3.000 Gazzeli çocuk soğukkanlılıkla şehit edilirken, İsrail yıldırımları ve ılık kara saldırıları devam ediyor
Perşembe günü Hamas tarafınca yönetilen sıhhat bakanlığının verilerine bakılırsa, İsrail saldırıları sonucu Gazze’de 2.913’ü çocuk ve 1.709’u hanım olmak suretiyle minimum 7.028 Filistinli öldü.
Gazze’deki çatışmalarda ölenlerin sayısı, İsrail’in 2005’te tek taraflı olarak bölgeden çekilmesinden bu yana en yüksek seviyeye ulaştı.
Ordu Perşembe günü yapmış olduğu açıklamada, İsrail’in Gazze Şeridi’ne tanklar, birlikler ve zırhlı buldozerler gönderdiğini ve Hamas’ın kontrolü altındaki bölgeden çekilmeden ilkin bir gecede “hedefli bir baskın” düzenleyerek oldukça sayıda bölgeyi yok ettiğini söylemiş oldu.
Başbakan Binyamin Netanyahu’nun kara savaşı hazırlıklarının başladığını açıklamasından saatler sonrasında ordunun yayınladığı grenli gece görüş görüntülerindeki patlamanın arkasından gece gökyüzüne siyah duman terfi etti.
Arap ülkeleri Gazze’deki ‘açık ihlalleri’ kınadı
İsrail’in yoğun bombardımanına maruz kalan Gazze’de sivillerin hedef alınması ve “internasyonal hukukun belirgin ihlali” Perşembe günü Birleşik Arap Emirlikleri, Ürdün, Bahreyn, Suudi Arabistan, Umman, Katar, Kuveyt, Mısır ve İsrail tarafınca kınandı. Fas.
Arap uluslarının dışişleri bakanları, Hamas militanlarının 7 Ekim’de gerçekleştirdiği yıkıcı saldırının arkasından İsrail’in meşru savunma hakkıyla Filistin halkının haklarını göz ardı etmenin haklı gösterilemeyeceğini deklare etti.
İsrail, Hamas haber alma şefi yardımcısını öldürdüğünü iddia etti
İsrail ordusu, Gazze’de Hamas tesislerini hedef aldığını iddia etmiş olduğu bir gecede kara operasyonu başlatmak için tankları kullandıktan sonrasında, Hamas haber alma şef yardımcısını öldürdüğünü iddia ediyor.
Gazze Sıhhat Bakanlığı kuşatma altındaki bölgede bir “sıhhat felaketi” yaşanabileceği mevzusunda uyarıda bulunmuş oldu ve İsrail’i hastanelerin kapanmasına kasıtlı olarak izin vermekle suçladı.
Aile üyelerinin hava saldırısında ölmesinin arkasından, El Cezire İsrail’in Gazze’ye yönelik “fark gözetmeyen saldırısını” kınıyor. Wael Dahdouh örgütün Gazze’deki ofis şefidir.
Filistinli gazeteci internasyonal koruma istedi
Gazze’deki insani krizi sahada haberleştirerek popülerlik kazanan Filistinli gazeteci Motaz Azaiza, güvenliğiyle ilgili endişelerin arkasından internasyonal koruma talebinde bulunmuş oldu.
“Bana bir şey olursa, bu çılgınlık savaşını durdurabilen ve durdurmayan asla kimseyi asla affetmeyeceğim. Bu yüzden lütfen bana bildiri atmayı ve beni röportaj için aramayı bırakın, insanlara söyleyecek ya da açıklayacak bir şeyim yok. şahit olundu ve yakalandı”, diye yazdı Azaiza bir Instagram gönderisinde.
“Dün muhabirimi gördüm. El Cezire tüm ailesini kaybettiğinde ve ister emin olun ister inanmayın buradaki her şeyi silecektim, yalnız dünyaya göstermek için daha fazlasını yitirmek istemiyorum”, diye ekledi.
Hamas, İsrail’in saldırılarında Gazze’de 50 esirin öldürüldüğünü deklare etti
Hamas’ın askeri kolu El Kassam Tugayları’nın Telegram hesabına bakılırsa, grubun sözcüsü Ebu Ubeida Perşembe günü yapmış olduğu açıklamada, İsrail saldırıları sonucu Gazze’de öldürülen Hamas’ın elindeki tutukluların tahmini sayısının ortalama bulunduğunu söylemiş oldu. elli.
Sözcü öteki detayları gizledi.
Fransa, Gazze’deki hastanelere yardım için bir helikopter gemisi gönderiyor.
Perşembe günü, Fransız hücum gemisi Tonnerre, yakıt ve tıbbi araç-gereç sıkıntısı sebebiyle İsrail hava saldırılarında oldukça sayıda ölümün üstesinden gelmekte zorluk çeken Gazze’deki hastanelere yardım etmek amacıyla Doğu Akdeniz’e doğru yola çıktı.
Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Gazzelilerin tıbbi tedavi ve ilaca erişimini sağlamak için helikopter gemisini göndereceğini duyurdu.
Fransa Müdafa Bakanlığı’na bakılırsa 199 metrelik cenk gemisinin insani destek sağlaması planlanıyor, sadece bunun Gazze Şeridi’ne tıbbi araç-gereç göndermek mi yoksa gemideki yaralı Filistinlilere müdahale etmek anlamına mı geldiği hemen hemen belli değil.
“Koşullar [for providing humanitarian support] hemen hemen kurulmamıştır. Ortaklaşa Müdafa Mensubu sözcüsü, “Düşüncemiz ilkin bölgeye ulaşmak ve arkasından mümkün olduğunca fazla yardım sağlamaktır” dedi.
Pakistan’ın El-Hidmat Vakfı Gazze mağdurlarına ilk yardım gönderdi
Önde gelen insani yardım grubu Alkhidmat Vakfı, mağdurlara yardım etmek için ilk araç-gereç sevkiyatını göndererek Gazze’deki vahim insani duruma süratli bir halde müdahale etti.
Besin maddeleri, ilaçlar, bebek kitleri, doğum kitleri, hijyen kitleri, cibinlikler ve öteki gereksinimler da dahil olmak suretiyle 13 kamyon dolusu gerekseme malzemesinin gelmesiyle Alkhidmat Vakfı, bölgede etkilenen fertleri desteklemeye başladı.
Alkhidmat Vakfı Pakistan genel sekreteri Syed Waqas Jafri, Gazze nüfusunun ihtiyaçlarının acilen karşılanması için büyük çaba sarf edildiğini deklare etti. Medyaya yapmış olduğu açıklamada, kapsamlı yardım paketinin sunulduğunu vurgulayarak, süratli ve etkili yardımın önemini altını çizdi.
“Gazze’de yaşanmış olan ağır insani kriz karşısında Alkhidmat Vakfı, bölge halkının acılarını hafifletmek için harekete geçiyor. Bölge halkının acil gereksinimlerini karşılamak için temel gerekseme malzemelerinden oluşan ilk yardım malzemeleri sevkiyatımız yolda. etkilenen nüfus” dedi Syed Waqas Jafri.
Erdoğan, Batı’nın Gazze’ye karşı önyargılı bulunduğunu söylemiş oldu şu sebeple “dökülen kan Müslümanların kanıdır”
Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a bakılırsa “dökülen kan Müslümanların kanıdır” ve Batılı ülkeler Gazze’de internasyonal hukuku çiğniyor.
İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını “barbarca” olmakla kınadı ve ılımlılık çağrısı yapmak yerine Batılı ülkeleri İsrail’e sarsılmaz destek vermeleri sebebiyle cezalandırdı.
Erdoğan’ın yorumları, Gazze’yle ilgili endişelerini ve çatışmanın kapsamı ile Müslüman halklar üstündeki tesirleri dikkate alındığında internasyonal tepkinin yetersiz olduğuna dair inancını vurguluyor.
Çarşamba günü İskoçya Birinci Bakanı Humza Yousaf, İngiliz İşçi Partisi lideri Sir Keir Starmer ve diğerlerini, Gazze’ye daha çok yardım ulaştırılmasını kolaylaştırmak amacıyla ateşkes talebini reddettikleri için açıkça azarladı.
Şimal Kore, İsrail’in Gazze hastanesini bombaladığını, ABD’yi ‘kabahat ortağı’ olarak nitelendirdiğini söylemiş oldu
Şimal Kore Dışişleri Bakanlığı, İsrail’in 17 Ekim’de Gazze Şeridi’ndeki bir hastaneyi bombalayarak “ABD’nin gizli saklı himayesi altında” açıkça cenk suçu işlediğini deklare etti.
Bir bakanlık sözcüsü ek olarak, devlet tarafınca işletilen haber ajansının bildirdiğine bakılırsa ABD’yi, Orta Doğu’ya tayyare gemileri yerleştirmek de dahil olmak suretiyle İsrail’i askeri olarak silahlandırıp destekleyerek “İsrail’e Filistinlileri hiçbir endişeye kapılmadan katletmesi için yeşil ışık yakmakla” suçladı. KCNA.
Sözcü, “Bu, ABD’nin İsrail’in soykırımına göz yuman ve onu teşvik eden bir kabahat ortağı bulunduğunu gösteriyor” dedi. Dışişleri bakanlığının açıklamasında yorumlarını destekleyecek herhangi bir kanıt sunulmadı.
İsrail’in şimdiye kadar binlerce kişinin ölümüne neden olan en ölümcül Gazze savaşının 20. gününde ordu, kuvvetlerinin “oldukça sayıda terör hücresini, altyapıyı ve tanksavar roket fırlatma noktalarını” vurduğunu söylemiş oldu.
Şimal Gazze’deki operasyonun “savaşın sonraki aşamalarına hazırlık” amacıyla gerçekleştiğini belirten kurum, askerlerin “İsrail topraklarına döndüğünü” de sözlerine ekledi.
Siyah-beyaz videoda, Gazze sınır çitinin yakınında hareket eden bir takım zırhlı vasıta görülüyordu. Öteki görüntülerde ise hava saldırısı ve binaların cephaneyle vurulmuş olduğu ve enkazın havaya uçtuğu görülüyor.
Bir tek birkaç saat ilkin Netanyahu, Hamas’ın kanlı 7 Ekim saldırılarından sonrasında hala acı çeken ve öfkeli olan İsraillilere ulusal televizyonda gösterilen bir konuşmada “varlığımız için bir kampanyanın ortasındayız” demişti.
Resmi sayılara bakılırsa, ülke tarihinin en kötüsü olan şok saldırıda Hamas’tan oluşan silahlı gruplar Gazze’den İsrail’e akın ederek bir çok sivil olmak suretiyle 1.400’den fazla insanı öldürdü ve 224 kişiyi daha kaçırdı.
İsrail’in su, yiyecek, yakıt ve öteki temel kaynakların çoğunu kestiği kuşatma altındaki bölgede insanların çekmiş olduğu acıların boyutuna ilişkin şok büyürken, bu senaryo internasyonal alarmı daha da artırdı.
Cenup Gazze’de yaslı Filistinli hanım Ümmü Ömer el-Khaldi şunları söyledi: AFP İsrail saldırısında komşularının evi harabeye çeviren ve birçok kişinin korkuyla yerin altına gömülmesine yol açan bir saldırıda öldürüldüğüne iyi mi şahit bulunduğunu söyledi.
Dış dünyadan umutsuzca yardım isteyen hanım, “Onların bombalandıklarını gördük; çocuklar anneleri onlara sarılırken bombalandılar” dedi.
“Araplar nerede, insanlık nerede?” dedi. “Bizlere acıma et, bizlere acıma et.”
‘Hiçbir yer güvenli değil’
Muharebede artan ölü sayısı, İsrail’in 2005 senesinde minik kıyı topraklarından tek taraflı olarak çekilmesinden bu yana açık ara en yüksek sayı; bu, daha önceki dört Gazze savaşına şahit olan bir dönem.
Tüm mahalleler yerle bir edildi, cerrahlar bazı yaralıları anestezisiz ameliyat ediyor ve dondurma kamyonları geçici morglara dönüştü.
Kaotik sahnelerde, gönüllü acil durum ekipleri ve komşular, sivil kayıplarını çıkarmak için kimi zaman çıplak elleriyle kırık beton ve kumu pençeliyor.
Bir çok süre yalnızca üst üste yığılmış, kan lekeli beyaz kefenlere sarılmış cesetlerini buluyorlar.
BM’nin Filistin topraklarından görevli insani yardım koordinatörü Lynne Hastings, “Gazze’de hiçbir yer güvenli değil” dedi.
İsrail’in kuvvetli bir destekçisi olan ABD Başkanı Joe Biden, İsrail’in Hamas hedeflerini takip ederken “masum sivilleri koruması” ve “cenk yasalarına” uyması yönündeki çağrılara katıldı.
27 üyeli Avrupa Birliği’nin liderleri Perşembe günü, son aşama gereksinim duyulan yardımı sağlamak için harpte “insani bir duraklama” çağrısı yapılıp yapılmayacağını tartışıyorlardı.
Çarşamba günü Kahire’de konuşan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, “sivillerin yaşamını riske atacak büyük bir müdahalenin hata olacağı” mevzusunda uyardı.
Ürdün Kralı Abdullah da yaşanmış olan acıya duyulan öfkenin Orta Doğu’da “patlamaya yol açabileceğini” söylemiş oldu.
‘Cehennem ateşi yağıyor’
Yırtıcı bombalama kampanyasını yumuşatmaya yönelik artan çağrıların ortasında Netanyahu, İsrail’in “Hamas’ın üstüne cehennem ateşi yağdırdığını” ve “binlerce teröristi” öldürdüğünü söylemiş oldu.
Kendisi, “Hamas’ı ortadan kaldırmak” ve “esirlerimizi eve getirmek” amacıyla bir “kara saldırısının” zamanlamasını cenk kabinesi ve ordunun belirleyeceğini söylemiş oldu.
Sadece “Ne süre, iyi mi ve kaç tane kuvvetin katılacağını ayrıntılandırmayacağım” diye altını çizdi.
Netanyahu ek olarak ilk kez 7 Ekim’de ortaya çıkan güvenlik açıklarını açıklamak zorunda kalacağını da kabul etti.
“Hata incelenecek ve ben dahil hepimiz yanıt vermek zorunda duracak” dedi. “Fakat bunların hepsi ondan sonra olacak.”
Geleceği de düşünen Biden, “Bu kriz bittiğinde bundan sonrasında ne olacağına dair bir vizyonun olması icap ettiğini” altını çizdi.
Washington’un bağımsız İsrail ve Filistin devletleriyle iki devletli çözümü desteklediğini yineledi.
ABD başkanı, “Bu, tüm tarafların (İsrailliler, Filistinliler, bölgesel ortaklar, küresel liderler) bizi barışa giden yola sokmak için yoğun bir çaba harcanması anlamına geliyor” dedi.
Sadece şimdilik, şiddetli cenk, İran destekli Suriye ve Lübnan’daki Hizbullah benzer biçimde İsrail’in daha çok düşmanını çekmesi durumunda bölgesel bir çatışma korkusunu ateşledi.
Ortadoğu’da geniş bir askeri üs ağına haiz olan İsrail’in en büyük müttefiki ABD’ye yönelik saldırılarda da artış yaşandı.
İslam Devleti cihatçı grubunun kalıntılarıyla mücadeleye yardım etmek için Irak’ta ortalama 2.500, Suriye’de ise ortalama 900 Amerikan askeri bulunuyor.
Pentagon, 17-24 Ekim tarihleri içinde ABD ve bağlaşık kuvvetlerine Irak’ta 10, Suriye’de ise üç hücum düzenlendiğini ve bu saldırıların “tek yönlü hücum uçakları ve roketlerden oluşan bir karışım”la gerçekleştiğini söylemiş oldu.