IHC, gizyazı davasında Imran Khan’ın kefalet talebine ilişkin kararını saklı tutuyor

0
İslamabad Yüksek Mahkemesi'nin görünümü.  — Coğrafi Haberler/Dosya
İslamabad Yüksek Mahkemesi’nin görünümü. — Coğrafi Haberler/Dosya

İslamabad Yüksek Mahkemesi (IHC), Pazartesi günü Pakistan Tehreek-e-Insaf (PTI) Başkanı Imran Khan’ın tutuklama sonrası kefaletle özgür bırakılması ve kendisine karşı oluşturulan gizyazı davasının iptali talebiyle sunmuş olduğu dilekçeler ile alakalı kararını saklı tuttu.

Bu gelişme, Resmi Sırlar Yasası kapsamındaki davaları yargılamak suretiyle kurulan hususi bir mahkemenin, Nisan 2022’de güvensizlik oyu ile görevden alınan eski başbakan ve PTI Başkan Yardımcısı Şah Mahmood Kureyşi hakkında dava açmasından bigün ilkin geldi. Diplomatik kablo davası.

Hususi mahkeme, geçen hafta davada ikiliye yönelik suçlamaları çerçevelemek için 17 Ekim tarihini belirlemişti. Hususi mahkeme hakimi Abual Hasnat Muhammad Zulqarnain, davayı yarın (Salı) Rawalpindi’nin Adiala hapishanesinde görmeye devam edecek.

18 Ağustos’ta, Federal Soruşturma Ajansı’nın (FIA) söz mevzusu yasanın 5. Maddesini devreye sokmasının peşinden, devrilen başbakan, 1923 Resmi Sırlar Yasası kapsamında gizyazı davasında yer aldı. Diplomatik telgrafın İmran’ın elinde kaybolduğu bildirildi. Eski iktidar partisine gore, kablo ABD’nin PTI hükümetini devirme tehdidini içeriyordu.

İmran şu anda gizyazı davasında adli tutukluluk sebebiyle Adiala hapishanesinde bulunuyor. 5 Ağustos 2023’te Toshakhana davasında 3 yıl hapis cezasına çarptırıldıktan sonrasında gözaltına alındı. Başlangıçta Attock hapishanesinde tutuldu sadece ondan sonra kendi isteği üstüne Adiala hapishanesine nakledildi.

Burada IHC’nin Toshakhana davasında PTI başkanına verilen cezayı 29 Ağustos’ta ertelediğini belirtmekte yarar var.

Bugünkü duruşmanın başlangıcında FIA hususi savcısı şunları söylemiş oldu: “Bu, şüphelinin [Imran] İşledikten sonrasında suçunu itiraf etti.”

Savcı, iddialarını dile getirerek, 2023 tarihindeki Resmi Sırlar Yasası’nın, gizli saklı belgelerin kamuya açıklanması durumunda en fazla 14 yıl hapis yada ölüm cezası öngördüğünü söylemiş oldu.

Bunun üstüne İmran’ın avukatı Sardar Latif Khosa, müvekkilinin diplomatik telgrafı kamuoyuna açıklamadığını savundu ve simgesel olarak yalnız bir kağıdı havada salladığını ekledi.

7 Mart 2022’de devrin başbakanı olarak görevden alınmasından günler ilkin, İslamabad’daki Geçit Töreni’nde kalabalığın önünde, bunun yabancı bir komplonun “delilini” içerdiğini iddia etmiş olduğu şeyin şifresi bulunduğunu iddia eden bir mektup sallamıştı. hükümetine karşı.

Sadece FIA savcısı, şifrenin gizli saklı bir belge bulunduğunu ve ihtiva ettiği bilgilerin kamuya açıklanamayacağını savundu.

PTI, CJP’yi dikkate almaya çağırıyor

İmran’ı “fikir mahkumu” olarak nitelendiren PTI, tutuklu eski başbakanın en fena adli süreç yöntemiyle en fena türde siyasal mağduriyete maruz kaldığını iddia etti.

Partinin çekirdek komite toplantısı sonrasında gösterilen bildiride, eski iktidar partisinin bununla beraber Khan’ı siyasal mağduriyete maruz bırakacak “hakkaniyet gereği cinayeti”ni de kuvvetli bir halde kınadığı açıklandı.

Eski iktidar partisi, Pakistan Başyargıcı (CJP) Qazi Faez Isa’yı durumu derhal dikkate almaya çağırdı.

Bildiriyi okuyunca, görünüşe gore Yargı, bilhassa de yüksek mahkeme, Anayasayı desteklemekte ve Anayasada güvence altına alınan temel hakları korumakta kötü halde başarısız oldu.

Mahkemenin gizyazı davasındaki işlemlerine atıfta bulunan PTI, devletin Toshakhana davasında olduğu benzer biçimde İmran’ı evvelde belirlenmiş bir kararla cezalandırmaya emin göründüğünü söylüyor.

Dava

Münakaşa ilk olarak 27 Mart 2022’de, İmran’ın – Nisan 2022’de devrilmesinden bir aydan kısa bir süre ilkin – halka açık bir mitingde konuşma yaparken kalabalığın önünde bir mektup sallayarak bunun yabancı bir ülkeden gelen bir gizyazı bulunduğunu iddia etmesiyle ortaya çıktı. siyasal rakipleri PTI hükümetini devirmeye çalıştı.

Mektubun içeriğini açıklamadı ve mektubun geldiği milletin adını da söylemedi. Sadece birkaç gün sonrasında ABD’yi kendisine karşı komplo kurmakla suçladı ve Cenup ve Orta Asya İşlerinden Görevli Dışişleri Bakan Yardımcısı Donald Lu’nun görevden alınmasını istediğini iddia etti.

Gizyazı, Pakistan’ın eski ABD büyükelçisi Majeed’in Lu ile görüşmesiyle ilgiliydi.

Devrik başbakan, şifrenin içeriğini okuduğunu iddia ederek, “İmran Han’ın iktidardan uzaklaştırılması halinde Pakistan için her şey affedilecek” dedi.

Hemen sonra 31 Mart’ta Ulusal Güvenlik Komitesi (NSC) mevzuyu ele aldı ve “Pakistan’ın iç işlerine belirgin müdahalesi” sebebiyle ABD’ye “kuvvetli bir yaptırım” sonucu vermeye karar verdi.

Hemen sonra, görevden alınmasının peşinden devrin başbakanı Şehbaz Şerif, MGK’yı bir toplantıya çağırdı ve bu görüşmede, yazışmalarda yabancı bir komploya dair hiçbir kanıt bulunmadığı sonucuna vardı.

Bu olayların peşinden interneti kasıp kavuran ve halkı şok eden iki ses sızıntısında, eski başbakan, devrin federal bakanı Asad Umar ve devrin ilke sekreteri Azam’ın ABD şifresini ve bunun iyi mi kullanılacağını tartıştığı iddia ediliyordu. onların avantajına.

30 Eylül’de federal kabine mevzuyu dikkate aldı ve ses sızıntılarının içeriğini araştırmak için bir komite oluşturdu.

Ekim ayında kabine, eski başbakana karşı dava başlatılması yönünde yeşil sinyal verdi ve davayı FIA’ya devretti.

FIA’ya mevzuyu soruşturma görevi verildiğinde, İmran, Umar ve partinin öteki liderlerini çağırdı, sadece PTI şefi celbe itiraz etti ve mahkemeden yürütmeyi durdurma sonucu aldı.

Lahor Yüksek Mahkemesi (LHC), bu senenin temmuz ayında, FIA’nın Imran’a yapmış olduğu çağrıya karşı verilen yürütmeyi durdurma kararını geri çağırdı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir