Imran Khan, hususi mahkeme tarafınca kefalet talebinin reddedilmesine karşı IHC’yi harekete geçirdi

0
PTI Başkanı Imran Khan, bu tarihsiz fotoğrafta Şah Mahmood Kureyşi ile birlikte halka açık bir toplantıda konuşuyor.  — AFP/Dosya
PTI Başkanı Imran Khan, bu tarihsiz fotoğrafta Şah Mahmood Kureyşi ile beraber halka açık bir görüşmede konuşuyor. — AFP/Dosya

Pakistan Tehreek-e-Insaf (PTI) Başkanı Imran Khan Cumartesi günü İslamabad Yüksek Mahkemesi’ne (IHC) hususi mahkemenin gizyazı davasında kefalet talebini reddeden sonucuna itiraz eden bir dilekçe sundu.

Gensoru önergesi sonrasında görevden alınan eski başbakanın savunması muhtemelen 18 Eylül Pazartesi günü IHC tarafınca görüşülecek.

Resmi Sırlar Yasası uyarınca oluşturulan hususi bir mahkeme, perşembe günü Khan ve partisinin başkan yardımcısının gizyazı davasında tutuklama sonrası kefalet taleplerini reddetmişti.

Mahkeme Çarşamba günü İmran ve Kureyşi’nin tutukluluk süresini 26 Eylül’e kadar uzattı.

Geçen ay FIA, gizli saklı belgeyi siyasal çıkarlar için yanlış yere koyduğu ve kötüye kullandığı iddiasıyla onları Resmi Sırlar Yasası kapsamında tutuklamıştı.

Hemen sonra vakaya ilişkin soruşturma kapsamında her iki önder de tutuklandı ve sanıkların yargılanması için hususi bir mahkeme kuruldu.

Sadece hususi mahkeme, savcının hakime bu aşamada tutuklanmasının lüzumlu olmadığını söylemesinin peşinden ABD şifresiyle ilgili davada PTI lideri Asad Umar’ın kefaletini onayladı.

Gizyazı kapısı nedir?

Münakaşa ilk olarak 27 Mart 2022’de, Khan’ın Nisan 2022’de devrilmesinden yalnız birkaç gün ilkin, bunun yabancı bir ülkeden gelen bir gizyazı bulunduğunu iddia eden ve hükümetinin iktidardan uzaklaştırılması icap ettiğini belirten bir mektubu savurmasıyla ortaya çıktı.

Mektubun içeriğini açıklamadı ve onu gönderen ülkenin adını söylemedi. Sadece birkaç gün sonrasında ABD’yi aradı ve Cenup ve Orta Asya İşlerinden Görevli Dışişleri Bakan Yardımcısı Donald Lu’nun görevden alınmasını istediğini söylemiş oldu.

Gizyazı, Pakistan’ın eski ABD büyükelçisi Asad Majeed’in Lu ile görüşmesiyle ilgiliydi.

Eski başbakan, şifrenin içeriğini okuduğunu iddia ederek, “İmran Han’ın iktidardan uzaklaştırılması halinde Pakistan için her şey affedilecek” dedi.

Hemen sonra 31 Mart’ta Ulusal Güvenlik Komitesi (NSC) mevzuyu ele aldı ve “Pakistan’ın iç işlerine belirgin müdahalesi” sebebiyle ülkeye “kuvvetli bir yaptırım” sonucu vermeye karar verdi.

Hemen sonra, onun görevden alınmasının peşinden devrin başbakanı Şehbaz Şerif, MGK’yı başka bir toplantıya çağırdı ve bu görüşmede şifrede yabancı bir komploya dair hiçbir kanıt bulunmadığı sonucuna varıldı.

Eski başbakana karşı oluşturulan gizyazı davası, baş sekreteri Azam Khan’ın bir barış yargıcı ve Federal Soruşturma Ajansı (FIA) önünde eski Başbakanın ABD şifresini “siyasal kazanımları” için kullandığını ve bir oylamayı engellemek için kullandığını açıklamasının peşinden ciddileşti. ona karşı itimat yok.

Eski siyasetçi, itirafında, şifreyi eski başbakana verdiğinde “coşkulu” bulunduğunu ve dili “ABD’nin gaflarından biri” olarak nitelendirdiğini söylemiş oldu. Azam’a nazaran eski başbakan, hemen sonra telgrafın “seviye ve muhalefete karşı bir anlatı oluşturmak” için kullanılabileceğini söylemiş oldu.

Azam, kendisine bu tür eylemlerden kaçınması tavsiyesine karşın ABD şifresinin PTI başkanı tarafınca siyasal toplantılarda kullanıldığını söylemiş oldu. Kendisi ek olarak eski başbakanın kendisine, şifrenin kamuoyunun dikkatini muhalefetin gensoru önergesine “dış müdahaleye” yöneltmek için kullanılabileceğini söylediğini belirtti.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir