Imran Khan, gizyazı davasında tutuklama sonrası kefalet için SC’ye başvurdu
İSLAMABAD: Pakistan Tehreek-e-Insaf (PTI) Başkanı Imran Khan, gizyazı davasında tutuklama sonrası kefalet talebi için Yüksek Mahkeme’ye başvurdu.
PTI başkanı, 18 sayfalık kefalet savunmasında avukatı Avukat Salman Safdar vesilesiyle davayla ilgili 15 hukuki suali öne sürdü.
Khan, sorular içinde Yüksek Mahkeme’den, kefalet talebini reddeden mahkemelerin gizyazı davasının “siyasal amaçlı” bulunduğunu dikkate alıp almadığını değerlendirmesini istiyor. Ek olarak Federal Soruşturma Ajansı’nın (FIA) yargı yetkisinin davadaki rolünü ve onun “fena niyetlerini ve art niyetlerini” sorguladı.
“İçişleri Bakanlığının, ‘Cypher Telegram’ı fiilen yöneten Dışişleri Bakanlığı hariç olmak suretiyle, Şikayetçi rolünü doğru bir halde üstlenip üstlenmediği ve Federal Soruşturma Ajansı’nın (FIA) direkt denetimi altında etkinlik gösteren İçişleri Bakanının, Dilekçe Sahibinin Siyasal Muhaliflerinden biri olup olmadığı?” diye sordu Khan.
Dilekçede bununla birlikte yüksek mahkemenin, İslamabad Yüksek Mahkemesinin “Davacının Pakistan Başbakanı olarak Yeminini ihlal etmediğini ve bununla birlikte 248. Madde uyarınca ‘Dokunulmazlıktan’ yararlandığını doğru bir halde anlayamadığını ve takdir edemediğini” belirlemesi de talep ediliyor.
PTI şefi, “hakkaniyet ve adil oyun adına” davada tutuklama sonrası kefaletle özgür bırakılması için Yüksek Mahkeme’ye yakarma etti.
27 Ekim’de İslamabad Yüksek Mahkemesi (IHC), Imran Khan’ın kefaletle özgür bırakılması ve gizyazı davasında ilk informasyon raporunun (FIR) iptali talebini reddetti.
IHC Baş Yargıcı Aamer Farooq, her iki tarafın savunmalarının tamamlanmasının peşinden 16 Ekim’de ertelenen mahkeme kararını deklare etti.
Khan, FIR’ın tesciline itiraz etmiş ve gizli saklı belgeyi siyasal çıkarları için kötüye kullandığı sebebi öne sürülerek kendisine ve partinin başkan yardımcısı Shah Mahmood Kureyşi’ye karşı oluşturulan davada kefalet talebinde bulunmuştu.
Resmi Sırlar Yasası uyarınca oluşturulan hususi bir mahkeme, her iki parti liderini de suçladı. Şu anda Adiala hapishanesinde tutuklular.
FIA ücret tablosu
FIA, açıklamasında eski başbakan ve eski dışişleri bakanının bu mevzuda suçlu bulunduğunu belirterek, mahkemeden yargılamalarını yürütüp davada onları cezalandırmasını talep etti.
Eski PTI genel sekreteri Asad Umar’ın adı sanık listesine eklenmezken, İmran Han’ın eski baş sekreteri Azam Khan da davada “kuvvetli şahit” olarak adlandırıldı.
Kaynaklar, FIA’nın ek olarak Azam’ın 161 ve 164. Bölümlerde kaydedilen ifadelerini challan’la beraber eklendiğini belirterek, PTI şefinin şifreyi kendisine sakladığını ve devlet sırrını kötüye kullandığını da sözlerine ekledi.
Kaynaklar ek olarak Khan’ın şifrenin bir kopyasını aldığını sadece geri vermediğini söylemiş oldu.
Üstelik FIA, Khan ve Kureyşi’nin 27 Mart’taki konuşmasının metnini de ekledi; eski başbakanın, hükümetinin iktidardan uzaklaştırılmasını isteyen yabancı bir ülkeden gelen bir gizyazı bulunduğunu iddia eden bir mektubu savurduğu gün.
Teşkilat ek olarak Bölüm 161 kapsamındaki ifadelerini kaydettikten sonrasında Challan’la beraber 28 tanığın yer almış olduğu bir listeyi de mahkemeye sundu.
Şahit listesine eski dışişleri bakanları Asad Majeed, Sohail Mehmood ve o zamanki ek dışişleri bakanı Faisal Niaz Tirmizi’nin adları de eklendi.
Şifreli geçit nedir?
Münakaşa ilk olarak 27 Mart 2022’de Khan’ın – Nisan 2022’de görevden alınmasına bir aydan azca bir süre kala – halka açık bir mitingde konuşma yaparken kalabalığa bir mektup sallayarak bunun yabancı bir ülkeden gelen bir gizyazı bulunduğunu iddia etmesiyle ortaya çıktı. siyasal rakipleri PTI hükümetini devirmeye çalıştı.
Mektubun içeriğini açıklamadı ve mektubun geldiği milletin adını da söylemedi. Sadece birkaç gün sonrasında ABD’yi kendisine karşı komplo kurmakla suçladı ve Cenup ve Orta Asya İşlerinden Görevli Dışişleri Bakan Yardımcısı Donald Lu’nun görevden alınmasını istediğini iddia etti.
Gizyazı, Pakistan’ın eski ABD büyükelçisi Majeed’in Lu ile görüşmesiyle ilgiliydi.
Eski başbakan, şifrenin içeriğini okuduğunu iddia ederek, “İmran Han’ın iktidardan uzaklaştırılması halinde Pakistan için her şey affedilecek” dedi.
Ondan sonra 31 Mart’ta Ulusal Güvenlik Komitesi (NSC) mevzuyu ele aldı ve “Pakistan’ın iç işlerine belirgin müdahalesi” sebebiyle ABD’ye “kuvvetli bir yaptırım” sonucu vermeye karar verdi.
Ondan sonra, görevden alınmasının peşinden devrin başbakanı Şehbaz Şerif, MGK’yı bir toplantıya çağırdı ve bu görüşmede, yazışmalarda yabancı bir komploya dair hiçbir kanıt bulunmadığı sonucuna vardı.
İnterneti kasıp kavuran ve halkı şok eden iki ses sızıntısında, eski başbakan Umar ve Azam’ın ABD şifresini ve bunu kendi avantajlarına iyi mi kullanacaklarını tartıştıkları duyuluyordu.
30 Eylül 2022’de federal kabine mevzuyu dikkate aldı ve ses sızıntılarının içeriğini araştırmak için bir komite oluşturdu.
Ekim 2022’de kabine, eski başbakana karşı dava başlatılması için yeşil sinyal verdi ve davayı FIA’ya devretti.
FIA’ya mevzuyu araştırma görevi verildiğinde, Khan, Umar ve partinin öteki liderlerini çağırdı, sadece PTI şefi celbe itiraz etti ve mahkemeden yürütmeyi durdurma sonucu aldı.
Lahor Yüksek Mahkemesi (LHC), bu senenin temmuz ayında, FIA’nın Khan’a yapmış olduğu davet bildirimine karşı verilen yürütmeyi durdurma kararını geri çağırdı.
İddianamede, Kureyşi’nin İmran’a “yardım ve yataklık etmiş olduğu” ve dolayısıyla bu eylemden aynı şekilde görevli olduğu da açıklandı.
Sadece her iki sanık da hususi mahkeme huzurunda suçlarını kabul etmedi.

