Pakistan, BM’yi Keşmir problemininin barışçıl çözümü için baskı halletmeye çağırdı

0
Pakistan'ın Birleşmiş Milletler (BM) daimi temsilcisi Münir Akram.  — UYGULAMA/Dosya
Pakistan’ın Birleşmiş Milletler (BM) sürekli temsilcisi Münir Akram. — UYGULAMA/Dosya

Pakistan’ın Birleşmiş Milletler (BM) sürekli temsilcisi Münir Akram Salı günü, dünya organına, devam eden Keşmir anlaşmazlığının Güvenlik Konseyi kararlarına uygun olarak ve Keşmir halkının istekleri doğrultusunda barışçıl bir çözüme kavuşturulması için baskı yapması çağrısında bulunmuş oldu.

BM Genel Kurulu Hususi Siyasal ve Sömürgelikten Kurtulma (Dördüncü) Komite toplantısında konuşan Akram, Hindistan’ın Jammu ve Keşmir’deki işgalini “günümüz sömürgeciliğinin en fena tezahürü” olarak nitelendirdi.

1946’dan bu yana 80 eski sömürgenin bağımsızlığını kazandığını kaydeden Erdoğan, “en önemlisi işgal altındaki Jammu, Keşmir ve Filistin halkı” olmak suretiyle kendi kaderini belirleme hakkından hâlâ yoksun bırakılan insanların bulunduğunu söylemiş oldu.

Elçi, Keşmir halkının kendi kaderini belirleme hakkının, Jammu ve Keşmir Eyaleti’nin nihai düzeninin halk tarafınca özgür ve özgür bir halde kararlaştırılması icap ettiğini öngören 47 numaralı BMGK sonucunda ve daha sonraki birçok kararda açıkça tanındığını söylemiş oldu. BM himayesinde düzenlenen adil halk oylaması.

Bu kararların hem Hindistan hem de Pakistan tarafınca kabul edildiğini ifade eden Erdoğan, BM Şartı’nın 25. maddesi uyarınca her iki tarafın da bu kararları uygulamakla yükümlü bulunduğunu ifade ederek, UYGULAMA bildirdi.

Akram, konuşmasında, Ortadoğu’da kalıcı barışın sadece iki devletli çözümle, 1967 öncesi sınırlara ve Kudüs’e haiz, yaşayabilir, bağımsız ve bitişik bir Filistin Devleti’nin kurulmasıyla sağlanabileceğini söylemiş oldu. Başkenti Şerif’tir.

Keşmir mevzusunda ise Hindistan’ın 75 senedir güç ve dolandırıcılık kanalıyla BM kararlarını uygulamaktan kaçındığını ve 1989’dan bu yana “acımasız” baskı kampanyasıyla 100.000 Keşmirlinin öldürüldüğünü söylemiş oldu. Kendisi, 5 Ağustos 2019’dan bu yana Hindistan’ın, liderlerinin “nihai çözüm” olarak tanımladığı şekilde işgal altındaki Keşmir’i ilhak etmek için “tek taraflı ve yasadışı adımlar” attığını söylemiş oldu.

Büyükelçi Akram, “Güvenlik Konseyi’nin 122 (1957) sayılı Sonucu, ‘devletin tamamının yada herhangi bir kısmının gelecekteki şeklini ve bağlantısını belirlemeye yönelik tek taraflı tedbirlerin devletin tasarrufu anlamına gelmeyeceğini’ öngörüyor” dedi ve netice olarak şunları ekledi: Hindistan’ın 5 Ağustos 2019’da ve sonrasında gerçekleştirdiği tüm tek taraflı eylemler yalnızca yasa dışı değil, bununla birlikte ipso facto, geçersiz ve hükümsüzdür.”

“Bugün Keşmir, dünyanın en yoğun şekilde işgal edilen yeridir; burada konuşlanmış 900.000’den fazla Hint işgal askeri, düzmece karşılaşmalar ve sözde ‘kordon ve arama’ operasyonları kanalıyla acımasız bir yargısız infaz kampanyası yürütmüştür; 13.000 Keşmirli genç çocuğun kaçırılması ve zorla kaybedilmesi; toplu cezalar, köylerin ve kentsel mahallelerin tamamının yok edilmesi ve yakılması” dedi.

Elçi, “Klasik bir yerleşimci-sömürgeci projeyle, Hindistan işgal altındaki Keşmir’i Müslümanların çoğunlukta olduğu bir eyaletten Hinduların çoğunlukta olduğu bir bölgeye dönüştürmeye çalışıyor” dedi ve dünyanın dört bir yanından Hindulara 3,4 milyondan fazla düzmece ikamet belgesi verildiğine dikkat çekti. Hindistan.

Komiteye, “Keşmirlilerin toprak ve mülklerine askeri ve resmi kullanım amacıyla da el konuluyor” dedi. Hindistan’ın acımasız kampanyasının, Hinduların dini ve etnik üstünlüğünü ve Müslümanlara karşı nefreti öne devam eden ‘Hindutva’ ideolojisi tarafınca turboşarjlandığını söylemiş oldu.

“Bu, Soykırım İzleme örgütünün işgal altındaki Jammu ve Keşmir’de ve aslına bakarsak Hindistan’daki Müslümanlara karşı soykırım olasılığı mevzusunda uyarıda olmasına yol açtı. Cenup Asya’da kalıcı bir barışa ulaşmak için Cammu ve Keşmir anlaşmazlığının çözümünün koşul bulunduğunun altını çizen Akram, çözüme yönelik diyalog için lüzumlu koşulları yaratma sorumluluğunun Hindistan’da bulunduğunu söylemiş oldu.

Bu amaçla Hindistan’ın işgal altındaki Jammu ve Keşmir’deki insan hakları ihlallerini durdurması icap ettiğini söylemiş oldu; oradaki demografik değişiklik sürecini durdurun ve tersine çevirin; 5 Ağustos 2019 ve sonrasında uygulanan hukuka aykırı ve tek taraflı tedbirlerin iptal edilmesi.

“Birleşmiş Milletler ve tüm üye devletleri, Jammu ve Keşmir anlaşmazlığının BM Güvenlik Konseyi kararları ve Keşmir halkının istekleri doğrultusunda barışçıl bir çözüme kavuşturulmasını teşvik etmek için Koşul’a bağlıdır” diye ekledi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir