James Webb Uzay Teleskobu erken evrendeki Samanyolu ikizini keşfetti
James Webb Uzay Teleskobu (JWST), UCR gökbilimcisi Alexander de la Vega’nın da yer almış olduğu internasyonal bir araştırma ekibiyle beraber göksel bir buluşla, Samanyolu’na benzeyen ceers-2112 adlı en uzak çubuklu sarmal gökadayı belirledi.
Bu bulgu, galaksi evrimi hakkında geleneksel inanışlara meydan okuyor; çubuklu sarmal galaksilerin, evrenin tarihinde daha ilkin düşünülenden oldukça daha erken bir zamanda oluşabileceğini ve seviye sergileyebileceğini öne sürüyor.
Nature dergisinde gösterilen ve İspanya’daki Centro de Astrobiología’daki bilim adamları tarafınca yürütülen araştırma, merkezi bir galaktik bara (yıldızlardan oluşan bir yapıya) ev sahipliği meydana getiren ceers-2112’ye ışık tutuyor.
Geleneksel olarak, Samanyolu şeklinde çubuklu sarmal gökadaların, evrenin ortalama 13,8 milyar senelik şimdiki yaşlarının yarısına ulaşmasından sonrasında ortaya çıkmış olduğu varsayılırdı.
UCR’de ortak yazar ve doktora sonrası araştırmacı olan De la Vega, ceers-2112’nin beklenmedik doğasına dikkat çekerek, erken evren gökadalarının temelde kaotik olduğu ve Samanyolu’na benzer yapılardan yoksun olduğu yönündeki yaygın görüşe meydan okuyor.
Ceers-2112’de galaktik bir çubuğun varlığı, galaksi oluşumu ve evrimi hakkında mevcut teorilere meydan okuyan, hızlandırılmış bir olgunlaşma sürecine işaret ediyor. Galaksilerin çubukların oluşmasına olanak elde eden seviye düzeyine erişmesi için birkaç milyar yıla gereksinim duyulduğu yönündeki önceki varsayımın aksine, bu bulgu, bu tür yapıların ortalama bir milyar yıl yada daha kısa sürede ortaya çıkabileceğini öne sürüyor.
De la Vega’nın araştırmaya katkıları, ceers-2112’nin kırmızıya kaymasını ve özelliklerini tahmin etmeyi, galaksinin özelliklerine dair mühim bilgiler sağlamayı ve ölçümlerin yorumlanmasına destek olmayı içeriyordu.
Bulgu, yalnızca galaksi evriminin kuramsal modellerinde revizyonlara yol açmakla kalmıyor, hem de erken evrendeki benzer yapıları saptamak için yeni yollar açarak astronomi alanında mühim bir dönüm noktasına işaret ediyor.

