Toplumsal medya sizi kızdırıyor. Bir tek görmezden gelmeniz gerekiyor.
İki hafta ilkin, sanırım bir tek beni sinirlendirmek amacıyla yazılmış bir tweet gördüm. Bu bir tek fena bir yaklaşım değildi; internette bunlardan oldukça var. Bu, Bugün Toplumla İlgili tüm Kişisel Niteliklerimi çiviledi. Bu, orada işlerin giderek daha da kötüye gittiğinin tüm ufak yollarının göstergesiydi ve – bu tweet’ler devamlı olduğu şeklinde – alaycılıkla damlıyordu.
Ondan sonra netleşecek nedenlerden dolayı bağlantı vermeyeceğim tweet, eğer birisinin her insanın önünde kendi videosunu çektiğini görürseniz, kameranın yanından geçip videosunu mahvetmeden ilkin onun bitmesini beklemeniz icap ettiğini savunuyordu. Mesajda “Eğer bunu yapamıyorsanız o süre çağdaş bir toplumun parçası olmayı hak etmiyorsunuz” yazıyordu. Söz mevzusu video, bir trenin istasyona girmiş olduğu sırada bir metro platformunda çekilmemiş olsaydı, bu oldukça makul bir argüman olurdu (standart web abartısı bağlamında). Kameranın önünde yürüyen bu sözde kaba, kalpsiz insanların kelimenin tam anlamıyla gidecek başka bölgeleri yoktu.
Bu tweet’te beni kızdıran her şeyi sıralayabilirim; bilhassa de yazarın, videodaki kızın çekiciliğini davranışını haklı çıkarmanın bir yolu olarak kullanan (ve sonrasında bunu yapamayan insanlara hakaret ederek sınıfçılığa başvuran) sonraki yanıtı. “daha büyük bir otomobil almaya param var” ve bu yüzden “trenleri dolduruyordu”): Metro platformundaki insanların yüzde 99’unun güvenliğini göz önünde bulundurmadan, kendisini temelde toplumsal yanlısı bir görüş olarak sunuyor – cemiyet içinde düşünceli olmanız gerektiği yönünde. kalabalık bir alanda kendi videolarını çekmiyorlardı; toplu taşımayı fon olarak kullanan kişinin arzularını, gidecekleri yere ulaşmak için kullanan kişilerin gereksinimlerinden daha ön planda tutuyor; temelde onursuz davranışları yüceltmeye çalışır (nerede olursanız olun, bilhassa de başkalarına hastalık verdiğinde, kendi fotoğrafınızı çekerken en azından birazcık utanmanız gerektiğine kesinlikle inanıyorum). En kötüsü, bunun tam tersini savunurken nezaket ve sosyalliğin değerine bir davet olarak okunmasıdır. Tweette, sanki insanların rastgele bir kadının TikTok’unun güvenli bir halde işe gidip gelmekten daha mühim olmasından duyduğu hastalık, Roma’nın yağmalanmasına benziyormuş şeklinde, “Toplumların sonu bu şekilde biter” deniyordu. “Hayır hayır“ Düşündüm, “BuAslına bakarsak toplumların sonu da budur.”
Açıkçası çoktan kaybetmiştim. Tweet beni ele geçirmişti ve fena tweetlerin eline geçmek zavallı davranışıydı. Bu yüzden bunu kendime bir hatırlatma olarak yazıyorum, fakat hem de bunu alıntılayan-tweetleyen ortalama 20.000 kişiye de bir hatırlatma olarak: Söylem tuzağını görmezden gelmelisiniz.
Sonuçta o tweet söylem tuzağıydı bu sebeple söylem tuzağı her yerde. Söylem tuzağı, insanların tıklayacaklarını bildikleri için “mikro hile” şeklinde düzmece toplumsal felaketler hakkında makaleler yazmaları yada 14 yaşındaki evlatların kendilerini rahatsız etmiş olduğu için filmlerde sex sahnelerinin olmaması icap ettiğini düşündükleri hakkında TikToks oluşturmalarıdır ( 14 yaşındalar, elbet sex onları rahatsız ediyor!). Söylem tuzağı, birisinin fasulye çorbası tarifi hakkında yorum yapmış olup “fasulyeyi sevmiyorsa” ne yapacağını sorması ve her insanın “o halde niçin videoyu izliyorsun?” diye sormasıdır. ve bu bir tüm haline geliyor. İnsanların “kız” mevzusunda hakkaten sinirlenmesi söylem tuzağıdır [insert thing]” yada hiçbir anlam ifade etmeyen ve beş dakika içinde ortadan kaybolacak olan herhangi bir sözde web trendi.
Tıpkı TikTok trendleri ve viral tweet’ler şeklinde, bu insanların fikirlerinin hiçbirinin önemi yok. Eğer toplumsal medya olmasaydı ve hâlâ otoriter, merkezi bir kitle yazışma araçları biçiminde bir tür kültürel bekçiliğe haiz olsaydık, dışarıda başkalarına bakan ve onların aslına bakarsak “NPC”ler olabileceğini düşünen insanların bulunduğunu asla bilemezdiniz. ya da yalnızca tekbenci Tumblr söylemiyle büyüyen insanoğlu, rızaya dayalı bir erişkin ilişkisinde beş senelik bir yaş farkını, “güç dinamiği” sebebiyle doğası gereği sorunlu görüyorlar. Bu tarz şeyleri asla bilemezsiniz bu sebeple bunlara inanan insan sayısı istatistiksel olarak anlamlı değildir.
Fakat şimdi bu insanoğlu kendilerini kültürel güce haiz buldular. Şimdi içlerinden biri halka açık bir şey söylemek istediğinde, altın rengi bir tepki, cevap, yorum ve alıntı-tweet ve dikiş atılıyor ve bunlar temelde şu anlama geliyor: “Vay be, şu rastgele kişinin neye inandığına bir bakın! Ne kadar yanıldığına inanabiliyor musun?” Bu anlaşılabilir bir dürtü: İnsanlar kamuoyunda haklı olmak iyi hissettirdiği için fakat hem de bunun için ödüllendirildikleri için söylem tuzağına düşüyorlar. İnsanların, eskiden Twitter olarak malum internet sayfasındaki mavi “doğrulanmış” rozeti için ayda 8 dolar ödemelerinin bir sebebi var ve bunun sebebi, söyledikleri şeylerin (tutarı ödenmiş) bir statü parıltısı ve otoriter ağırlıkla dolu olmasıdır. Viral olma ve hangi platformda olduğunuza bağlı olarak görüntülemelerden gerçek para kazanma şansı yardımıyla, basit kullanıcılar bile tartışmalardan kazanç elde edebilir.
Bir sonraki kısmı söylememeniz gerekiyor bu sebeple eğer web, teknoloji kurucuları ile onların platformlarını oluşturan basit insanoğlu içinde bir çekişme ise, sizin de insanların tarafında olmanız gerekir. Fakat gene de şunu söyleyeceğim: İnternetten söylem tuzağına düşerek para kazanmak fena ve utanç verici.
var sevdiğim bir meme koşunun ortasında bir iskelet. “SADECE DIŞARI ÇIKIN! Ayrılabilirsin!!!” şu şekilde yazıyor ve arkasından sıralama formatında: “iş, toplumsal şeyler, beyazperde, ev, dişçi, giyim mağazası, fazla heybetli ot mağazası, acele olursa polisler, dost gemileri: EĞER BÖYLEYSE… TUĞLALARA VURUN!! Gerçek kazananlar vazgeçer.” Bunu en oldukça algoritmik toplumsal medyaya dikkat etme açısından düşünüyorum. Platformlar üstünde hiçbir süre basitçe “kimin umrunda” deyip sekmeyi kapatmaktan daha çok güce haiz olamayız.
Şu sebeple platformlar söylem tuzağını ödüllendirmekten asla vazgeçmeyecek. NPC komplo teorisi hanımı şeklinde görünme riskini göze alarak, onlardan görevli kişiler, telefonlarımızda sinmiş ve gerilmiş kaldığımız her saniyeden para kazananlar yerine, birbirimizin fena fikirlerine kızmamızı istiyor. Max Fisher’ın bir incelemesinde şu şekilde yazıyor: “Bölücülük etkileşimi artırır, bu da reklam gelirlerini artırır.” Kaos Makinesi, algoritmik toplumsal medyanın aşırı partizanlığı ve öfkeyi iyi mi körüklediği ve birkaç adamı iyi mi oldukça varlıklı kıldığı hakkında bir kitap. Toplumsal medyayı kullanan neredeyse hepimiz bunu bir düzeyde biliyor, sadece gene de tertipli olarak hatırlatmaya kıymet: Basit insanların birbirlerinden etken olarak nefret etmeleri ve hemcinslerimize karşı tutumlarımızın daha da antisosyal hale gelmesi, gerçek güce haiz olanlar için avantajlıdır. ta ki güvendiğimiz tek insanoğlu, gerçek insanların tüm dağınıklığı ve kendine özgü özellikleriyle gelmeyene ve yalnızca ekranlarda var olana kadar. Söylem tuzağı, en fena, en dar görüşlü ve bireyci dürtülerimizden yararlanarak bizi daha azca insan yapıyor ve paralı çıkarların bizi sömürmesini kolaylaştırıyor. Ve sevgili metro istasyonu görgü kuralları tweeter’ıma, toplumların sonunun bu şekilde bulunduğunu iddia ediyorum.
İnternette yapılabilecek pek oldukça keyifli şey var. Evlenmeye niyetiniz olmasa bile güzel Pinterest düğün panoları hazırlayarak zamanınızı harcayabilirsiniz. Japonya Zamanı videosunu zilyonuncu kez seyredebilirsiniz. Bir kadeh şarap içip tanıdığınız her insanın Instagram Hikayelerine coşkuyla cevap verebilirsiniz. Wordle ya da Worldle ya da Heardle ya da Semantle oynayabilir, 2012’den 2021’e kadar onlarca en iyi, en etkisinde bırakan, her şey hakkında düşünme şeklinizi değiştiren uzun biçimli gazeteciliği okuyabilir ya da orta derece seyredebilirsiniz. SNL 2007’den eskizler. Herhangi bir şey, hakkaten herhangi bir şey, bir yerlerdeki bir yabancının sizinle aynı fikirde olmamasından dolayı üzülmektense zamanınızı daha iyi kullanmaktır. Ve eğer benimle aynı fikirde değilseniz, bu mevzuda düzgüsel davranın ve grup sohbetinde saçma sapan konuşun.
Bu sütun ilk olarak Vox Culture bülteninde gösterildi. Buradan kaydolun böylece bir sonrakini kaçırmazsınız, ek olarak haber bültenine hususi fırsatlardan yararlanırsınız.