İspanya Prensesi Leonor, hükümdarın yeni kraliçesi olma yeminini etti
İspanyol tahtının varisi Prenses Leonor, babası Kral Felipe VI’nın tahtını devralmaya yönelik yasal ilk adım olarak on sekizinci doğum günü olan Salı günü anayasaya bağlılık yemini etti.
Felipe’nin anası Kraliçe Letizia ve minik kız kardeşi Sofia da, Leonor’un parlamentonun her iki meclisinin ortak oturumu öncesinde yemin etmesine katıldı.
Leonor beyaz bir ekip elbise giydi ve ulusal marşın çalınmasının arkasından babasının 37 yıl ilkin yapmış olduğu benzer biçimde anayasanın aynı nüshasına bağlılık sözü verdi.
“Görevlerimi sadakatle yerine getireceğime, Anayasayı ve yasalarını koruyacağıma ve koruyacağıma, vatandaşların ve özerk toplulukların haklarına saygı göstereceğime ve krala sadık kalacağıma vallahi billahi” dedi.
Madrid’deki milletvekilleri meclisinde birkaç dakika süresince yüksek temenniler yankılandı ve kral, kızını kucakladı.
Madrid Belediye Binası, halkın kısa törenin canlı yayınını izleyebilmesi için merkezi Puerta del Sol meydanında dev ekranlar kurdu.
İspanyol bayrakları ve “Yaşasın İspanya” çarpıcı sözleri içinde parlamento önünde bir kalabalık toplanmıştı.
Sokaklar kraliçenin resimleriyle süslenmişti.
Alınan yeminle Leonor yasal olarak Felipe’nin yerini alabilir ve hükümdarın yokluğu durumunda otomatikman devletin başına geçebilir.
1969 senesinde diktatör General Francisco Franco’nun kendisini halefi duyuru etmesi üstüne yemin eden büyükbabası Juan Carlos törene katılmadı.
Medya, sürgüne gittiğinden beri katılacağı ilk resmi kraliyet ailesi toplantısı olan etkinlikten sonrasında Madrid civarlarındaki El Pardo sarayında hususi bir partiye katılacağını bildirdi.
Juan Carlos, Franco’nun ölümünden sonrasında 1975’te tahta çıktı ve İspanya’nın diktatörlükten demokrasiye geçmesine rehberlik etmedeki görevi sebebiyle büyük saygı görmüş oldu.
Sadece aşk yaşamı ve kişisel servetiyle ilgili devamlı olarak gelen utanç verici hikayeler onun itibarını zedeledi.
Skandallar ve sıhhat sorunları sebebiyle 2014 senesinde tahttan çekildi ve 2020’de mali işleriyle ilgili soruşturmalar esnasında rafa kaldırıldığı için Abu Dabi’de kendi isteğiyle sürgüne gitti.