IMF’den Kristalina Georgieva, İsrail-Hamas savaşının halihazırda bölgesel ekonomileri vurduğunu söylüyor

0
IMF Genel Müdürü Kristalina Georgieva, 8 Ekim 2019'da Washington DC'deki Uluslararası Para Fonu genel merkezinde konuşuyor.  — AFP
IMF Genel Müdürü Kristalina Georgieva, 8 Ekim 2019’da Washington DC’deki Internasyonal Para Fonu genel merkezinde konuşuyor. — AFP

Internasyonal Para Fonu (IMF) Genel Müdürü Kristalina Georgieva, Çarşamba günü Suudi yatırımcı zirvesinde yapmış olduğu açıklamada, İsrail ile Hamas içinde artan çatışmanın halihazırda komşu ülkelerin ekonomilerine zarar verdiğini söylemiş oldu.

Georgieva, Suudi başkenti Riyad’daki Geleceğe Yatırım Girişimi’nde (FII) İsrail’in komşularının, bilhassa de turizme dayalı olanların, tesirleri hissettiğini söylemiş oldu.

Georgieva, aralarında küresel bankacılık elitlerinin de bulunmuş olduğu bir dinleyici kitlesine şöyleki konuştu: “Komşu ülkelere (Mısır, Lübnan, Ürdün) bakmış olduğunuzda tesir kanalları esasen görülüyor.”

Hamas tarafınca yönetilen Gazze Sıhhat Bakanlığı tarafınca çarşamba günü açıklanan bilgiye bakılırsa, İsrail saldırıları 2.704’ü çocuk minimum 6.546 Filistinlinin yaşamını yitirdi ve 17.439 kişiyi de yaraladı.

İsrailli yetkililere bakılırsa Filistinli militan grup Hamas, 7 Ekim’de İsrail’e şok bir hücum düzenleyerek 1.400’den fazla insanı öldürdü ve 222 kişiyi rehin aldı.

İsrail, acımasız hava saldırıları ve Hamas yönetimindeki sıhhat bakanlığının muharebede şu ana kadar 6.546 kişinin öldürüldüğünü söylediği Gazze’yi neredeyse tamamen kara, deniz ve hava ablukasıyla yanıtladı.

Georgieva, Wall Street devlerinin forumda savaşın, bilhassa de öteki ülkeleri de içine alması halinde, dünya ekonomisine ağır bir darbe indirebileceğini söylemesinden bigün sonrasında konuştu.

Georgieva, “Aslına bakarsan kaygılı olan dünyada daha çok gerginlik görüyoruz” dedi.

Belirli riskleri sıralamadan ilkin bölgedeki ülkeler için potansiyel ekonomik maliyeti açıklayarak, “Turizme bağımlı ülkeler var – belirsizlik gezgin akışını öldürüyor” dedi.

“Yatırımcılar oraya gitmekten çekinecekler. Sigorta maliyeti; malları taşımak isterseniz artar. Halihazırda daha fazlasını kabul eden ülkelerde daha da fazla sığınmacı riski var.”

Sulh raydan mı çıktı?

“Çölde Davos” olarak adlandırılan senelik FII etkinliği, Suudi yetkililerin başarısının kısmen bölgesel istikrara bağlı bulunduğunu söylediği iç ekonomik reformları sergilemek için çoğu zaman Suudi Arabistan’a bir talih olarak hizmet etti.

Bu yıl Suudi Arabistan, İran ve Suriye ile bağlarını tekrardan kurdu, Yemen’de kalıcı bir ateşkes için baskı yapmış oldu ve 7 Ekim’de sertlik vakaları patlak vermeden ilkin İsrail’i tanıma yönünde görüşmelerde bulunuyordu.

Ihtimaller içinde normalleşmeye ilişkin tartışmalara aşina olan bir yetkili şunları söylemiş oldu: AFP bu ay şimdilik durduruldu, sadece analistler savaşın gidişatına bağlı olarak devam edebileceklerini söylüyor.

Suudi Maliye Bakanı Muhammed el-Jadaan, FII panelinde yapmış olduğu konuşmada, “7 Ekim’den ilkin, bölgeye büyük umutlar getiren pek fazlaca gerilimin azalması yaşandı ve son olayların bunu raydan çıkarmasını istemiyoruz.” dedi. Çarşamba.

İsrail’i ABD’nin aracılık etmiş olduğu 2020 Abraham Anlaşmaları’nın bir parçası olarak tanıyan Bahreynli mevkidaşı da bölgesel entegrasyon vaazını verdi.

Şeyh Salman bin Halife, “Mevcud, önceki kuşakların çizgileri olarak adlandırmayı sevdiğim geleneksel çizgiler – bunlar etnik çizgiler olabilir, bunlar dini çizgiler olabilir – artık bakmamamız ihtiyaç duyulan çizgiler.” El Halife dedi.

“Yok etmek isteyenlerin” “o geleceği yazmanın parçası” olmaması icap ettiğini de sözlerine ekledi.

Eski başkan Donald Trump döneminde Beyaz Saray danışmanı ve Abraham Anlaşması’nın baş yapıcılarından Jared Kushner, Hamas saldırısının normalleşmeyi bozmayı amaçladığını söylemiş oldu.

“Suudi Arabistan ile İsrail arasındaki ilerleme inanılmaz derecede iyi ilerliyordu ve bunun şeytani güçler için büyük bir tehdit oluşturduğunu düşünüyorum” dedi.

“Eğer İbrahim Anlaşmaları devam ederse ve hepimiz bir araya gelirse, bu açıkça insanların durdurmak isteyeceği bir şeydir.”

‘Her şey yoluna girecek’

Birçok yüksek profilli konuşmacı mevcut bölgesel çalkantıya değinirken, FII katılımcıları dünyanın en büyük petrol ihracatçısı olan Suudi Arabistan’ın şoklara dayanma ve varlıklı bütçeli devlet servet fonu Kamu Yatırım Fonu’nu kullanarak reformları finanse etme kapasitesinin altını çizdi.

Krallığın fiili hükümdarı Veliaht Prens Muhammed bin Salman’ın Vizyon 2030 gündemi, Suudi Arabistan’ı 500 milyar dolarlık fütüristik yatırım da dahil olmak suretiyle sözde devasa projelerle işaretlenmiş bir gezim ve iş merkezine dönüştürerek ekonomiyi fosil yakıtlardan uzaklaştırmayı amaçlıyor. NEOM olarak malum mega kent.

İtalyan Internasyonal Siyasal Araştırmalar Enstitüsü Orta Doğu analisti Naser el-Tamimi, “Suudi Arabistan’da her şey ilerleyecek ve Batı ülkeleri ile Hindistan ve Çin’deki firmalar Suudi pazarını kaçırmayacak” dedi.

“Ortadoğu’nun en büyük ekonomisinden, Ortadoğu’nun en büyük inşaat pazarından bahsediyorsunuz.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir