İsrail Gazze’yi yerle bir etmeye devam ederken, Filistinlilerin ölü sayısı 7.028’e ulaştı – 2005 saldırısından bu yana en yüksek sayı

0
Yaralı Filistinliler, Salı günü meydana gelen patlamanın ardından El Ahli hastanesinden geldikten sonra Gazze Şeridi'nin merkezindeki Gazze Şehri'ndeki El Şifa hastanesinde oturuyorlar.  — X@ap
Yaralı Filistinliler, Salı günü meydana gelen patlamanın arkasından El Ahli hastanesinden ulaştıktan sonra Gazze Şeridi’nin merkezindeki Gazze Şehri’ndeki El Şifa hastanesinde oturuyorlar. — X@ap

Perşembe günü Hamas tarafınca yönetilen sıhhat bakanlığının verilerine nazaran, İsrail saldırıları sonucu Gazze’de 2.913’ü çocuk ve 1.709’u hanım olmak suretiyle minimum 7.028 Filistinli öldü.

Gazze’deki çatışmalarda ölenlerin sayısı, İsrail’in 2005’te tek taraflı olarak bölgeden çekilmesinden bu yana en yüksek seviyeye ulaştı.

Ordu Perşembe günü yapmış olduğu açıklamada, İsrail’in Gazze Şeridi’ne tanklar, birlikler ve zırhlı buldozerler gönderdiğini ve Hamas’ın kontrolü altındaki bölgeden çekilmeden ilkin bir gecede “hedefli bir baskın” düzenleyerek oldukça sayıda bölgeyi yok ettiğini söylemiş oldu.

Başbakan Binyamin Netanyahu’nun kara savaşı hazırlıklarının başladığını açıklamasından saatler sonrasında ordunun yayınladığı grenli gece görüş görüntülerindeki patlamanın arkasından gece gökyüzüne siyah duman terfi etti.

İsrail’in şimdiye kadar binlerce kişinin ölümüne neden olan en ölümcül Gazze savaşının 20. gününde ordu, kuvvetlerinin “oldukça sayıda terör hücresini, altyapıyı ve tanksavar roket fırlatma noktalarını” vurduğunu söylemiş oldu.

Şimal Gazze’deki operasyonun “savaşın sonraki aşamalarına hazırlık” amacıyla gerçekleştiğini belirten kurum, askerlerin “İsrail topraklarına döndüğünü” de sözlerine ekledi.

Siyah-beyaz videoda, Gazze sınır çitinin yakınında hareket eden bir takım zırhlı vasıta görülüyordu. Öteki görüntülerde ise hava saldırısı ve binaların cephaneyle vurulmuş olduğu ve enkazın havaya uçtuğu görülüyor.

Bir tek birkaç saat ilkin Netanyahu, Hamas’ın kanlı 7 Ekim saldırılarından sonrasında hala acı çeken ve öfkeli olan İsraillilere ulusal televizyonda gösterilen bir konuşmada “varlığımız için bir kampanyanın ortasındayız” demişti.

Resmi sayılara nazaran, ülke tarihinin en kötüsü olan şok saldırıda Hamas’tan oluşan silahlı gruplar Gazze’den İsrail’e akın ederek bir çok sivil olmak suretiyle 1.400’den fazla insanı öldürdü ve 224 kişiyi daha kaçırdı.

İsrail’in su, yiyecek, yakıt ve öteki temel kaynakların çoğunu kestiği kuşatma altındaki bölgede insanların çekmiş olduğu acıların boyutuna ilişkin şok büyürken, bu senaryo internasyonal alarmı daha da artırdı.

Cenup Gazze’de yaslı Filistinli hanım Ümmü Ömer el-Khaldi şunları söyledi: AFP İsrail saldırısında komşularının evi harabeye çeviren ve birçok kişinin korkuyla yerin altına gömülmesine yol açan bir saldırıda öldürüldüğüne iyi mi şahit bulunduğunu söyledi.

Dış dünyadan umutsuzca yardım isteyen hanım, “Onların bombalandıklarını gördük; çocuklar anneleri onlara sarılırken bombalandılar” dedi.

“Araplar nerede, insanlık nerede?” dedi. “Bizlere acıma et, bizlere acıma et.”

‘Hiçbir yer güvenli değil’

Muharebede artan ölü sayısı, İsrail’in 2005 senesinde minik kıyı topraklarından tek taraflı olarak çekilmesinden bu yana açık ara en yüksek sayı; bu, daha önceki dört Gazze savaşına şahit olan bir dönem.

Tüm mahalleler yerle bir edildi, cerrahlar bazı yaralıları anestezisiz ameliyat ediyor ve dondurma kamyonları geçici morglara dönüştü.

Kaotik sahnelerde, gönüllü acil durum ekipleri ve komşular, sivil kayıplarını çıkarmak için kimi zaman çıplak elleriyle kırık beton ve kumu pençeliyor.

Bir çok süre yalnızca üst üste yığılmış, kan lekeli beyaz kefenlere sarılmış cesetlerini buluyorlar.

BM’nin Filistin topraklarından görevli insani yardım koordinatörü Lynne Hastings, “Gazze’de hiçbir yer güvenli değil” dedi.

İsrail’in kuvvetli bir destekçisi olan ABD Başkanı Joe Biden, İsrail’in Hamas hedeflerini takip ederken “masum sivilleri koruması” ve “cenk yasalarına” uyması yönündeki çağrılara katıldı.

27 üyeli Avrupa Birliği’nin liderleri Perşembe günü, son aşama gereksinim duyulan yardımı sağlamak için harpte “insani bir duraklama” çağrısı yapılıp yapılmayacağını tartışıyorlardı.

Çarşamba günü Kahire’de konuşan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, “sivillerin yaşamını riske atacak büyük bir müdahalenin hata olacağı” mevzusunda uyardı.

Ürdün Kralı Abdullah da yaşanmış olan acıya duyulan öfkenin Orta Doğu’da “patlamaya yol açabileceğini” söylemiş oldu.

‘Cehennem ateşi yağıyor’

Yırtıcı bombalama kampanyasını yumuşatmaya yönelik artan çağrıların ortasında Netanyahu, İsrail’in “Hamas’ın üstüne cehennem ateşi yağdırdığını” ve “binlerce teröristi” öldürdüğünü söylemiş oldu.

Kendisi, “Hamas’ı ortadan kaldırmak” ve “esirlerimizi eve getirmek” amacıyla bir “kara saldırısının” zamanlamasını cenk kabinesi ve ordunun belirleyeceğini söylemiş oldu.

Sadece “Ne süre, iyi mi ve kaç tane kuvvetin katılacağını ayrıntılandırmayacağım” diye altını çizdi.

Netanyahu ek olarak ilk kez 7 Ekim’de ortaya çıkan güvenlik açıklarını açıklamak zorunda kalacağını da kabul etti.

“Hata incelenecek ve ben dahil hepimiz yanıt vermek zorunda duracak” dedi. “Fakat bunların hepsi hemen sonra olacak.”

Geleceği de düşünen Biden, “Bu kriz bittiğinde bundan sonrasında ne olacağına dair bir vizyonun olması icap ettiğini” altını çizdi.

Washington’un bağımsız İsrail ve Filistin devletleriyle iki devletli çözümü desteklediğini yineledi.

ABD başkanı, “Bu, tüm tarafların (İsrailliler, Filistinliler, bölgesel ortaklar, küresel liderler) bizi barışa giden yola sokmak için yoğun bir çaba harcanması anlamına geliyor” dedi.

Sadece şimdilik, şiddetli cenk, İran destekli Suriye ve Lübnan’daki Hizbullah benzer biçimde İsrail’in daha çok düşmanını çekmesi durumunda bölgesel bir çatışma korkusunu ateşledi.

Ortadoğu’da geniş bir askeri üs ağına haiz olan İsrail’in en büyük müttefiki ABD’ye yönelik saldırılarda da artış yaşandı.

İslam Devleti cihatçı grubunun kalıntılarıyla mücadeleye yardım etmek için Irak’ta ortalama 2.500, Suriye’de ise ortalama 900 Amerikan askeri bulunuyor.

Pentagon, 17-24 Ekim tarihleri ​​içinde ABD ve bağlaşık kuvvetlerine Irak’ta 10, Suriye’de ise üç hücum düzenlendiğini ve bu saldırıların “tek yönlü hücum uçakları ve roketlerden oluşan bir karışım”la gerçekleştiğini söylemiş oldu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir