğin nadiren mantıklı olan şekillerde tacın çevresinde büküldüğünü kabul etmek yerine monarşinin zorluklarına saygı duyma eğiliminde.

Taç Yitik ve savunmasız Diana’nın kendi “yırtıcı” yaşam tarzının kurbanı olduğu şeklindeki uzun süredir devam eden medya anlatısını zorlamaya sinir bozucu derecede yaklaşıyor. Sadece meslektaşım Constance Grady’nin belirttiği şeklinde, Buckingham Sarayı Diana’nın açıkça gerekseme duyduğu güvenlik detayını almasına izin vermeye devam etseydi, ağlatısal otomobil kazası büyük olasılıkla gerçekleşmeyecekti. Bunun yerine, Fayed’lerle kendi başının çaresine bakmak mecburiyetinde bırakıldı – bu, Harry ve Meghan’ın sistemden ayrılıp yönetmen Tyler Perry’den koruma bulmuş olduğu onlarca yıl sonrasında kraliyet ailesini etkilemeye devam edecek bir tema; gösterinin dokunmadığı başka bir unsur. (Eleştirmenler dizinin bu sezonundaki bazı satır ve sahnelerin Sussex’lerin kraliyet ailesinden ayrılmasına yorum sağladığını okudu; daha anlamlı olan şu ki, Morgan daha ilkin 20 yıldan daha yeni bir şeyi tasvir etmeyeceğini iddia etse de, Bu son sezonun ikinci yarısı William ve Kate’in flörtünü ve 2011’deki evliliğini kapsayacak – sadece Harry ve Meghan’ınkini kapsamıyor.)

Gene de Morgan, Charles ile hayaleti içinde ve ondan sonra kraliçenin kendisi ile (oldukça) kurgusal bir konuşma vesilesiyle Diana’ya son sözü veriyor. (Morgan, 2006 yılında yapılmış Oscar talibi senaryosunda bu süreci daha derinlemesine araştırdı. Kraliçe.) Gene, monarşinin ciddiyeti ve kendini beğenmişliği (West ve Staunton tarafınca mükemmel bir halde aktarılmıştır) neredeyse kendi başına bir karakter haline gelir. Charles, Diana’nın halk üstündeki tesirini özetlemeye çalıştığında, mevzuyu tamamen tersten anlıyor ve onun kabiliyetinin insanlara “büyük acı ve üzüntünün ayrımcılık yapmadığını, güzelliğe ve ayrıcalığa haiz olanlara da geldiğini” göstermek bulunduğunu iddia ediyor. Diana’nın popülaritesi, karşılaşmış olduğu her insanı kendi seviyesine yükseltme, sınıfları yada toplumsal konumları ne olursa olsun onlara onurlu ve sevgiyle davranma mevzusundaki eşi olmayan becerisine dayanıyordu. Bir gözü daima kurallara ve görgü kurallarına odaklanan Elizabeth, bu gerçeği asla tam olarak kabul etmez, şu sebeple bunu yapmak monarşinin kendisine – kraliyet ailesinin onları benzersiz kılan mukaddes bir kurumun parçası olarak statüsü olduğu fikrine – yalan söylemek anlamına gelir. Britanya’daki tüm insanoğlu içinde ülkenin gereksinimlerini karşılamaya nitelikli.

Bunun yerine, katı bir denetim sistemi vesilesiyle yüzyıllardır halkın saygısını ve sevgisini geliştirmesine karşın, monarşi, sevgiyi evrensel bir şeyden faydalanarak gerçekleştiren çekici bir sarışınla eşleşmiyordu. Dünyanın her yerinde kalpleri fetheden şahıs Diana’ydı. Morgan, son anlarında bile Diana’nın hayaletini teselli, güvence ve affetme sunan bir hayalet olarak tasvir ediyor. Taç Diana’nın tesirinin mirasını keşfetmek için hâlâ dört kısmı kaldı. Dizinin Diana’nın bozmuş olduğu kurum hakkında gerçekte söylediklerini tam olarak içselleştirip içselleştirmediğine ulaşınca; bu her insanın en büyük fantezisi olabilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir